Virginia Üniversitesi kampüs tasarımı kamusal yaşamın nasıl olması gerektiğine dair bir deney olarak ele alınabilir.
In fact an University should not be an house but a village. [i]
Üniversite büyük bir ev değil, bir köy gibi olmalı.
Thomas Jefferson
…Cities force growth and make men talkative and entertaining, but they make them artificial. [ii]
…şehirler insanları konuşkan ve eğlenceli yapıyor, ama aynı zamanda da yapay…
Ralph Waldo Emerson
1801-1809 tarihleri arasında ikinci ve üçüncü dönemler Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olan Thomas Jefferson’a göre, 1776 yılında ilan edilen – kuruluşunda aktif olarak rol aldığı, Cumhuriyet’in sürdürülebilmesi ve vatandaşlarının özgürlüklerinin güvencede olabilmesi ancak toplumun tanımlı ve yüksek bir eğitim seviyesine sahip olması ile mümkün kılınabilirdi. Jefferson, savunduğu bu fikri yaşadığı eyalet olan Virginia’da, kurucusu ve mimarı olduğu Virginia Üniversitesi Kampüsü ile – kendi deyimiyle, tasarladığı “akademik köy” (academic village) ile, hayata geçirmişti.[iii]
Virginia Üniversitesi’nin inşaatına 1817 yılında başlanmış ve yapı 1825 yılında tamamlanmıştır. Açıldığında 216 öğrencisi ve 10 fakültesi bulunmaktaydı. Jefferson’ın kampüs tasarımı, kendisinin önemli bir temsilcisi olduğu Amerikan kültürünün idealindeki pastoral yaşam ile kentli yaşamın çelişen imgelerini, bu kampüsün tasarımı dahilinde uzlaştırma çabasının bir ürünüydü. [iv]
Resim1. 1856 tarihli gravür pastoral doğa ve kampüs yapıları
Virginia Üniversitesi kampüs tasarımı kamusal yaşamın nasıl olması gerektiğine dair bir deney olarak da ele alınabilir. Aydınlanma çağının ideali olan akılcılık ve bireyin özgürlüğü, bireyin hakları ve kolektif yaşamın kuralları ile bir araya geldiğinde kaçınılmaz olarak kamusal olanın ifade arayışını; hem mimari tasarımda, hem de kentsel ölçekte yapılan müdahalelerde özgün bir araştırmayı ve tutarlı bir öneriyi gerektiriyor. Bu yazıda, kampüs tasarımında birbirine karşıt iki imgenin, kampüsün merkezindeki çim avlunun çağrıştırdığı doğa ve kırsal imgenin, çim avluyu çevreleyen kolonad ve gerisindeki yapılarla, bu yapılar ile önerilen kamusallığın ve kentli imgenin, bugünden baktığımızda mimari ve kentsel ölçeklerdeki tasarımın proje bütünlüğü içinde çözümlenmesinden bahsedilmektedir.
Resim 2. Çim avlu ve kolonad
Resim 3. Kolonad
Resim 4. Rotunda
Thomas Jefferson, bir devlet adamı ve bir avukat, günümüzde yetenekli bir amatör mimar olarak anılıyor [v]. 1743 ve 1826 tarihleri arasında yaşayan Jefferson, 1776 yılında bağımsızlık bildirgesini hazırlıyor. 1784 – 1789 yılları arasında Avrupa’da diplomat olarak bulunuyor. 1797 – 1809 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri’ne başkanlık yapıyor. Virginia Üniversitesi Kampüsü ve kendi evi Monticello Villası da dahil olmak üzere, 30’a yakın mimari projesi var. Tüm yazışmalarını kopyaladığı mekanik el, şifreleme makinası, tek kolu itildiğinde simetriği açılan çift kanat kapı, mekanik şişe asansörü ve bunun gibi çeşitli ilginç icatları olan bir mucit aynı zamanda – bir Rönesans adamı. Jefferson’ın bilgili ve iddialı olduğu konular yapı sanatı, tarım ve devlet yönetimi, bu bakımdan 18. yüzyıl aydınlanma çağının ilerici bir bireyi olarak anılan Jefferson; belirtmek gerekir ki ne daha sonraki yüzyılın spekülatif – maceraperest tüccarı veya sanayicisi, ne de önceki yüzyılın ortaçağ ilahiyatçısı [vi].
