Gazi Köprüsü

Haliç’te 4 büyük köprü var, sırasıyla şunlar:

  • Galata Köprüsü
  • Haliç Metro Köprüsü
  • Gazi (Atatürk) Köprüsü
  • Haliç Köprüsü

Bugün haberlere konu olan Unkapanı ve Atatürk Köprüsü olarak bilinen ve açıldığında adı Gazi Köprüsü olan köprü. Unkapanı – Azapkapı arasında yaklaşık 500m uzunluğundaki Atatürk Köprüsü bir yüzer köprü.

Semavi Eyice’nin aktardığına göre Haliç üzerindeki ilk köprü de yine Unkapanı – Azapkapı arasında. II. Mahmud döneminde tersanede yaptırılarak açılan Hayratiya Köprüsü.

Karaköy-Eminönü arasına yapılan demir köprü 1912 yılına kadar orada hizmet verir. Oraya yeni bir köprü yapılmasına karar verilince de 1912 yılında söz konusu köprü Unkapanı-Azapkapı arasına çekilir ve burada 28 yıl hizmet verir. Bu hat üzerindeki bir diğer köprüdür.

Nihayet 1940’ta bugünkü Gazi Köprüsü tamamlanarak açılır ve bugüne kadar hizmete devam eder.

Haliç

Şubat 2020’de Haliç’in tamamı için ön seçimli ve 7 bölgeli bir tasarım yarışması açıldı. Bu yarışma Haliç çalışmaları için bir başlangıç kabul edilebilir.

Haliç, Camialtı ve Taşkızak tersanelerinin durumunu yakında bir yazıda ele almıştım. Bu tersanelerden Haliç Tersanesi Atatürk Köprüsü’nün durumu ile ilgili kritik öneme sahip. Ta Kabataş’tan önce Karaköy’e oradan da Perşembe Pazarı kıyısı ile Atatürk Köprüsü’ne kıyıdan konforlu bir şekilde erişmek mümkün (Peninsula Otel’in yüzme havuzu rezaleti ve MSGSÜ geçişi sorunları baki. Bu konuda ayrıntılı bilgi için de Duvar isimli yazıma göz atılabilir). Azapkapı Camisi’nden sonra ise Unkapanı Köprüsü ve Haliç Tersanesi duvar oluşturuyor. Yeni köprünün öncelikle yayaların kıyı erişimini sağlaması şart.

Köprünün diğer yakasının güney tarafında İMÇ dönüştürülmeyi bekleyen müthiş bir fırsat olarak duruyor. Bir kültür, sanat, tasarım, müzik, mimarlık merkezi olabilir, neden olmasın… Bu yakanın kuzeyinde ise İBB Miras “Balat Evleri” adını verdiği önemli bir koruma ve kullanım uygulamasına başladı bile.

Daha bir ay önce yayınladığım “Köprüler mi Tüneller mi Yoksa…” başlıklı yazımın iki ana başlığı Haliç Karayolu Tüneli ve Haliç Metro Köprüsü. Uzunca tekrarlamaya lüzum yok, ayrıntılı bilgiye linkten erişilebilir ama altının çizilmesi gerektiğini düşündüğüm bir konudan burada da bahsetmek isterim: Haliç Metro Köprüsü büyük bir hata. Dünya’nın en özel yapılarından birisi olan Süleymaniye Külliyesi’nin ve Tarihi Yarımada’nın siluetine doğrudan zarar veriyor. Metro geçişi için bir köprü değil su altı tüneli yapılmalıydı.

Adeta bir diyet ödercesine Kadir Topbaş döneminde projelendirilen “Haliç Tüp Geçiş Tüneli” de benzer şekilde büyük bir hata. Atatürk Köprüsü olduğu yerde ve otomobil yoğunluğunu azaltarak yenilenebilir.


Kadir Topbaş döneminde Atatürk Köprüsü’nün yerine geçmesi amacıyla hazırlanan “Haliç Tüp Geçiş Tüneli”

Su altı karayolu geçişi ile yapılacak Unkapanı – Kasımpaşa arasındaki bağlantı Avrasya Tüneli ile gelen otoyol niteliğini devam ettirecektir. Evet, Avrasya Tüneli ile Unkapanı arasında yer alan Atatürk Bulvarı’nın niteliği dönüştürülmeli. Ancak otoyol ve araç egemen bir yöne doğru değil yaya egemen bir vizyonla kimlik değiştirmeli.

Şimdi gelelim güncel duruma.

Kadir Topbaş İBB yönetimine 2004’te geldi. Öncesinde Ali Müfit Gürtuna ve ondan da önce Recep Tayyip Erdoğan İBB Başkanı idi. Yani 1994’ten Haziran 2019’a kadar 35 senedir İBB AK Parti kadroları tarafından yönetiliyor.

Atatürk Köprüsü’nün açılışı 1940. 82 yıl önce açılan köprünün hizmette kaldığı sürenin neredeyse yarısında AK Parti kadroları İBB’yi yönetti. Ve bu süre boyunca Haliç geçişleri ve Haliç için makul, nitelikli, insan odaklı projeler üretemediler.

Atatürk Köprüsü ulaşıma kapandı (11 Mart 2022)

Ve nihayet köprüde bir sorun oluştuğunda bu hemen bir siyasi meseleye dönüşüverdi.

Siyaset iyi tasarımın birinci düşmanı. Siyaset olmadan olmaz diyenleri hep duyuyorum ama benim fikrim bu. Siyaset iyi tasarımın düşmanı. On yıllarımı bu işe vermiş birisi olarak AK Parti siyasetinden de CHP siyasetin de diğer partilerin siyasetin de şehirlere fayda geleceğini düşünmüyor bu konuda ümitlenmiyorum. Ancak siyaset geri çekilip işi uzmanlara teslim etme erdemini gösterecek olgunluğa eriştiğinde birkaç adım atabileceğiz. Bu erdeme de siyaset mekanizması toplumdan talep gelmediği sürece kendi başına erişmeyecek.

Etiketler

Bir yanıt yazın