Mimar Gibi Havalı Olma Rehberi

Mimar değilsiniz ama arkadaş sohbetlerinde, rakı masasında, efendime söyleyeyim, kokteyllerde vs. mimar gibi havalı konuşmak istiyor, gündelik hayatınıza terimler serpiştirmek istiyorsunuz.

Ahşap yerine tahta dediğiniz günler geride kaldı. İşte karşınızda havalı olmayanlar için mimar gibi havalı olma pratikleri. Aşağıdaki maddeleri okuyun ve aklınızda bir yere not edin. Çeşitli sohbetlerde uygun tumceler içerisinde ortama serpiştirin.

Aydınlatmalarla başlayalım.

Bir alan, genelden değil, noktasal ve sarı renklerde aydınlatılıyorsa; “Mm, bu tip dramatik ambiansa bayılıyorum. Hacimleri çok cozy yapıyor.” Şeklinde konuşun. Cozy yerine “homy” de kullanabilirsiniz.

Bir önceki örnekte olduğu gibi artık “mekan” kelimesi yerine “hacim” kelimesini kullanıyoruz.

Bundan böyle “Bu binanın şeklini çok beğendim” denmeyecek. Doğru havalılık sırası şu şekildedir; Bina < Yapı < Kütle.

Şekil kelimesinin daha havalı alternatifleri ise şu şekildedir: Şekil < Biçim < Form < Yapı Plastiği (yok artık, o kadar kızı ne yapacaksınız) “Bu kütlenin formunu çok beğeniyorum” gibi.

Bundan böyle şehir değil “kent” kelimesini kullanıyoruz. Fabrika değil, “endüstriyel yapı” diyoruz. “Kentimizdeki eski endüstriyel alanlar bugün bir çekim alanı haline geldi.” gibi. “Çekim alanı” her zaman çalışır. Her arkadaşınıza en az bir defa satın.

“Modern, minimalist” tanımları çok tüketilmiştir. “Temiz, neat” gibi kelimeler kullanın, detaya girmeyin.

Yabancı kökenler her zaman çalışır. Cephe yerine “facade”, çekirdek yerine “core”, asma kat yerine “mezzanine”, kiler yerine”pantry” deyin. “Penthouse” gibi seksi bir kavram varken hangi demode “çatı katı” kullanır ki?

Bundan böyle “bölge” kelimesi de kullanılmayacak. Artık “zone” kavramına alışsanız iyi edersiniz. Cümlelerinize “kozmopolit, kitlesel, kamusal” gibi sosyal terimler serpiştirin. Bu noktada şehircilerden destek alabilirsiniz. Yeri geldiğinde daha havalı olabiliyorlar.

Mimari bir analiz yaparken hangi ölçekten baktığınızı belirtin. “İnsan ölçeği” deyin “kentsel ölçek” deyin.

Levent Loft’un önünden geçerken o anda yanınızda kim varsa loftlarin hikayesini anlatın. Amerikali ressamlardan girin, eski sanayi yapilarindan çıkın.

Kentlerdeki önemli caddelere artık cadde demiyor, “aks” kelimesini kullanıyoruz. “Büyükdere aksındaki yoğunluk, yer altı ulaşım sisteminin sınırlarını zorluyor” gibi.

İyi-kötü, faydalı-zararlı her türlü AVM’ye karşı çıkın. Sokak yaşantısı deyin. Hepsi yıkılmalı deyin.

Havalı renk isimleri kullanın. Vizon, (çok afedersiniz) siklamen vb.

Şu mobilyalari ezbere bilin, bilmeyeni kucumseyin. Eames Lounge Chair, Barcelona Chair, Nougchi Table. Buraya tıklayarak başka bir yazımdaki kaynaktan faydalanabilirsiniz.

Bunların dışında Tom Dixon, B&B gibi birkaç yabancı markaya çalışın. Bir mekanda bu markaların ürünlerini gördüğünüzde sohbetinize konu edin.

Bu maddelerin tamamını hayata gecirdiginizde artık mim.b+ segmentinde havalı olabilirsiniz. Toplam havalilik puaninizi hesaplarken şu katsayıları da aklınızdan çıkarmayın.

Camper ayakkabi, x1,05
Moleskine defter; x1,15
Kemik gözlük; x1,25
Kadınlarda kısa saç x1,10

Daha da ileri gitmek istiyorsaniz metaforlara, fraktallara girebilirsiniz ancak bir anda bu kadar havalı olmanız çevrenizde şüphe uyandırabilir. Adım adım ilerlemekte fayda var.

Bir uyarı da mimar meslektaşlarıma geliyor. Bu taktikleri şantiyelerinizde kullanmayın. Şu sıkıntıları yaşamamak için bu taktikleri “Camper”larınızın temiz kaldığı “hacim”lerde hayata geçirin.