Virginia Üniversitesi Kampüsü’nün mimari ve kentsel tasarımın dikkat çekici özelliğini merkezinde bulunan teraslanmış çim avlu ve bu alanı çevreleyen kolonad belirlemektedir. Sağ ve sol uzun kenarlardaki ağaç sıralarının arkasında çok düzenli ritmik sıralanan dorik düzendeki sütunlar, yeşil alanı çevreleyen, üstü kapalı yarı açık yürüme yolları oluşturmaktadır. Kolonad, bu yarı açık dolaşım alanı boyunca devam eden öğrenci odaları ile hocaların lojmanlarının açıldığı bir dolaşım mekanıdır; bu yaşam alanlarını dış hava şartlarına karşı korunaklı kılar ve yaya dolaşımının sürekliliği içinde birbirine bağlarken, ortak yeşil alanı da çerçeveler. Dikgen yerleşim planı düzeninde yerleştirilmiş olan kolonad ve lojmanların modüler olarak tekrar eden düzeni içinde yer alan kubbeli rotunda yapısı genel yerleşimin odak noktası konumundadır.
Resim 5. Kamusal Alan
Kampüsün mimari yerleşimi, ortaçağda din temelli eğitim işlevini üstlenen manastır veya medrese yapılarını çağrıştırmaktadır. Öğrenci odaları ele alındığında, her odanın tek hücreden oluşması, odaların korunaklı bir kolonada açılması, bir avlu etrafında toplanması din merkezli komplekslerde de gözlemlenen özelliklerdir. Ancak, vurgu ve ölçek bakımından – manastır veya medreselerde merkezi konumda olan ve dini programla yüklenmiş birimlerin yerine, bu kampüste klasik mimarinin sembolü olarak algılanabilecek bir Rotunda yapısının içerisinde kütüphane yer almaktadır. Diğer bir fark ise tasarımda merkezi çim alanın tamamen kapalı bir avlu değil, tek ucu bilinçli olarak açık bırakılmış ve Jefferson’ın deyimiyle “zihnin açık fikirli olması” [vii] gerektiği gibi çim avlunun tek cephesini uzak peyzaj manzarasına açık bırakmıştır. [viii]
Resim 6. Kampüsün aksonometrik anlatımı
Yapıyı özgün kılan pek çok farklı unsurdan söz etmek gerekiyor. Vaziyet planı ölçeğinde yapının kurgusunu birbirine paralel yerleştirilen dört sıra yapı oluşturmaktadır. Her bir yapı sırası tek katlı öğrenci odalarını barındırmaktadır. Her sırada ritmik olarak iki katlı yapılar cepheyi modüle etmektedir. Sağ ve sol çeperde kalan iki sırada ikişer adet başlarda ve birer adet merkezde toplam altı adet yapı içinde yemek salonları bulunmaktadır ki bunlara “Hotel” denilmektedir. İçeride kalan ve çim avluyu sınırlandıran iki sırada ise toplam on adet iki katlı yapı bulunmaktadır ki bunlar da hocaların lojmanlarıdır ve “Pavillion” olarak anılırlar.
Resim 7. Vaziyet planı
Mimari ve kentsel tasarımın bütünlüğü sağlayan mimari düzenlemeler tekrar eden yapıların bireysel değil birbirleriyle ve doğal çevreleriyle bütünlük içinde tasarlanmış olmalarıdır. Tek katlı öğrenci odalarının çevrelediği çim avlu ve iki katlı lojmanların oluşturduğu ritmik düzeni Rotunda’nın kompozisyona getirdiği dikey hareket ve odak noktası tamamlamaktadır. Mimari dil seçimi ise bu birliktelik içinde varsıl bir çeşitliliğe olanak vermektedir ki bundan ileride daha detaylı bahsedilecek.
Vaziyet planı kamusal alanların, özel ve yarı-özel alanların düzenlenmesine olanak sağlamakta. Farklı derecede özel, yarı-özel ve ortak alanlar merkezi çim terasların çeperinde düzenlenmiş. Dört sıra halinde yerleştirilen yapıların merkezindeki çim avlu kamusal alan iken dış çeperdeki yurt odaları ile merkezdeki yurt odaların arasında kalan batı ve doğudaki bahçeler yarı-özel alanları oluşturuyor.
