Bursa Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Proje Yarışması Üzerine

"Bursa Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Proje Yarışması Ülke Mimarlığı Adına Bir Hayal Kırıklığıdır."

Bursa Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Proje Yarışması sonuçları, 31 Ocak günü açıklandı. Açıklanan sonuçlar ve paylaşılan imajlar, yarışmaya katılan ve yoğun emek harcayan bir ekip olarak, bizlerde büyük hayal kırıklığı ve şaşkınlık yarattı.

Yarışmadan herhangi bir ödül alamamış olmamızdan ziyade, ödüllerde karşımıza çıkan ürünler ve jürinin seçim kriterleri bu şaşkınlığı daha da arttırdı. Sonuçların açıklanmasından 3 gün sonra olayın şokunu atlatmaya başlamamızla birlikte yarışma sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme yapmamızın uygun olacağını düşündük.

Pandemi gündemi nedeniyle çok da ‘yüz yüze’ gibi olmayan kolokyum süreçlerinde sözlerimizin boşlukta kaybolup gitmemesi için bu duruma ilişkin yazılı bir açıklama yapmak ve konuyu tartışmaya açmak istedik.

Öncelikle bu yarışmaya katılan her ekip gibi bizim de birincil meselemiz Merkez Bankası’nın ve alandaki tescilli yapıların alan içerisinde nasıl konumlanacağı idi. Şevki Vanlı tasarımı, Ulusal Mimarlık Ödülü sahibi Merkez Bankası Binası, zaten yarışmanın açılmasının ardından kısa süre sonra yıkılmıştı. Tasarıma yaklaşımımızı etkileyecek en önemli ögelerden biri artık yoktu! Fakat yarışma jürisi bu duruma ilişkin herhangi bir açıklama yapma gereği de görmedi. Uzun tartışmaların ardından, zaten yıkılmış olan Merkez Bankası’nın ve çevresindeki çarpık yapılaşmasının temizlenmesiyle, kentsel bağlamdan koparılmış ve boşlukta yüzen yapılar haline gelecek tescilli yapılara ilişkin görüşümüzü mimari raporumuzda aşağıdaki şekilde savunarak bu yapıların yarışma alanından soyutlanmasını önerdik.

“MERKEZ BANKASI

Projesi, bir mimari proje yarışması ile elde edilen ve ülkemizin en prestijli yapı ödüllerinden biri olan Ulusal Mimarlık Ödülü’ne layık görülmüş olan Merkez Bankası, Çarşıbaşı yarışma sürecinin başlangıcında alınan bir karar ile depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılmıştır. Her ne kadar rekonstrüksiyon önerisi ile tekrar ayağa kaldırılacağı iddia edilse de herhangi bir şekilde söz konusu yapıyı günün koşullarında tekrar inşa etmek, bağlamından kopartılmış ürünün bir imitasyonunu ortaya koymaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir. Çok muhtemel görünmese de olası bir rekonstrüksiyon çalışması, yaşamı boyunca Cemal Nadir Caddesi üzerinde kentsel süreklilik içerisinde güçlü bir şekilde var olmuş olan Merkez Bankasını; alanda açılacak boşluk içerisinde var olma savaşı veren, kentsel bağlamından koparılmış bir ‘yığın’ haline getirecek ve bu durum yapının ruhunu yıkılmış olmasından çok daha fazla zedeleyecektir.

ALANDA YER ALAN TESCİLLİ SİVİL MİMARLIK ÖRNEKLERİ

Yarışma alanı sınırları içerisinde bulunan diğer tescilli yapılar da bölgenin niteliksiz yapılaşmadan arındırma çabalarıyla, ‘Merkez Bankası’ gibi, alan içerisinde tekil, bağlamsız ve gücünden arındırılmış olarak kalacaklardır. Sivil mimarlık örnekleri, parçası oldukları kentsel bağlamda, kentsel süreklilik içerisinde yer almalı ve inşa edildikleri döneme ilişkin yaşamsal kurguyu yeni nesillere hissettirebilmelidir. Proje alanının neredeyse tamamının zaman içerisinde bir kentsel çöküntü alanı haline gelmiş olması ve bu yarışma sonucunda uygulanacak her hangi bir proje doğrultusunda alanda bulunan tüm niteliksiz ve çarpık yapısal imalatın temizlenecek olması, söz konusu sivil mimarlık örneklerinin yalnızca boşlukta yüzen, kentsel biblolara dönüşmesine sebebiyet verecek ve bu durum kent içerisinde her şeye rağmen korunması ve yaşatılması gereken Hanlar Bölgesi’nin kullanıcıya yaşatacağı tarihsel deneyimi zedeleyecektir. Bu nedenlerle alanda yer alan dört adet tescilli yapı, kayıt altında tutulması koşuluyla, Hanlar Bölgesi’ne açılan proje alanının bütünlüğünün sağlanabilmesi için, kamusal alan düzenlemelerinin dışında tutulmuştur.

