Twitter üzerinden bir takipçimiz, "Doktor Osman Müftüoğlu'nun kaliteli yaşam bu bloklarda demesine ne diyorsunuz?" diye sormuş. Çok da iyi etmiş. Bu soru üzerine "Allah akıl fikir versin, ne diyelim" demekten öteye geçelim dedim.
Geçtiğimiz günlerde televizyon kanallarında Taşyapı Four Winds Rezidans projesinin reklamını görmeye başladık. Prof.Dr. Osman Müftüoğlu’nun projenin mükemmelliğine kefil olduğu reklamda kaliteli ve sağlıklı bir yaşam için her imkanın bu projede var olduğunun altı çiziliyor.
“İnsan burada yaşlanmaz” diyen Müftüoğlu burada evsahibi olmamız için şöyle ikna ediyor bizleri;
İyi bir yaşam için nasıl beslendiğiniz ve hangi sporu yaptığınız kadar hangi havayı soluduğunuz, nerede uyuduğunuz ve nasıl uyandığınız da önemlidir. Çünkü kaliteli ve sağlıklı bir yaşam, her şeyden önce yaşadığınız yerden başlar.
Efenim spasından hamamına, sporundan havuzuna kadar her şey “stay well” konseptiyle hazırlanmış. Kentsel dönüşüm sırasında yıkılan binaların tozu dumanıyla asbest gazını ciğerine çekmese sağlıklı bir yaşamı olacağını düşünen insanların bu olanakları duyunca gözleri açılmış mıdır acaba?
Biliyorsunuz Four Winds inşaatına başlandığı andan itibaren büyük tartışmalara konu olmuştu. Bunun nedenlerini uzun uzadıya konuşmaya gerek yok artık ama kısaca şöyle hatırlatalım. 17 Aralık İmar Operasyonu’na da konu olan bu proje İstanbul’da hukuksuz yapılaşmalara örnek olarak karşımıza çıkıyor.
Meteoroloji Bölge Müdürlüğü arazisinin üzerinde ortaya çıkan proje, imar planında yapılan değişikliklerle verilen benzersiz emsal sonucunda 45 kata kadar yükseldi. Hukuksuzluk bir tarafa, baktığınız her yerden görebileceğiniz devasalığa sahip bu dört yapraklı yonca referanslı proje, sokağından yürürken üzerinize devrilecekmiş hissi verirken balkona çıktığınızda ise güneşi görmek yerine kendisine selam durmanızı emrediyor adeta.
1980’lerden sonra toplumda özendirilen şeylerden biri zenginlik oldu. Herkes zengin olmak için çabalarken zengin olamayanlar ise çareyi zenginmiş gibi yapmakta buldu. Bu “mış gibi” yapmanın en büyük göstergesi de cilalı konut projeleri oldu.
Şimdi Four Winds’e geri dönelim. Bu projeyi dünyadaki en çevreye saygılı, en kaliteli projesi sayalım, üzerine de hiçbir muhalefet gelişmediğini düşünelim… Peki kimler yaşayacak burada? Bir dairesi milyon dolarlara satılan bu projede kimler evsahibi olacak? Ya da “kimlerin sağlıklı, kaliteli yaşama hakkı var?” diye soralım. İstanbul’da hane başına düşen yıllık gelir ortalaması yaklaşık 16.000 TL olarak belirlenmişken, nüfusun yaklaşık %16’sının yoksulluk sınırında olduğu biliniyorken sağlıklı, kaliteli konutlarda yaşama hakkını da zenginler satın almış sanırım.