Kentlerin Engelsiz Olması İçin Ölmemiz mi Gerekiyor?

Kadıköy'de yaşayan Berna Belgin 46 yaşında. 8 yıl önce geçirdiği bir kaza sonucu omurilik felci oldu ve hayatını tekerlekli sandalye ile sürdürüyor.

Berna Hanım hayattan kopmadı, dalış sporu dahi yapıyor ve hep sokaklarda hareket halinde. 81 yaşında bakıma muhtaç babası ile aynı evi paylaşıyor. Evde başka kimse yok. Her şeye rağmen hayata tutunmuş.

Berna Hanım Kadıköy’de yaşadığı mimari erişilebilirlik sorunlarını defalarca Kadıköy Belediyesi’ne bildirmiş. Kentin mimari engellerinin hayata katılımını engellediğini ve tuvalet kullanma zorunluluğu nedeniyle Kadıköy Belediyesi sınırlarında şehir merkezinde ve açık alanlarda, parklarda engellilerin kullanabileceği bir tuvaletin olmadığını hem talep hem de şikayet olarak defalarca bildirmiş.

Berna Hanım 19 Eylül 2014 Cuma akşamı Kadıköy çarşı içinde alışveriş yapıp evine dönmeye çalışırken, balık pazarı sokağı ile kesişen sokakta belediyenin yapmış olduğu oval su oluğuna tekerlekli sandalyesinin takılması sonucu düştü. Sol omuzu kırıldı, kolunda da kırık var. Ambülansla Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Kolu, omuzu ve vücudunun üst bölümü alçıya alındı ve evine götürülüp yatağına yatırıldı.

“Kadıköy Belediyesi beni bu çaresiz hale düşüreceğine öldürseydi de bende kurtulsaydım, onlarda engelli ile uğraşmaktan kurtulurdu, zaten istedikleri bu.”

Evinde kendisi ile ilgilenecek beceride kimse olmadığı için hareketsiz yatmak zorunda kalan Berna Hanım, bakımının sağlanması ve Kadıköy Belediyesi’nin mimari engelleri nedeniyle düştüğü durumun kanuni ve hukuki hakları için Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği’ne, bana başvurdu.

Başvuru bana ulaştıktan sonra öncelikle kişisel bakım ve beslenme sorununu çözmeye çalıştık. Çünkü Berna Hanım tuvalete kalkamadığı için yattığı yerde yapmak zorunda kaldığını ve 2 gündür altının değişmediğini belirtti. Bu çok önemli bir sorundur. Enfeksiyon sonucu ölüme sebep verebilecek bir sorundur. Ayrıca hareketsiz yatıyor olmasından kaynaklı bası yaraları oluşacaktır. Bunun önlenmesi için de en çok 2 saatte bir sağa sola çevrilmesi gerekir.

Berna Hanım’ın bir bakım merkezine alınması için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ancak bakım merkezi yada Darülaceze’ye alınabilmesi için fakirlik ölçüsünde olması gerekiyor. Emekli maaşı olduğu için alınamıyor. Kanuni prosedürleri aşmaya çalışıyoruz. Geçici çözüm için Darülaceze ile de görüşüyoruz.

Ayrıca evde günlük bakım sorununun karşılanması için Kadıköy Belediyesi’ne farklı kanallarla başvurduk. Maalesef Kadıköy Belediyesi 5 gündür kendi ilçesindeki bir engelli vatandaşına yardım etmedi. Kadıköy Belediyesi engel yaratan mimari uygulamaları nedeniyle yaralanmış ve engeli daha da ağırlaşmış bir engelli vatandaşın hayati sağlık sorunlarını çözmekten uzak duruyor.

Konunun engelsiz erişilebilir kent mimarisi boyutuna gelirsek, Berna Hanım’ın düştüğü yeri inceledik. Hem iş yeri tezgahları tarafından işgal edilmiş hemde sol tarafında rögar sağ tarafından oval su oluğu var. Tekerlekli sandalye ile geçmek zaten çok zor iken diğer etkenler de düşmesinin ikinci sebepleridir.