Resim 8. Doğudaki bahçelerin havadan görünümü
İşlevsel olarak servis alan ve servis veren alanlar yayaların yürüyüş yollarından ayrılmış ve tüm öğrenci odaları ve hoca evlerine araç ve servis ulaşımı sağlanmış. Burada servis mekanlarının araziyi şekillendirmekte nasıl kullanıldığından bahsetmek gerekiyor. Tek katlı öğrenci yapılarının bodrumları arka cephede ve alt kottan kullanılıyor. Ön cephesinde ise tek katlı görünen yapı arazinin tesviye edilerek doğal halinden daha geniş bir düzlük elde edilmesini sağlıyor. Bu çözüm mimari kesitte daha iyi anlaşılabilir.
Resim 9. Yurt ve lojman yapıların kesiti
Aynı mimari kesit Jefferson’ın kendi evi Monticello Villasında da var. Mutfaklar, depolar ve diğer hizmet mahalleri evin bodrum kotunda yerleştirilerek, çatıları zemin katta bahçenin genişletilmesine olanak sağlayan teraslar. Dolayısıyla bir tepeye yerleştirilmiş olan evin bahçesi evin önünde sağa ve sola doğru aslında doğal arazinin kendiliğinden elvermeyeceği bir teraslanmış düzlüğü, bodrum katta inşa edilen hizmet mahalleri bir nevi istinat duvarı gibi çalışarak arazinin tesviye edilmesi ile sağlanıyor.
Resim 10. Monticello Villası zemin kat ve bodrum kat çakıştırılmış plan
Bir sırta yerleşmiş olan kampüs yapılarında da aynı prensip uygulanmış. Tek katlı öğrenci odaları arka cephede iki katlı, iki katlı olan hoca lojmanları ise arka cephede üç katlı yapılar olarak okunuyor. Bunun sebebi merkezdeki çim avlunun yapıların istinat duvarı gibi kullanılarak tesviye edilmesi ve doğal arazideki kot farkının yapıların kesitinde çözümlenmiş olması.
Dolayısı ile arazinin tasarıma entegre edilmesinden bahsetmek gerekiyor. Arazi gerektiği yerde yeniden şekillendirilmiş – teraslanarak düzeltilmiş. Binalar tekrar eden yapı parçalarından oluştuğu için arazi eğimine uyumlu olarak yerleştirilmiş, büyük ölçekli hafriyat gerektirmeden. Peyzaj tasarımı, yapıların aralarında kalan açık alanlar yapılarla birlikte eş zamanlı tasarlanmış.
Jefferson’ın tasarımı, yapıyı tekil bir nesne olarak tanımlamanın ötesine geçerek yapıyı dış mekanı tanımlama aracı olarak kullanmaktadır. Yapıyı kentsel mekan olarak tanımlama çabasından ve hatta kamusal mekan tanımlama aracı olmasından bahsedilebilir. Dış mekanı tanımlamanın Jefferson için birkaç stratejisi var. Bunlardan ilki düz, tesviye edilmiş bir zemin oluşturmak. Bunun için servis mekanlarını bodrum katta toplayarak ve mimaride servis mahallerini istinat duvarı gibi kullanarak üstte geniş bir düzlük oluşturuyor. Servis mahallerini dikgen planda yerleştirerek dolayısıyla üstte yarattığı teraslanmış dış mekanında dikgen biçimde bir mekan oluşmasını sağlıyor. Diğer bir strateji ise tekrar eden yapı elemanları kolonad – tek katlı yatay uzun yapılar ve iki katlı tekrar eden lojman yapılarıyla dış mekanın yani kentsel mekanın modülasyonunu sağlıyor. Dış mekana bir ritim belirli oransallıkta ölçek kazandırıyor. Kurduğu düzeni klasik bir simetrik ile tamamlıyor. Son stratejisi ise mimari dil seçimi. Roma mimarisini tarz olarak seçiyor. İtalya ve Fransa’da diplomat olarak bulunduğu yıllarda gözlemleme fırsatı bulduğu Roma ve Rönesans yapılarından alıntılar yaparak kampüsün mimarisini tanımlıyor.
