Güncel mimarlık pratiği ve geleneksel dokunun izahı, yeni yapılaşmaların sosyal sürdürülebilirlik bağlamında başarılı örneklere imza atabilmesi adına çok önemli. Tabii bu noktada anlatıların başarılı bir yoruma ve kaliteli görsellere ihtiyacı olması durumunu da göz ardı etmemeliyiz. Azımızı çok kabul edin, hatalarımızı da göz ardı.
Bu kadar önsözden sonra Gaziantep’in günümüz mimarlık faaliyetleri ile piyasaya dair izlenimlerimi, geleneksel dokunun kısa bir ifadesiyle sunmaya başlayabiliriz.
2011 senesinden bu yana pek çok mimarlık firmasında proje çizimi ve uygulama koordinasyonu üzerine çalıştıktan sonra kendi mimarlık ofisimi açtım. Bu süreçte irili ufaklı epey projede çeşitli safhalarda yer aldım. Malum siyasi gerilimler, kaotik ortamlar, göç ve para piyasalarının durumları gibi nedenlerden dolayı iş yerimizi kapatmak zorunda kaldık. Ayakta kalan üç, beş büyük eski mimarlık firmalarının ve yap-satçı zihniyetin haricinde pek çok meslektaşımın da Gaziantep’te benzer kaderi yaşadığını düşünüyorum. Tabii bu dünyanın sonu olmadı. Gaziantep Şahinbey Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde yeniden işe başladım. Yeni yapılacak tüm binaların ruhsat işlemleri için mimari ön izin projelerinin yönetmeliklere uygunluğunu kontrol görevindeyim.
Dolayısı ile günde çeşitli yapı tiplerinden belki de en az 10 proje incelemesinde bulunuyorum. Genel bir bakış olarak belki de pek çok ilimizde olduğu gibi kaçak – gecekondu yapılaşmaların yanı sıra ‘günü kurtarmalık‘ mimarlık ürünlerinden de bahsedebiliriz. Tabii gözlemlerime göre az da olsa çok ciddi estetik kaygısı taşıyan, ‘elegan‘ diyebileceğimiz çalışmalar da mevcut olduğunu eklemek lazım. Alışveriş merkezlerinin ve bölgesel cazibe niteliği taşıyan ikonik konut projelerinin de yer aldığını bu paragrafta belirtmeliyim. Kamu yapılarının ülkemizin hemen her yerinde olduğu gibi soğuk duruşu ve ciddi tavırları yeni eklenenlerde de var.
Daha çok alt gelir gurubu vatandaşlar için planlanan tünel kalıp toplu konut projeleri de ufak estetik serpiştirmeler neticesinde kent siluetinde yerini almaya başlamış durumda.
Gaziantepli meslektaşlarım geleneksel mimariden ufak esintiler haricinde bir imge kullanmayı modern mimariye tercih edemiyor. Yani kompozit alüminyum cephe kaplamalarının, gereksiz saçak ile strüktürel gövde gösterilerinin, geniş balkon ve salon mekanlarının haricinde Gaziantep konut sektörü için konut geliştiricilerin önüne farklı bir proje geldiğini düşünmüyorum.
Mimari projelerin geliştirilmesinde yerel imar yönetmeliklerinin sıkı tavırları, müteahhitlerin maddi kaygıları, uygulanabilirlik endişesi çok büyük baskı oluşturmakta.
Az önce de bahsettiğim üzere yerel yönetimlerin ve ilgili idarelerin imar kurallarına pozitif ayrımcılık şeklinde tabir edebileceğim yorumlar getirmeleri, kent belleği ve silueti için hatırı sayılır gelişmeler getireceğini mutlak surette unutmamak lazım.
Şöyle ki; örneğin Yeşil Vadi ismi verilen imara açılması henüz çok eskilere dayanmayan bölgemizde, kat bahçelerinin emsal hediyesiyle teşvik edilmesi, çöp konteynerlerının zorunlu olması, yeşil alan ve ortak rekreasyon alanlarının güzelleştirilmesi – artırılması yönünde plan notları eklenmesiyle- inanıyorum ki önümüzdeki 15 sene içerisinde çok iyi olacak.
Küreselleşen dünyanın kentimiz için de geri dönüşümü olmayan kayıplar yaşatacağını düşündükçe üzülmemek elde değil. Ancak bunu ilgili idarelerin müdahaleleriyle önleyebileceğimizi düşünüyorum. Rant ve çıkar kavgalarından ne derece kaçabilirsek bunu da o derece başarılı kılabileceğimize inanıyorum.