Kadın ve çevre dostu evler - kolektif mutfak hakkında...
Değişen dünyada, yeniçağın ederlerini algılamada geç kalan ülkemiz inşaat sektörü de, son ana kadar, hala 20 yy. mantığı ile üretilen lüks konut pazarında tıkandı.
Oysa ki, doğanın evrim yasasının işleyişinde; içinde yaşadığımız zaman, insanlık tarihinin 3. büyük döngüsünün 2. dalga boyutunda (Alvin Toffler) hızla yol alıyordu. Yani akıl çağının başlangıç arifesinden epeyce ilerlemişiz. Her büyük döngüler de, bildiğimiz gibi, yeni üretim aletlerinin yaratılması beraberinde yeni enerji kaynaklarının keşfini, bağlantısında üretim biçimini – moda tabirle – yeni iş yapma modelini değiştiriyor. Bu köklü değişimler, tüm yaşantılarımızı da A’dan Z’ye her birimde geri dönülmez biçimde kendini yenilenmek zorunda bırakıyor. Doğal yasa tarihsel mecrasında doğru ilerlerken, farklı görüntüleri ile hepimizi yanılttı. Geçiçi problem dedik, geçiçi çözümler ürettik. Bu en gerçek olgunun es geçilmesi – algıda geç kalma, sektörümüzüde onun karşısında tabiri caizse naif duruma düşürdü. Şaşalı kulelerimizden, temelden gelenleri göremedik.
Biliyoruz ki beden odaklı insanın doğadaki var olma mücadelesi; beslenme, barınma ve üreme (seksüel davranışlar) olarak, üçlü sacayağı dediğimiz ana eksen etrafında, her dönem kendine has özellikleri ile hep en iyi – en güzele doğru “kozmos” da devinimini sürekli kılmaktadır. Görülüyor ki barınma – inşaat sektörü yaşamın en olmazsa olmazlarından. Hayatımızın merkezinde. Yani yapılar inorganik olarak, sürece uyum sağlayan organizmanın temel dinamiklerinden biri (Unutmayalım ki, krizlerinde baş aktörü). Buradaki bir değişiklik yaşam tarzlarımızı yeniden belirlemekte. Tarihsel gelişimi itibariyle de hep üretimin önünü açan – iş yapma modeline paralel olarak kendi dönüşümünü yaratmıştır.
21 yy. yeni iş yapma modelinin öznesi, çok iyi bildiğimiz gibi, kadın ve çevredir. Dünyada her ne iş yapılacaksa (özellikle bizde dahil) bu olguları nazari – dikkate almadan iş yapmak mümkün değildir. Kadının daha insani yaşamı hak etmesiyle birlikte, çok büyük potansiyele sahip iş gücünün – enerjisinin istihdamda daha doğru kullanımı gerekliliği. Ve de teknolojinin geldiği nihai noktada farkındaysak, doğanın cinsler arası iş bölümü – roller, kader olmaktan çıkıp tarihi sürecini tamamlıyor. Bilgi kaynaklı iş yapma becerilerimizin yaşadığımız mekanlarda da (home-ofis ,proje bazlı 24 saat kesintisiz global iş yapma biçimi gibi..) yapılabilirlik hali, kadın –erkek eşitliğin sağlanması için (ülke ve dünya ekonomisi için) gerekli şartların sağlanmasında ve de günümüzdeki en yakıcı konu sosyal sınıflar arası adaletsizlikte, açının daralmasına katkı olabilecek, inşaat alanında yeni dönemle uyumlu, çözümler var.
Çözüm arayışında Yoo – Philippe Starck’ın düstur edindiği gibi “basit fikir en iyi fikir”dir ilkesiyle günümüz koşullarında yenilikçi inovasyonla ihtiyaçlara cevap verebileceğimize inanıyorum. Bizlerin yapabileceği çok şeyler var CEVAP HAKKIMI: KOLEKTİF MUTFAK (kadın ve çevre dostu) olarak, bizim için bir alternatif oluşturması açısından kullanmak istiyorum.
Birleşmiş Miletler dünyadaki yerel yönetimler iş birliğiyle KADIN DOSTU KENTLER PROJESİ’ni Türkiye’de de hayata geçirme çalışmalarını başlattı.
Bugün dünyadaki son gelişmeler de bize fazlasıyla kılavuzluk edebilecek çok belirgin – zengin malzeme sunuyor. Yeni yüzyılın içinde yol alırken tüm dünya da büyük çapta kentlerden kırsala olağanüstü akım, küçük kentlerin hızla çoğalıp gelişmesine neden oldu. Ayrıca uzun yıllardır durağan haldeki büyük kentleri de hareketlendirdiğini biliyoruz. Ve dünya hızla şantiye haline geldi (Hindistan’da son 10 yılda 60 milyon kişi göçtü). Yeni neslin sistemden pay alma, merdivenleri hızla çıkma isteği, kentleri canlı ve dinamik kılıyor, sürekli değişim halinde. Geçmişin kaderci kanaatkarlık (Gothe) – teslimiyetçi zihniyeti yıkıldı.
(Hindistan Max Weber’i ne kadar yanıltı değil mi?)Bizim kaos olarak algıladığımız bu gelişmeler ,aslında bir sonraki zamana evrilen sürecin devinimleri.Geçiş sürecinin sancıları….