Kampüsün en çarpıcı mekanı yapıların çevresinde yerleştiği geniş çim avludur. Bu açık alan, 61 metre eninde 183 metre boyunda, araziye uyumlu olarak uzun yönde teraslanmış, her teras yaklaşık birer metre yüksekliğinde dört seviyede tasarlanmış çim bir düzlüktür. Dış formun dikgen konturu, terasları ile tamamen insan eliyle şekillendirilmiş bir doğa parçasıdır. Çim avlunun iki uzun kenarı boyunca, karşılıklı iki kolonad paralelinde devam eden birer sıra ağaç dizisi yer almaktadır. Bunlar birbirine aralıklı uzaklıkları eşit olmayan, türleri de farklı olan ağaçlardır. Ağaçların bu şekilde sıralı yerleştirilmesi, perspektif algıyı güçlendirerek, çim alanın uzunluğunu ve genişliğini vurgulamaktadır.
Resim 11. Kolonad
Doğal olan ile insan yapısı çevrenin birbirini şekillendirmesi ve karşılıklı uyumu, teraslanmış çim alan ve dorik kolonad ile ağaç sırasının üst üste düşen görüntüleri ile oluşan perspektifte, kısa kenarında ucu açık bırakılan yeşil alan da Virginia peyzaj manzarasına açılmıştır. Kısa kenarlardan birinin üzerinde yer alan Rotunda’nın karşı kısa kenarında da bir peyzaj manzarası yer almaktadır. Böylece Jefferson, bir tarafta insan yapısının katı, değişmez ve matematiksel olarak mükemmeli amaçlayan dokusu ile öteki tarafta doğanın günden güne değişen renklerini, iklimi ve mevsimlerin dönüşümünü, gökyüzünün hareketini bir araya getirmiştir. Jefferson’ın tasarladığı kampüs yapılarının merkezinde yer alan çim alanın şiirselliği burada başlıyor.
Bu çim alan, hem bir yapı parçası, hem de kentsel bir mekan olarak düşünülmelidir. Aynı zamanda da üniversitede eğitim gören öğrencilerin ve hocaların gündelik yaşamlarının da sahne aldığı bir tiyatro sahnesi gibidir. Öğrencilerin derse gidiş gelişleri, hocaları ile görüşmeleri, kapalı yaşam alanlarından yeşil alana taşan toplantılar, partiler – mimarinin durağan yapısını dinamik kılan yeşil alandaki bu hareket serbestisi, yapı dokusunun daha otoriter ve değişmez klasik düzeniyle hem karşıtlık oluşturmakta, bu karşıtlık ayrı iki karakterdeki tasarım öğesinin bir birlerini tamamlamasına ve beslemesine olanak sağlarken, bir yandan da düşünsel bir dinamizm yaratmaktadır. Başka bir karşıtlık ise tasarımda çim alanın boş bırakılarak tüm devinimin çeperde sütunlu yaya yollarında toplanmış olmasıdır. Böylece, insan hareketiyle dinamizm kazanan boş açık alan karşıtlığında, tasarımla sabit olan yapı dokusunda kazanılan dinamizm arasında bir diyalog önerilmiştir.
Resim 12. Dönem başında tanışma partisi
Jefferson kampüs tasarımına akademik eğitimin temeli olan öğrenci ve hocaların yaşam alanlarının, özel odalarının yerleşimi ve birlikte çalışacakları toplantı odalarının tasarımı ile başlamış. Öğrenci odaları ikişer kişilik hücreler halinde tek katlı yapılarda sıralanarak yerleştirilmiş. Hücreler sütunlu tek katlı yürüme yolu arkasında sıralanmış ve hocaların lojmanlarının sağında ve solunda üçer adet olacak şekilde yerleştirilmiş. Hocaların lojmanları ise iki katlı konutlar. Konutların alt katı derslerin yapıldığı toplantı odaları ve salonlar üst katları ise hocaların özel konutları olarak tasarlanmış. Bu şekilde öğrenci odaları ve hocaların konutlarının oluşturduğu modüler birimler uzun bir çim avlunun etrafında sıralanmış.
Resim 13. Tipik öğrenci odası
Resim 14. Çim avluya giriş kapılarından biri
Bu yaklaşım bugün üniversite fakültelerinin barındığı yapıların oluşturduğu kampuslardan çok farklı bir yaklaşım. Hocaların ve öğrencilerin eğitim gördükleri mekanlarda yaşıyor olmaları günümüzde mesai saatleri içinde bulunulan fakülte binaları ve mesai saatleri dışında dönülen yaşama mekanları, lojman ve kentlerin işlevsel olarak ayrıştığı modern hayat tarzından farklı.
