Benim için öylesine keyifli bir söyleşiydi ki, 3 saat kesintisiz olarak ve normalde yarım saat bile oturamayacağım tahta bir sandalyede ve de hiç sigara içmeksizin izledim Emre’yi… Sanki zaman tahdidi olmaksızın sahneye çıkmış bir virtüözün resitalinde gibiydik. Salonu hınca hınç dolduran Bodrumlu mimarlar da Bodrum’un kültür ortamını yansıtan ayrı bir keyif nedeniydi.
Haftaya ağabeyim ve kardeşim gibi yakın iki değerli mimarı, Hüseyin Kaptan ve Aydın Boysan’ı kaybetmenin hüznüyle başlamıştık ama Emre sayesinde umut ve keyifle bitirdik. Ancak hepsi görsellerle desteklenen proje ve yapı sunumları çok zaman aldığından soru ve tartışma olanağı kalmamıştı. Sanırım başka türlüsü de olamazdı: Sunulan her tasarımın, bazen detaylarına kadar düşünsel dayanaklarını, ulaşılmak istenen hayal ve hedefleri dile getiren bu anlatım biçimi, tasarımın da kolay anlaşılabilmesini sağlıyordu. Belki de bu nedenle soru sormanın çok kolaylaştırıldığı bir anlatım olmuştu.
Ayrıca Emre’nin Bodrum’da çok önemli tasarımları vardı ve bu yapıtların tartışma yoluyla Bodrum mimarlığına getirebileceği eğitsel sonuçları olabilirdi. Kısaca değinmek gerekirse, Emre’nin Bodrum projeleri için şöyle tartışmalar yapılıyor:
Örneğin Yalıkavak Yat Limanı için; limanlar ve yat limanları Bodrum Yarımadası’nın sahil kasabası yerleşimlerinin odak alanları olmalıdır. Bu odak alanların gerek mekân organizasyonları gerekse yaşam biçimlerini geliştiren ve şekillendiren temel hedefleri olmalıdır. Bu bağlamda değerlendirildiğinde Yalıkavak’taki yeni yat limanının kent merkezi ve kentsel mekâna ne kazandırdığı tartışmalıdır. Genelde yat limanı konseptine antitez gibi de yorumlanabilecek strüktür yaklaşımı Bodrum için yaygınlaştırılabilecek bir model olabilir mi?… Bu ve benzeri sorunların Bodrum’un özellikle evrensel içerikli vizyonu bağlamında tartışılmasının hayati önemde olacağını tahmin edebilirsiniz.
Konut ve konut siteleri için; Bodrum Yarımadası’nın neredeyse tamamında egemen olan konut tipolojisine Emre Arolat’ın karşı çıkış tavrı, sanırım Bodrum mimarları tarafından da büyük ölçüde paylaşılmaktadır. Ancak bu konu hiçbir zaman değişik boyutlarıyla tartışılmamıştır. Böyle bir tartışma, çok büyük bir proje çalışmasının tetikleyicisi olabilir diye düşünüyorum. Ayrıca coğrafi mekâna yapılacak müdahale yaklaşımının mantığı üzerine yaptığı sunumlar, özellikle yakın zamanda başlamış büyük yapı sorunsalının da gündeme getirilmesini sağlayacak tartışmalara açılmasının nedeni olabilirdi.
Özetle demek istiyorum ki Sayın Emre Arolat’ın bir kez daha, bu kez bu konuları tartıştırmak amacıyla Bodrum’a gelmesi, Bodrum mimarlık ortamı için çok yararlı olacaktır.
Bu organizasyonu gerçekleştiren sevgili Suha Özkan’a öncelikle çok teşekkür ediyorum. Devamında ise 2. bir buluşma daha düzenlenmesi için, yine Suha Özkan’a ya da Bodrum Mimarlar Odası temsilciliğine bir görev düştüğü kanısında olduğumu söylemek isterim.