Başlık çok iddialı olmuş olabilir, dikkat çekici de… İstediğim de buydu aslında, mimarlar olarak tasarladığımız yüzlerce konut projesinin üzerine biraz düşünmek ve dikkat çekmek…
Proje yapım süreçleri ve mimari ürün arasındaki ilişki yapım teknolojilerinin konusudur aynı zamanda. Yapım teknolojileri geliştikçe ilişki de gelişecek ve dönüşecektir. Fakat toplu konut projelerindeki süreçler uzun süredir aynı şekilde devam etmekte. Teknolojinin hayatın her alanında kendini göstermesi ve yaşam dinamiklerimizi etkilemesi proje, uygulama süreçlerinde kırılmalar yaratmalı ve konut yapımındaki aktörlerin de değişmesini sağlamalıydı.
Hikayenin başına dönecek olursak; Le Corbusier’nin Pessac, Fransa’daki konutları mimarın kontrolü dışında zamanla dönüşümlere uğramıştır. Her ne kadar konut sahiplerinin mimariye uyum sağlaması ve onu içselleştirmesi beklense de sonuç olumsuz olmuştur. Peki bu durumda kullanıcılara kızıp mimariye saygısızlık yapıldığını mı düşünmeliyiz? Tam da sorunun cevabını düşünürken geldi üretim teknolojisindeki devrim. Kısaca “kitlesel bireyselleştirme” de diyebileceğimiz gelişimle, üretim bandında seri üretilen ürünlere son kullanıcının müdahale etme imkanı oluştu. Teknolojinin gelişmesi ve internet altyapısının oluşması kullanıcının tasarıma katılımını daha da kuvvetlendirdi. Böylece başladı dönüşüm, katılımcı tasarım fikri ortaya çıktı ve bizi tekrar düşünmeye zorladı.
Pessac Konutları’ndaki dönüşümler (Boudon; 1969)
Pessac Konutları’ndaki dönüşümler (Huxtable; 1981)
Pessac konutları tasarlanırken son kullanıcı/müşteri de proje sürecine dahil olsaydı bu dönüşümler olmayacaktı. Acaba yaşasaydı Le Corbusier ikna edilebilir miydi? Bilemeyiz, ama müşteri odaklı tasarımın mümkün olabileceğini bilmek, biz mimarları daha esnek davranmaya ve tasarımlarımızda son kullanıcıyı daha çok düşünmeye zorlamaktadır. Artık üstadımız Le Corbusier gibi düşünmek zorunda değiliz. Konut projelerindeki tüm anlamları salt mimara yüklemek fazla geliyor ve karmaşa yaratıyor doğrusunu isterseniz.
Peki nasıl olacak, nereden başlayacağız? Türkiye’de üretilen ve çevremizde oldukça fazla gördüğümüz yeni konut yapılarını nasıl kullanıcı odaklı hale getireceğiz? Hele ki zamanı ve müşteri baskısını göz önünde bulundurursak… Elbette bu konuyu ne ilk ne de son kez sorguluyoruz? Hatta çok fazla örnek, araştırma, sistem var elimizde denenmiş. Ömrü uzun olsun John Habraken ağabeyimiz de Open Building’i oluşturduğunda aynı dinamikleri çoklarca kere sorgulamış ve manifestosu birçok yapıya ilham kaynağı olmuştur.
Belki biz birkaç adım daha atabiliriz, teknoloji ve bilişim devrimini bir arada, kişiselleştirme aracı olarak kullanabiliriz. Mimarlar olarak çok sevdiğimiz, proje uygulama süreci tamamlanmadan kendine özel internet siteleri bile olan konut projelerinde kullanıcıyı tasarıma dahil edebiliriz. Konut sahiplerine -internet altyapısını da kullanarak- mimar kontrolünde seçim/seçimler yaptırabiliriz. Böylece kullanıcı sürece dahil edilerek gelecekte oluşacak dönüşümlerin önüne geçilebilir. Aynı zamanda uygulama sonrası kullanıcının mekanları kişiselleştirmesinin önünü açacak değişiklilere zemin hazırlayacak esneklikler sunulabilir. Böylece müşteri adına yorum yapılan onlarca toplantı, yüzlerce revizyon ve mimar-müteahhit arasındaki gerilimler de bir kenara atılmış olur. Aynı anda bin beş yüz tane konut tasarlarken mimarlar olarak biraz olsun bizim elimizde de veri olmuş olur.
Frank Gehry’nin New York By Gehry projesi internet sitesi (http://newyorkbygehry.com/)
Herzog de Meuron’un New York’taki 56 Leonard Projesi internet sitesi (http://56leonardtribeca.com/home/)
Başlığı hala daha çok iddialı bulmuş olabilirsiniz, sizi ikna edememiş olabilirim. Ancak değişimlerin ve etkilerinin çok hızlı olduğu dönemlerden geçiyoruz. Fikirler ve uygulamaları ardı ardına teknoloji ve bilişimde yaşanan devrimler sayesinde çok hızlı gerçekleşebilir. Mimarlar olarak bize düşen görev yeni tasarım süreçlerine uyum sağlayarak öncü olmak ve konut yapılarında kullanıcıyı tasarımın içine dahil ederek yeni baştan çizilen kurallara uyum sağlamak olacaktır. Le Corbusier, 1923’te, mimarlıkta başlayan yeni dönemi ve kitlesel üretilmiş ürünlerin tasarımlarında kullanılmaya başlandığını “Yeni bir çağ başladı…” diye duyurmuştu. Şimdi yeniden aynı cümleyi tekrar edebiliriz. Yeni bir çağ başladı, hazır mısınız?
Herzog de Meuron’un New York’taki 56 Leonard Projesi internet sitesi (http://56leonardtribeca.com/home/)