Çim avluyu çevreleyen öğrenci odaları günümüzde üniversitenin artan nüfusuna görece çok az sayıda kalmış durumda. Günümüz koşullarına göre konforlu da sayılmazlar. Yapay iklimlendirme yok ve yaz aylarında odalar çok sıcak oluyor. Odalarda tuvalet veya duş da yok. Banyolar arka bahçelerde ayrı yapılarda konumlandırılmış, özellikle kış aylarında bu durum bir sıkıntı olabilir. Ancak yine de bu odalarda kalmak öğrenciler için bir prestij meselesi ve özel bir deneyim, dolayısı ile çok talep var. Her akademik yıl başlangıcında bu odalarda kalacak öğrenciler kura ile belirleniyor.
Resim 15. Edgar Allen Poe 1826 yılında yaşadığı oda
Resim 16. Duş almaya giden öğrenci
Yapının dış çeperinde yine uzun tek katlı sıralar halinde öğrenci odaları var. Burada kolonad çim avludan farklı ve dikdörtgen kesitli tuğla kolonlar ve kemerli bir yapı sırası var. Sosyal mekanları barındıran daha yüksek çatılı yapılar ritmik tekrar içerisinde farklılaşmayı sağlamaktadır. Sağ ve sol kolda üçer adet toplam altı adet yapı dikdörtgen planın dört köşesinde ve iki kenarın merkezlerinde yerleştirilmiş. Bu yapılar “Hotel” olarak adlandırılmış ve işlevi yemek salonları. Yemek salonları kampüs ilk açıldığında 6 farklı işletmeye kiraya verilerek öğrencilere yemek hazırlanması işlevi sağlanmış. Yemek salonlarını işleten 6 farklı aşçı da aileleri ile birlikte kampüste yaşamaktaydı. Hatta Jefferson yapılardan birini Fransız bir aşçının işletmesini, öğrencilerin Fransız yemekleri yerken aynı zamanda Fransızca öğrenmelerini önermiştir [ix]. Bu yapılarda da kampüsün genelinde geçerli olan mantık, öğrencilerin tek büyük bir mekanda yemek yerine daha küçük gruplarla yemek sırasında sosyalleşebilecekleri ve akademik sohbetlerde bulunabilecekleri öngörüsü ile ufak ölçekte ve çoklu sayıda planlanmıştır.
Resim 17. Dış çeperdeki yurt odalarına ait kolonad
Jefferson yapıların mimarisinde yoğun tek bir binada öğrencileri ve derslikleri toplamak yerine daha açık ve ferah, ihtiyaç oluştukça geliştirilebilecek, eklemlenebilecek bir sistem öneriyor. 1816 yılında Virginia valisine yazdığı bir mektupta kampüsü şöyle anlatıyor Jefferson: “ Kuvvetle öneririm ki … çok büyük tek bir bina yerine her profesörlük için ayrı küçük bir bina olmalı, bir meydan çevresinde uygun mesafede aralıklı düzenlenmiş, eklemlenmeye uygun, kolonad ile bir birine bağlı – ki bir okuldan diğerine ıslanmadan gidilebilsin. Köy biçimi tek büyük bir binaya pek çok sebepten daha tercih edilir, özellikle yangın, sağlık, ekonomik, huzur ve sessizlik.” [x]
Jefferson Virginia Üniversitesi’nin Amerika’da kurulan halka açık ilk üniversitelerin arasında olduğunu düşünerek kendisinden daha önceki kabul görmüş ve çoğu belirli bir dini görüşün hakim olduğu özel üniversitelerden mimari ve akademik olarak farklılaşmayı amaçlıyor. Mimari stilin evrensel değerleri yansıtması gereği ile hem yerel hem de dini referansları içeren mimari stillerden uzak.
Yapısal olarak avluda baskın yapı kubbeli rotunda binası ancak bu yapının sembolik olarak üstlendiği işlev laik. Yapı okulun ilk kütüphanesi ve toplantı salonlarının barındırmak üzere tasarlanmış ve mimari olarak Roma’da bulunan Pantheon yapısının yarısı oranında küçültülmüş bir kopyası.