Yarışma sonuçlarının açıklanmasının ardından Merkez Bankası’nın projelerde korunuyor olmasının Yarışma jürisince ana kriter olarak ele alındığını ve bu kritere uymayan tüm projelerin 2. elemede elendiğini gördük. Şaşkınlığımız ve hayal kırıklığımız da tam olarak burada başladı.

Bu duruma ilişkin görüşlerimizi okuma kolaylığı açısından maddeler halinde yazalım:

1) Merkez Bankası, yarışmanın ilanını takip eden günlerde tartışmaya bile zaman tanınmadan ortadan kaldırıldı ki ekip olarak böyle bir değerin ortadan kaldırılması konusunda en az değerli jüri kadar hassasiyet sahibiyiz. Yani Merkez Bankası yerinde mevcuttu da biz proje önerimizle kaldırmış değiliz.

2) Jürinin “Biz Merkez Bankasını projesinde yerine koymayana ödül vermeyeceğiz” tavrını gösterebilmesi için, öncelikle Merkez Bankasını tekrar inşa ettirebilecek kudretinin olması gerekir ki; böyle bir güçleri olsaydı zaten işin en başında yıkımının önüne geçebilirlerdi.

3) Koruma anlayışını tutucu bir muhafazakarlıkla ele alıp; “bakın Avrupa’da da olduğu gibi koruyorlar” yaklaşımının ülkemiz için geçerli olmadığına inanıyoruz. Örneğini verdiğiniz kentler yüzlerce yıldır bütüncül bir koruma anlayışıyla şekillenirken, bizim kentlerimiz çöküntü alanlarında bozkırda açan çiçek misali var olmaya çalışan; yapıldığı zamandaki durumu ile şu anki durumu arasında uçurum olan sivil mimarlık örnekleriyle dolu. Dolayısıyla biz, yarışmanın ana unsuru olan Hanlar’ın açığa çıkarılabilmesi adına, iki-üç yanı sağır Sivil Mimarlık Örneklerinin bağımsız birer süs eşyası gibi koca bir alanın orta yerinde konumlandırılmalarını doğru bulmadık. Bu tavrımızı da mimari raporumuzda açıkça ifade ettik.

4) Değerli jürinin altyapıdan yoksun (Belediyenin tavrı bunu gösteriyor) Merkez Bankası ısrarının, yalnızca “Biz bu bina konusunda hassasiyet göstermezsek mimarlık camiası ne der?” endişesinden kaynaklandığına inanıyoruz. İş böyle olunca da jürinin kendince korumaya çalıştığı mesleki itibarı uğruna, oldukça büyük bir zaman ve emeğin heba olduğuna inanıyoruz.

5) Değerli Jürinin, Merkez Bankasının yıkılmasının ardından bir zeyilname yayınlayıp, Binaya ilişkin görüşünü katılımcılarla paylaşabilecekken, bu denli sessiz kaldığı bir konuda değerlendirme sürecini bu kadar katı yürütmesine de bir anlam veremiyoruz.

6) Sonuç olarak görüşümüz şudur ki; BURSA HANLAR BÖLGESİ ÇARŞIBAŞI KENTSEL TASARIM PROJE YARIŞMASI, Ülke mimarlığı açısından hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Merkez Bankası’nı yerinde inşa etmemesiyle birlikte bu yarışmanın mimarlık camiası için büyük bir zaman kaybı olduğu çok uzak olmayan bir gelecekte ortaya çıkacaktır.

7) Sonuçlar karşısında olumlanabilecek tek şey, Merkez Bankası dışında pek bir hassasiyeti olmadığına inandığımız jüri değerlendirme sürecinde çok sayıda genç meslektaşımızın ödül almış olmasıdır. Kendilerini tebrik ediyoruz.

Mimarlık ortamının bilgisine sunarız.

Murat Cellat
Can Şimşek
Salih Ramazanoğlu
Sezer Seçginli

Etiketler

7 yorum

  • büşrakaya says:

    Tescilli bir yapının yıkılıp yeniden yapılması bağlamına göre uzunca bir tartışma götürür. Ancak yazınızda belirttiğiniz gibi Merkez Bankasının korunması değerlendirmede ana kriter olmamış. Merkez Bankasını yapısal olarak yok sayan ve yeniden inşaasını önermeyen projelere de ödül verilmiş. Yani serzenişiniz biraz yersiz gibi.

