Kapadokya’yı Anlamaya Çalışmak… Bir Algı Bulutu Olarak Kapadokya…

Bir yeri anlamak, orası ile ilgili derinleşmiş bir fikre ve algıya sahip olmak, zaman ve özümseme süreci ister.

Bu yer yaşadığın küçük bir sokaksa da oraya değmek, bakmak, vakit geçirmek, kuytularına köşelerine girmek, kaldırımlarında yürümek, kapısını penceresini yavaşça ezberlemek, bakkalını mahallelisini tanımak anlamak, sıkı ahbaplıklar kurmak, orada anılar biriktirmek orası ile ilgili algını kurar…

Tüm duyularınla anladığın, tarifi çok zor bir bütün olarak kavrarsın sokağı. Sanki her parçası, kokusu sıcaklığı, soğukluğu, yapıları ve tüm büyük, küçük, ufak, katmanları ile bulutsu ama belirgin bir anlama, hissetme halidir bu. O sokak denildiğinde senin aklına bunların tümünün birden kurduğu o “Yer” hissi gelir, aynı anda tüm duyularınla hissettiğin bir şeydir bu.

Bu yer ile ilgili algı bulutu tarifi, bazen iyi bilmediğiniz, tanımadığınız yerlerde çok seyrektir, geçirgendir. Ya çok az bulunmuşsunuzdur ya da sıkça bulunmanıza rağmen size değen dokunan alanları, anları yeterince yoğun değildir. Bir türlü bir yer olarak kavrayamazsınız buraları, kayıplardır sanki yok gibidirler.

Bir “Yer” fikri ve bu “Yer”e ait algı bulutu; çeşitli kereler gittiğiniz coğrafyalarda farklı algıları ve hisleri üst üste kayıtlar yaparak boşluklarını yoğunlaştırdığınız irili ufaklı noktalar dünyası gibi bir şey.

Katmanların inceli, kalınlı, derinli, sığlı, üst üste binerek kurduğu bir dünya bu.

Kapadokya, daha henüz oraya tam varmadan sizi kuşatan bir yer. Eşsiz bir coğrafya, topografya; bitki örtüsü, sorunları, yolu, dağı ve kayasıyla sizi alıverir. Başka başka yerlerinde anladığınız, algıladığınız katmanlar, üst üste hızla büyülü bir bulutun üzerine işlenmeye başlar.

Yukardan baktığın kaya oyuntuları, çıplak ufukta beliren, nereye ait olduğunu kavrayamadığın garip dağlar, hepsinin içinden geçen çeşitli renk ve dokularda vadiler, garip kentleşme… Doğanın hakimiyetinde, insanın ürettikleri ile de biçimlenmiş, tarifi ve anlaması çok zor bir “yer” Kapadokya.

Anlamak için seve seve daha çok vakit ayıracağınız. Noktalar zihninizde tam netleşmesin de boşluklar için daha çok yer kalsın diye çabalayacağınız bir yer burası.

Ürettiğimiz iş aynı anda, farklı zamanlarda bulunduğumuz, çok başka katmanları bir arada sunmayı hedefliyor. Bu bir arada, kaynaşık ya da ardışık durma hali, kısa zaman zarfında biriktirilmiş bir “Kapadokya”yı kendi öznel bakışımızdan tariflemeye yarıyor. Hiçbirisi tek başına orası değil ama hepsi birlikte, üst üste, yan yana, kendimizce bir toplam “Kapadokya” bulutu imgesi üretiyor.

Önümüzdeki yıllarda bu coğrafyada daha çok vakit geçireceğimizi bilerek, bu “yer”i anlamanın ilk adımı olarak, henüz tam derinleşmemiş bu algı bulutunu, kayıt altına alabildiğimiz katmanları ile birlikte sizlere sunuyoruz.

Etiketler

2 yorum

  • azmi-acikdil says:

    Bu yerlere bi Ömer daha gitmişti karıştırmış olabilirim hatta üç ayda bir gidiyordu gurme fotoğraflarından anladığım. O Ömer bu Ömer olmasa gerek. Çünkü gitmek isteyecek kadar özendiren güzel fotoğraflar ile bu yerleri o Ömer hiç anlatmamıştı.

    Uzun aralıklar ile bir kaç defa gittim. Ama kısa zamanda demeyeyim bu mevsim ayaz olur oralar baharda inşallah bir daha gitmek istiyorum.

    Bizim Ege bölgesinde Manisa;nın Kula;sında da topoğrafik özelliği olan UNESCO belgeli bi jeoparkımız var Türkiye;nin ilk jeoparkı. Şimdi bu bölgede ilgi çekmeye başladı ve turların güzergahına rotasına girdi. Adına Kuladokya demeye başlamışlar. Ben pek tutmadım beğenmedim bu ismi. Kapadokya;nın üstüne başka bir dokya tanımadığım gibi Kula jeoparkının üstüne de başka bir Katakakeumene tanımam.
    Bizim ki yakıştırmak isteseniz de durmaz söylemesi bile zor bir kaç söylemeden sonra telaffuz edilebiliyor, İşte o zamanda akılda kalıyor. KATAKEKAUMENE=YANIK ÜLKE.

  • azmi-acikdil says:

    Her iki Ömer arkadaş ve kardeşlerim kusura bakmasınlar mimari ortamda böyle daha samimi olunuyor diye ismen hitap ettim. Ne de olsa Arkitera biz mimarların dost ortamı.

Bir yanıt yazın