Jefferson’ın Roma mimarisini kendisine model olarak seçmesinden bahsederken kampüsün odak noktası olan Rotunda’nın, kampüsün ilk tasarımında ve şemalarında bulunmadığını belirtmek gerekiyor. Jefferson’ın ilk tasarımında iki ucu doğaya açılan çim avlu etrafında toplanan tek ve iki katlı yapılar yeknesak bir kurgu ile tasarlanmış. Merkezi bir yapı, yani Rotunda fikri kampüsün inşaatı başladıktan sonra Jefferson’ın danışmanı Mimar Henry Latrobe tarafından önerilmiş ve uygulanmış. Bugün bakıldığında tek ve iki katlı yapıların yatay ve yaygın dokusu ile Rotunda’nın dikey, merkezi ve baskın duruşu bir karşıtlık yaratmaktadır. Lewis Mumford’ a göre kampüs tasarımının aslında dikgen geometrisinin ve paralel sıralarda yerleştirilen yapıların iki ucu açık planlamasında Rotunda fikri aykırıdır ve Jefferson’ın ana fikrine bir eklemedir. [xi]
Resim 18. Kampüsün ilk şemasını anlatan 1820 tarihli izometrik çizim
Yapının Roma dönemi mimarisinden örneklenmesine dönecek olursak Jefferson’ın Klasik Roma stilini seçmesi bir tesadüf değil çünkü Roma yapıları Hristiyanlık dönemi öncesinde Pagan kültürü dönemine ait ve Hristiyan dini sembolizminden arındırılması mümkün bir mimari dil sunuyor. Jefferson’a göre Roma mimari stili kamusal alanda dini sembolizmden arındırılan bir mimari dil geliştirmenin bir aracı aslında. Yine Lewis Mumford’a göre Jefferson’ın bu yaklaşımı yani Roma tapınak ve saraylarını inşa ederken geliştirilen tarihi bir stili farklı amaçlar için yüzyıllar sonra yapılan yapılarda uygulamanın geçerliliği tartışmalı. [xii] Ancak Jefferson’ın Roma mimarisine bakış açısı altında yatan evrensel prensipleri anlamak ve aktarmaktı ve ona göre Roma mimarisi Virginia da zamanında uygulanan yerel mimarlıktan çok ileriydi. [xiii]
Resim 19. II, IV, III sayılı lojmanların Jefferson tarafından yapılan çizimleri
Gerçekten de kampüste hocaların lojmanlarını oluşturan on adet iki katlı yapı her biri farklı bir roma yapısından alıntılar yapılarak tasarlanmış. On yapının her biri diğerinden farklı tasarlanmış. Kimi beşik çatılı, kimi kırma çatılı veya teras çatılı. Bu yapılara ait sütunlar tek katlı veya iki kat yüksekliğinde, Dorik veya Kompozit düzende – Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki Roma yapılarından kopyalanmış ve farklı lojmanlarda farklı aralıklarla yerleştirilmiş. Jefferson her ne kadar bu tasarımın mimarlık öğrencileri için öğretici olacağını savunuyorsa da bugün bakıldığında bize cazip gelen sunulan mimari çeşitliliğin sıkıcılıktan uzak bir varsıllık sunması. [xiv]
Resim 20. Örnek lojmanlar
Kampüs 1825 yılında faaliyete başladığında çim avlu etrafında bir birinden bağımsız ve farklı görünümde on adet fakülteyi temsil eden lojman yapıları tamamlanmış, fakültelerde ders vermek üzere, Siyaset Bilimi ve Hukuk profesörü dışındaki hocalar Avrupa’dan davet edilerek aileleri ile birlikte kampüse yerleştirilmişlerdi. Akademik fakülteler sırasıyla: 1. Antik diller, 2. Modern diller, 3. Matematik, 4. Fizik, 5. Mühendislik, 6. Botanik ve Zooloji, 7. Anatomi ve Tıp, 8. Siyaset Bilimi, Hukuk ve Ekonomi, 9. Kamu yönetimi ile 10. Felsefe, Etik ve Estetik bölümleri idi. [xv]
Virginia Üniversitesi’nin tarihi kampüsü, günümüzden bakıldığında – hem mimari ölçekte, hem de kentsel ölçekte, bünyesinde barındırdığı karşıtlık ve çelişkileri özgün bir tasarım bütünlüğü içinde çözümlemektedir. Virginia Üniversitesi’nin 1817 – 1825 yılları arasında inşa edilen kampüs yapıları, Thomas Jefferson’ın insan yapısı olarak sunduğu “kültür ve kent” ile insan yapısı olmayan “doğa ve kırı” bir araya getirme idealinin bir ürünü olarak algılanmalıdır. Alex Krieger’a göre Amerikan kültürünün bir ideali medeniyetin kabul edilen düzenini, bireyin kendisini kırsal hayatı gözlemleyerek donatacağı, doğanın özündeki gerçeklerle sürekli sorgulamasıdır. Krieger’a göre Jefferson’ın kampüsü bu idealin bir ürünüdür. [xvi]