    • salih ramazanoğlu says:

      “Merkez Bankasını yerine koymak” la kastedilen, binanın varlığını bir şekilde alanda hissettirmektir. Bu hesapla banka binasını sahneye dönüştüren proje de binayı korumuyor. Ödül alan yapıların tamamı öyle veya böyle Merkez Bankası’nın bir ‘izini’ barındırmaktadır.

      • Gülay Didir says:

        Paylaşılanlar projelerden anlaşılan şu ki Eski Merkez Bankası’nın en azından cephesini olduğu gibi korumayan hiç bir proje seçilmemiş. Yani jurinin korunması gereken iz düşüncesinin en uç ihtimali cephenin aynen korunması olmuş.

    • Gülay Didir says:

      Paylaşılan projelerden anlaşılan şu ki Eski Merkez Bankası’nın en azından cephesini olduğu gibi korumayan hiç bir proje seçilmemiş. Yani jurinin korunması gereken iz düşüncesinin en uç ihtimali cephenin aynen korunması olmuş. Bu da tutucu bir tavırdır ve diğer yorumların önünü kapatır.

  • Özlem Filiz says:

    sonuçların böyle olmasından endişe duyup konuya jürinin ve yarışmacıların ilgisini çekebilmek ve yorumlarını öğrenebilmek için soru-cevaplarda 81-82-83 ve 84. soruları biz sormuştuk:

    81-Şartname “merkez bankası binası korunacaktır” diye hazırlandıktan sonra yapının yıkılması üzerine jurinin herhangi bir sözü, şerhi, kınaması, protestosu, çekilmesi yok mudur?
    82-UNESCO ve ICOMOS’a göre savaş gibi çok istisnai durumlar dışında uygun görülmeyen rekonstrüksiyon uygulaması kararına tüm yarışmacılar uymak zorunda mıdır?
    83-Rekonstrüksiyon kararı, yorumlamaya açık mıdır, yoksa bina aynen orijinali gibi yapılabilecekmiş gibi mi düşünülecektir?
    84-Merkez Bankası binasının aynen replikasının yapımı yerine yorumlanarak ele alınması mümkün müdür ?

  • Özlem Filiz says:

    aynı endişe ile sürecin başlarında arkitera’ya bir görüş yazısı yazmıştım ancak yayınlanmadı. buradan yazının bir kısmını paylaşmış olayım:

    Bu yazının esas kaleme alınma sebebi ise yeniden yapım; çoğu zaman güçlükle tescillenen yapıların rekonstrüksiyonla korunduklarının sanılması. UNESCO ve ICOMOS’un aldığı kararlara göre rekonstrüksiyon, savaş veya doğal afet gibi elde olmayan, yıkıcılığı çok yüksek istisnai durumların bölgede yaşayan insanlar üzerindeki kötü etkilerini ve kültürel mirastaki büyük kayıpları azaltmak adına kullanılabilecek son çare. Çünkü yapı yeniden yapılırken ortaya çıkan şey sadece bir taklit. “Tertemiz” bir bina elde edilirken, en önemli özelliği olan özgünlüğü ve tarihi belge niteliği kaybolmuş bir replika.

    Rekonstrüksiyon tüm bu tartışmalı taraflarına rağmen ülkemizde sıklıkla uygulanan bir yöntem. Koruma altına alınan yapıların bulundukları parsellerde çalışan mimarlar, yapı tamamen yıkılmış ve öncesinde neredeyse hiç belgelenmemiş olsa bile yeniden yapıma mecbur bırakılıyor. Hocalarımızın okulda “faraziye” diye anında reddettiği yapım kararlarını almadan belediyeler ve kurullardan proje onaylatılamıyor.

    Şimdi aynı durumla bu kez bir yarışmada karşı karşıyayız. Şartnamede korunması istenen Bursa Merkez Bankası binası yarışmanın ilanından birkaç gün sonra rekonstrüksiyon kararı alınarak yıkıldı. Yapının güçlendirilmesi gerçekten imkansız mıydı sorusu yıkımla birlikte tartışmaya kapandı. Peki yarışmacıları yarışma alanının merkezinde rekonstrüksiyona zorlamak ne derece doğru? Belediyenin aldığı yıkım kararının sorumluluğu neden yarışmacılara bırakılıyor?

    Piyasa şartlarında belediye ve Kurul’un yeniden yapım kararına karşı çıkıp işi yapmamak çoğu mimar için bir seçenek değil. Buna karşın nispeten daha büyük bir özgürlük alanı sunan ve belki de ülkenin en nitelikli mimarlık ürünlerinin elde edildiği yarışma alanında, yarışmacıların rekonstrüksiyon konusuna nasıl yaklaşacağı ise merak konusu.

Bir yanıt yazın