Geçmişin alışkanlıkları ile yapılan lüks konut furyası (şaşaa-şatafat, pırıltılı – varak) göklere çıktı. Faydasız faydayı, birçok (kısa vadeli) nedenlerle, çokta hesap edemeden kapitalizmin vahşi kısır döngü tüketim çarklarına boca ettik.
Şimdi tam sırası ve tüm dünya da şartlar hazırken, yeni anlayışla lüks kavramını; max. fayda -min. maliyetle ve de konformist içeriğiyle yeniden tanımlayalım. Azınlığın büyük paralarla satın aldığı hizmetler, yenilikçi ve çok da zor olmayan yaklaşımlarla, daha az maliyetle çoğunluğun – tüketemeyenlerin ulaşılabileceği hale dönüştürebiliriz ki – çok da hak ediyorlar güzel ve konforlu yaşamı – Yani LÜKS DEMOKRATİKLEŞİYOR!… Tarihte de her yeni yüzyıl dönüşümlerinde bu hep böyle olmuş.
KOLEKTİF MUTFAK tüm bu gerçekler ışığında yaşanabilecekleri-yaşanması gerekenleri daha samimi ve memnuniyet verici kılmakta bir adım. BÜYÜK RÜYA KÜÇÜLTÜLEREK ULAŞILABİLİR. Burada yapılacak olan en önemli özellik; çok katlı sitelerde her evin müstakil mutfağı radikal olarak minimalize edilerek; her sitenin çok katlı blokalarında, o blokun yemekhanesini – kolektif mutfağını oluşturmak (blok aralarına veya arazi müsaid ise bağımsız konumlandırılabilir).
Mutfaklar; blok sakinlerinin seçtiği yöneticiler tarafından ve belli bir bedel karşılığı veya dışarıdan profesyonelce işletilecektir. Bu alanlar oturanların ortak mülkü olduğu için kira bedeli söz konusu olmayıp ve de işletme kar amacı gütmemektedir. Gider maliyetleri; sitede oturanlar tarafından, ortak kararla, kendi gelir durumuna göre belirleneceğinden, tercihleri de tamanen kendilerine konumlarıyla ilgili.. İşletme öğün sayısını 2 ve ya 3 olarak ortak kararla belirler.
Özetle sonuç; birden fazla ederin bütüncül haliyle karşımızda:
1- Kolektif mutfaklarda hedef;çalışan yada çalışma potansiyelli kadının enerjişinin istihtamda yer almasını kolaylaştırmak. Çünkü bireysel mutfak ve ev işleri yeni dünyada üretimin önünde ciddi engel. Pek getirisi olmayan, kadının ömür törpüsü bu işler Fransız kadının 5 saatini alıyor. (ya bizde) Teknoloji – bilgi odaklı inovasyon ekonomisinde 24 saatlik üretimde kadına, niteliksel dönüşümünü yapabilmesi için zaman kazandırmak şart oldu. Aksi, gelişimini sürdüremeyen, sadece üniversite diploması ile rutin – fason işlerin tekno – proleterler ordusu yaratırız (bu konu geçmiş ve şimdiki zamanda filozof ve sosyologlarında ilgi alanında olmuştur, Bernad Russell, Francois de Singly).
Kendine zamanı olan donanımlı bir annenin çocuk yetiştirme ve aile ilişkileri çok daha sağlıklı olmaz mı? Öyleyse “bir kadın değişir ,dünya değişir” diyoruz.
Evde oturan zaman zengini kadınlarımız, Avrupa tencere – tavacıların büyük pazarı olarak iştahını kabartı, Türkiye eski teknolojilerinin gözde üs üretim merkezi.
2- Mutfaklarda, beslenme uzmanlarının denetiminde daha bilinçli ve sağlklı beslenme ortamı sağlanacaktır. Biliyoruz ki, sağlık problemleri, ülke ve bireylerin maddi ve manevi faturalarını gün geçtikce hayli kabartıyor.
3- Toptan malzeme alımları ve tüketimi ile maliyetler ve tüketim tasarrufunu doğrudan etkileyecektir (dünyadaki açlık soru bizlere yeni çözümlere mecbur kılıyor).
4- Enerjide dışa bağımlı Türkiye ve dünya (savaşlar sebebi) her alanda yenilikçi tasarruf çözümleri üretmek zorunda. Kolektif Mutfak (bireysel mutfaklara kıyasla) bu niteliği ile çözümüm bir parçası.
Aynı öneme sahip suyun tasarrufu ve temizlik malzemesi giderler de bir o kadar öneme sahip olup büyük avantajlar sağlayacağı açıktır.
5-Atıkların belli nokta da toplanması yerel yönetimlerin işini ve giderlerini azaltma açısından avantaj sağlayacağı gibi, daha az atık oluşması nedeni ile de çevre sorunlarına da katkı oluşturabilecektir.
6-Hedef kitlesi, sadece çalışan ve çalışacak olan kadınlar değil. 21. yy. çalışma koşullarında emekli olacak ve olanlar içinde iyi bir çözüm olabilir. Çünkü artık ömür boy bilgi edinme ve inovasyon yapabilme sürecindeyiz. Ayrıca ilerleyen yaşlarda mutfak ve ev işleri onlar için daha zor değil mi? Dünya bu hedef kitleyi, ciddi pazar olarak görüp her alanda çözümler üretmekte.
Bu ve başka nedenlerledir ki Kolektif Mutfak Projesinin hayata geçmesi ŞART Kİ ŞART (Mozart’ın mühteşem 9.senfoni sinin esin kaynağı)!..