Resim 21. 1824 tarihli gravür
Virginia Üniversitesi Kampüsü, Jefferson’ın kuruluşunda rol aldığı ve iki dönem başkanlık yaptığı Cumhuriyeti yeni dünyada temsil edecek, kamusallık ve kamusal alan kavramlarını kendi idealize ettiği biçimde, bir devlet üniversitesi bünyesinde sunma isteğinin bir sonucudur. Neo-klasik mimari stilde yapılarla doğal peyzajı özgün bir biçimde bir araya getiren, ilgi ve merak uyandıran yönü, bünyesinde barındırdığı ve bir biriyle uzlaşmaz gibi görülen imgelerin bir arada olma durumlarından kaynaklanıyor. Kolonlarla çevrili kentsel ve kolektif paylaşılan bir mekanı ve bunun çağrıştırdığı kentsel imgeyi, aslında, bu kentsel/kamusal imgenin merkezinde yarattığı kentsel boşluğu dolduran çim avlu ve sıralı yerleştirilmiş ağaç dizeleriyle, yani doğaya ve kırsal peyzaja verilen referans ile yan yana getiren Jefferson bizi şaşırtıyor.
Dahası mimari dil seçimi ki – burada Jefferson’ın kendi ifade ettiği şekilde mimari geçerliliği tartışmasız ve meşrutiyeti evrensel olan Roma mimari stilinin ötesinde, Roma şehrine de referans veriyor. Roma şehir tarihi geleneksel şehirlerin temel altyapısı olan kurgusunda; sınırları içine insan yapısı olanı ve kültürünü alarak; sınırları dışında doğayı, kırı ve değişeni, kontrol edilemeyeni bırakan güçlü imgesi ile Roma mimarlığını bir bakıma geleneksel iç – dış ilişkisini tersine çevirerek tasarımında bize sunuyor, zihnimizin alışageldiği karşıtlığı ters yüz ediyor.
Kampüs tasarımının bünyesinde barındırdığı karşıtlıklar insan yapısı olan ile doğal olanı yan yana getirmesi, kent kültürünü ve kırsal peyzajla uzlaştırma çabası ile sınırlı değil. Aynı zamanda bireysel özgürlükler ve haklar ile toplumun kurallarının birlikteliğinin, kısaca kolektif yaşamın mimari karşılığının araştırılması. Bireyin ihtiyaçlarını ve toplumun gereksinimlerini bireyin özgürlüklerinden ödün vermeden toplum yaşamının gerekliliklerini yerine getirebilme yetisi üzerine bir mimari tasarım denemesi. [xvii]
Resim 22. Jefferson’ın yurt odaları ve lojman eskizi
Resim 23. Jefferson’ın William Thornton’a 1817 yılnda yazdığı mektup ve kampüsün ilk şeması
Ali Kural
Cambridge, MA. Ocak 2016
Browne, Micheal. University of Virginia, The Lawn Thomas Jefferson, Architecture in Detail, Phaidon Press, London, 1994.
Guinnes, Desmond; Sadler Jr., Julius Trousdael. Mr. Jefferson Architect, The Viking Press, New York, 1973.
O’neal, William B. Pictorial History of the University of Virginia, The University Press of Virginia, Charlottesville, 1968.
Hogan, Pendleton. The Lawn, A Guide to Jefferson’s University, The University Press of Virginia, Charlottesville, 1987.
Wilson, Richard Guy; Butler Sara A. The Campus Guide, University of Virginia, Princeton Architectural Press, New York 1999
Wilson, Richard Guy, Editor, Thomas Jefferson’s Academical Village, The Creation of an Architectural Masterpiece The University Press of Virginia, Charlottesville and London, 2009.
Wills, Gary, Mr. Jefferson’s University, National Geographic Publications, Washington, DC., 2002.
Loi, Maria Cristina. Thomas Jefferson (1743 – 1826), Primo Architetto Americano, Citta Studi, Milano, 1993.