2004 ve 2005 yılında çıkarılan 5216 ve 5393 sayılı Belediyeler Kanunu ile 5378 sayılı engelliler ile ilgili kanunların yürürlüğe girdiği 2005 yılında söz konusu kanunların hayata geçirilmesi ve erişilebilirlikle ilgili gerekli düzenlemeler için uygulayıcı kurumlara 7 yıl süre vermiştir. Kanuna göre 2005 yılına kadar yapılan yanlış mimari uygulamalar 7 yıl içinde doğruya çevrilecek, kanun çıktıktan sonraki her mimari uygulama, yaya yolları, toplu taşıma araçları, kamu binası, konut, sosyal yaşam alanları, otel, lokanta, kafe v.b. engelsiz erişilebilir mimari tasarım ölçülerine göre yapılacaktı. Ancak belediyeler ne kendi mimari uygulamalarında ne de ruhsatlandırmalarda kanunu uygulamadılar. Maalesef 2012 Temmuzda dolan süre 1+2 yıl olarak uzatılmıştır. Uzatılan sürede 10 ay sonra dolacaktır ve belediyeler hala yanlış uygulamalar yapıyor. Oval su oluğu kullanmak kanunen ve TSE’ye göre yasak ve tehlikelidir. Bunu başta Kadıköy Belediyesi olmak üzere tüm belediyelere defalarca anlattık. Bu konuda bakanlıklar eğitimler verdiler ancak hala bir yol alınamamıştır.

Kadiköy Belediyesi’ni mimari sorunların çözümü için eski yönetimini defalarca uyardık. Sonuç alamayınca farkındalığı arttırmak için Kadıköy’deki mimari engelleri eylemlerimizle gösterip duyurmaya çalıştık. Eylemlerimiz defalarca haber oldu. Eski yönetimden sonuç alamayacağımız kesinleşince aday adaylığı sürecinden başlayarak seçime kadar mevcut Belediye Başkanı Sayın Aykurt Nuhoğlu’na destek verdik. Sayın Nuhoğlu ve ilgili başkan yardımcısına engelsiz erişilebilir kent bir arada yaşam konusunda sunumlar yaptık.

Oval oluk yapımı 2005 yılından beri yasaktır. Var olan oval olukların da düzeltilmesi için 10 yıl geçmesine rağmen bir şey yapılmamıştır. Belediye erişilebilirlik standartlarını uygulamayarak suç işlemektedir.

Berna Hanım’ın açacağı erişilebilirlik davasının benzeri Giresun’da açılmış ve mahkeme belediyeyi yaya kaldırımını uygun yapmadığı için engellinin ağır yaralanmasına sebep olmasından ötürü 700 bin lira para cezasına çarptırmış, ceza “belediyenin doğrusunu yapacağız garantisi” ile 350 bin lira olarak onaylanmıştı.

Kadıköy Belediyesi’ne ayrıca anayasanın 10. maddesi de ihlal edildiği için TCK 122 maddesine göre de yargılama talep edilecektir. Berna Hanım’ın hayata eşit katılımı belediye tarafından engellenmekte, ayrımcılığa uğramaktadır.

Davalar ve tazminatlarla sorunları çözemeyiz. Çözüm konuyla ilgili başta Kadıköy Belediye Başkanı’nın ve meclis üyeleri olmak üzere konuyla ilgili her görevlinin bu durumun sorumlusu olduklarını anlayarak gerekli adımları atmalıdırlar. Tabii tüm il ve ilçe belediyelerden beklentimiz aynıdır.

Engelliler hayata katılabilmek için öncelikle evinden sokağa çıkabilmelidir. Eğitim, iş hayatı ve sosyal hayata katılım konusundaki en büyük engel mimari çevredir.

Belediyelerin zihniyetlerinin değişmesi gerekmektedir.

Etiketler

1 Yorum

  • ahmet-yilmaz says:

    öncelikle Berna hanıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve acil şifalar diliyorum.

    aslında kağıt üzerinde tüm belediyeler bu konularda hassas gibi durmaktadır. ancak sadece kağıt üzerinde…

    çünkü bu konular ya seçim malzemelerinde ya da mevzuatlarda kalıyor. belediyeler herhangi lüzumsuz bir evrak için gösterdikleri hassasiyetin yarısını bu meseleye göstermiş olsalar kesinlikle çözülür. ruhsat için bir ay geçmiş imar durumu belgesini yeniletmeden işleme koymayan belediyeler engelsiz çevre için aynı hassasiyete maalesef sahip değil…

    tüm mimari standartlara ve mevzuatlara rağmen engelsizin bile yürüyemeyeceği ve çıkamayacağı kaldırım ve rampalar yapılmaya devam ediyor..

    siz ve sizin gibi platformların mimarların ve tüm insanların desteği ile belediyelere sürekli hatırlatma ve baskı kurulması gerekir.

Bir yanıt yazın