Etiketler

10 yorum

  • omer-yilmaz says:

    Rekora giden yazı.

  • nusret-ilimler says:

    Hocam Lamy’nin katsayısı kaç acaba?

  • soner-sesli says:

    Aşk hayatınız artık çok daha renkli;))

  • omer-tuysuz says:

    şaka bile olsa bu yazıyı çok tehlikeli ve gereksiz buldum. türkçe göz göre göre elimizden kayıp gidiyor bu yetmezmiş gibi arkitera’da -ki sevdiğim itibar ettiğim bir site idi- karşımıza çıkan önermelere bakın çekirdek yerine core cephe yerine facade kelimelerini kullanmamız falan tavsiye ediliyor.ibareye bakın ”Yabancı kökenler her zaman çalışır”. diyeceğim o ki böyle saçmalayarak havalı olunmaz olunsa olunsa rezil olunur. ayrıca mevcut düzende mimarların zaten bir havalalarının kalmadığını düşündüğümü de belirtmek isterim.

  • cigdem-yilmazer says:

    Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme” olarak karşılık bulan “ironi”, mimarların gülünç, steril diliyle dalga geçmede çok doğru seçilmiş bir yöntem bence. Tabii ironiyi anlamak belli bir düzeyde zeka gerektirir, sizin de endişeniz bu seviyenin altındaki kişilerin bu yazıyı anlamayıp yanlış yönlendirilebilir olmaları sanırım. Burayı takip edenlerde böyle bir sorun olacağını pek sanmıyorum.

  • omer-tuysuz says:

    türkçenin bariz şekilde yozlaştığı şu ortamda tek söylediğim yukarıda maalesef ironi yapılmak istenirken olayın ”marketing” inin yapıldığı.(pek güzelmiş ya kullanayım dedim)
    bu arada siz keşke pek değerli vaktinizi bana ironinin ne olduğunu ve haberin ironi olduğunu anlatmakla geçirmeseydiniz zira alttaki yorumuma zaten ”şaka bile olsa” diyerek başlamıştım yani ”ironi bile olsa” demek oluyor.dolayısıyla incelik gösterip yaptığınız açıklamayı da kusura bakmayın yersiz buldum.ama evet söylediğiniz şu ise haklısınız bu haberi okuyan herkes hah hah hah gülmeli.çünkü çok komik.

  • cigdem-tosun says:

    meslek insanı olmanın değil de, havalı olmanın tercih-teşvik edildiği, paylaşıldığı bir yüzyıl… eğlence mi dediniz, yeterince eğlence var bence!?

  • p-bade-becit-coskun says:

    Mesleğini gerçekten layığı ile yapan ve bilenin sadece çalıntı ve özenti sözlere değilde,başka gerçekliklere ihtiyacı vardır bence. Bunun her meslek dalı için geçerli olduğunu sanıyorum. Yoksa bir kaç latince hastalık ve ilaç ismi öğrenen her stetoskopluya da doktor muammelesi mi yapmalıyız?

  • duygu-gunay says:

    gerçekten çok komik buldum bende zaten yeterli eğitim almış bir mimarın bu tarz şeylere ihtiyacı yoktur mimar olmak isteyen zaten bu bölümü farklı olduğu için seçmiştir biz mimarlar farklı giyiyoruz farklı düşünüyoruz farklı konuşuyoruz zaten kendimize ait farklı bir havamız ve egomuz var bu tarz şeylere hiç gerek bile yok zaten halk dilinde egolar en tavan kişlerdir mimarlar çünkü farklıyız farklı dşünür 180 derece bakış açısıyla bakarız hayata hele bir kaçış noktası yakaladıkmı pencereden işte o an bizim için vazgeçilmez bi andır kısacası bir mimarın bu tarz şeylere ihtiyacı yoktur zaten dışardan mimar olduğunun havasını hissettiriyorsun…gereksiz buldum.

  • murat-aydin says:

    Resmi görünce birden heyecanlanmıştım fakat yazının resimle bir bağlantısı olmadığını görünce hayal kırıklığına uğradım. Yukarıdaki resim “12 Angry Men” filminden… Gördüğünüz kişi filmdeki mimarı canlandırmakta. Fakat filmde bu adam,havalı olmak yerine masum olan bir kişinin suçlu olmadığını ispatlamak için olayın geçtiği evin planıyla çözmeye çalışır. Hatta ekip çalışması ve çatışma yönetimini anlatan çok iyi bir film olduğunu düşünüyorum. Bu görevi başaran kişi; resimdeki mimardı. Birçok kişi resme bakıp bu yazıyı heyecanla okumaya başlayacaktır. Sonra, resimdeki başarılı mimarın havalı mimar olma ihtiyacı olmadığını bilerek benim yaptığım yorumu yapma ihtiyacı hissedecektir. Tezatın dibine vurmak…

Bir yanıt yazın