Tyler, Susan Hitchcock, The University of Virginia, A Pictorial Survey, The University Press of Virginia, Hong Kong, 1999.
Thomas Jefferson’s Architectural Drawings, A Massachusetts Historical Society Picture Book, Anthoensen Press, Portland, Maine, 1960.
Mumford, Lewis. The Universalism of Thomas Jefferson, in The South in Architecture, De Capo Press NewYork, 1941, ed. 1967
“The American City: Ideal and Mythic Aspects of a Reinvented Urbanism” Author(s): Alex Krieger Source: Assemblage, No. 3 (Jul., 1987), pp. 38-59 Published by: MIT Press
Resimler. Kapak, 2, 3, 4, 5, 7, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 20 Ali Kural
Resim. 1, Pictorial History of the University of Virginia
Resim. 6, 9, 19, 22, 23 University of Virginia, The Lawn. Thomas Jefferson, Architecture in Detail
Resim. 8, 18, 21, The University of Virginia, A Pictorial Survey
Resim. 10, Mr. Jefferson Architect
[i] Guinnes, Desmond; Sadler Jr., Julius Trousdael. Mr. Jefferson Architect, The Viking Press, New York, 1973, pg.120
[ii] “The American City: Ideal and Mythic Aspects of a Reinvented Urbanism” Author(s): Alex Krieger Source: Assemblage, No. 3, pg.54
[iii] “Liberty can never be safe but in the hands of the people themselves, and that, too, of the people with a certain degree of instruction” Thomas Jefferson’ın George Washington’a açıklaması, yıl 1786. Wilson, Richard Guy; Butler Sara A. The Campus Guide, University of Virginia, Princeton Architectural Press, New York 1999, Pg.4
[iv] “The American City: Ideal and Mythic Aspects of a Reinvented Urbanism” Author(s): Alex Krieger Source: Assemblage, No. 3, pg.54
[v] Lewis Mumford’a göre bir meslek sahibinin yalnızca kendi mesleği ile ilgilenmekle kalmaz başka konularla da ilgilenirse kendi mesleğini tam yapamayacağına kanaat getiren günümüz kültürü, Thomas Jefferson’ın mimar olarak anılması zor kabulleniyor. Ancak Jefferson’ın mimari çizimlerine bakmak ve gerçekleştirdiği binaları incelemek, herhangi bir mimarlık okulunda eğitimini almamış olsa da Jefferson ‘un mimar olarak anılması için yeterli. Mumford, Lewis. The Universalism of Thomas Jefferson, in The South in Architecture, De Capo Press NewYork, 1967, pg.43
[vi] İbid, pg.44
[vii] Wilson, Richard Guy, Editor, Thomas Jefferson’s Academical Village, The Creation of an Architectural Masterpiece The University Press of Virginia, Charlottesville and London, 2009.
[viii] Çim avlunun kampüs ilk yapıldığında açık olan cephesi daha sonra 1896 yılında yapılan fakülte binası ile yeniden tanımlanmıştır.
[ix] Wilson, Richard Guy, Editor, Thomas Jefferson’s Academical Village, The Creation of an Architectural Masterpiece The University Press of Virginia, Charlottesville and London, 2009.
[x] Mumford, Lewis. The Universalism of Thomas Jefferson, in The South in Architecture, De Capo Press NewYork, 1967, pg.64
[xi] İbid, pg.71
[xii] İbid, pg.53
[xiii] İbid, pg.54
[xiv] İbid, pg.72
[xv] O’neal, William B. Pictorial History of the University of Virginia, The University Press of Virginia, Charlottesville, 1968.
[xvi] “The American City: Ideal and Mythic Aspects of a Reinvented Urbanism” Author(s): Alex Krieger Source: Assemblage, No. 3, pg.54
[xvii] 2010 yılında Charlottesville şehrinde bulunduğum ve kampüsü yerinde incelediğim zaman aldığım notlar üzerinden 2016 yılında yazdığım makalenin düzeltmelerini yapan B. Deniz Çalış Kural’a teşekkür ederim.
1 Yorum
Bildiğim kadarıyla UVA yazıda bahsedildigi gibi Amerika’nın ilk devlet üniversitesi değil. UNC Chapel Hill (kuruluş tarihi:1795) ABD’de kurulan en eski devlet üniversitesi.