Yaşadığımız hızlı değişim çağında yapıların, yüzlerce yıl korunmalarının mümkün olmadığı malumdur. Ne var ki; bu yapımızın, doğal ömrünü tamamlaması nedeniyle yıkılmış olduğunu kabul etmek de mümkün değildir.
1957-79 yılları arasında, Bayındırlık Bakanlığı’nca açılan yarışmaları kazanarak, on kadar yapı gerçekleştirmiştik. Sıhhiye Meydanı’nda şimdi yıkılan Danıştay binası proje hizmeti, 1967 yılında Bakanlık’tan ihale yoluyla aldığımız tek proje hizmetimizdi. Aynı yıl tamamlanarak onaylanan projemizin inşaatı, sonraki yıllarda ödenek bulunamaması nedeniyle on yıldan fazla sürmüştü. Ankara’nın Sıhhiye Meydanı gibi önemli bir alanında, önemli bir kamu kurumunu barındıracak olan yapının, projeleri için sorumluluk duygusuyla yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştik. Brüt beton olarak inşa edilecek yapı, en ince ayrıntılarına kadar tasarlanmış ve detaylandırılmıştı.
O yılların, Bayındırlık Bakanlığı siyasetine göre, mesleki kontrollük hizmeti verilmemiş, projemize aykırı olarak, kitlelerin tepelerine de birer çatı oturtulmuştu. Betonarme inşaat aşamasındaki olağanüstü kalitesiz uygulama sonucu; yapı, tümüyle sıvanmak zorunda kalınmıştı. Böylece Danıştay binası, öngörülen brüt-beton yapı karakterinden ve zarafetinden büyük ölçüde uzaklaşmıştı. Her şeye rağmen inşaat tamamlandığında beğeni ile karşılanmış ve mimarlık yayınlarımızda yer almıştı.
Yaşadığımız hızlı değişim çağında yapıların, yüzlerce yıl korunmalarının mümkün olmadığı malumdur. Ne var ki; bu yapımızın, doğal ömrünü tamamlaması nedeniyle yıkılmış olduğunu kabul etmek de mümkün değildir.
Son on yılda Cumhuriyet dönemi mimarlık eserlerinin, birer birer yok edildiklerini görüyoruz. Danıştay binamızın da Mimarlar Odamızın tüm gayretlerine ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen yıkılması, başka türlü nasıl açıklanabilir?
Proje müelliflerinden biri olarak; elbette, çok üzüntülüyüm. Ama Cumhuriyet dönemi mimarlık eserlerine karşı ideolojik olduğuna inandığım tutum ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını yok sayarak uygulanan bu hukuksuzluk, beni yalnızca mimar olarak değil, sade vatandaş olarak da derinden üzmüştür.
Yapıyı korumak için Oda’mızın Ankara Şubesi yönetiminin gösterdiği duyarlılık ve samimi gayret için minnettarım.