Evet, 10 yıl önceki katılıma göre çok ilerdeyiz ama onca inşaata, betona, çevresel yıkıma rağmen bu topraklardan bir fuar markası da, dünyada yeri olan bir mimarlık ve/veya gayrimenkul geliştirme işi de çıkaramadık.
E-postalarım içinde MIPIM kelimesini aradım, ilk kez 2002’de kullanılmış. 2004’te ilk ziyaret teşebbüsümün ardından ilk kez 2005’te gitmiştim MIPIM’e. O yıl da “Cannes’da İstanbul rüzgârı” esmişti. İBB’nin İMP’ye benzer sanal yapılanması İŞAT organize etmişti fuar katılımını. Hatırlayanlar olacaktır son derece kötü bir katılımdı. Yüzbinlerce avro para harcanarak açılış partisine sponsor bile olunmuştu o yıl. Yiğidin hakkını yiğide vermek gerek 11 sene önceki o katılım olmasa bugünkü geniş katılım söz konusu olamazdı, iyi kötü bir yerden başlamak lazımdı ve iyi başlamanın ne gereği vardı ki! Başlasak yeterdi, öyle de oldu.
Sonraki yıllarda hatırı sayılır miktarda (4-5 olsa gerek) MIPIM ve AVM’ler için olan sürümü MAPIC’te bulundum. Türkiye’nin temsil seviyesinde hep bir iyileşme olsa da Türkiye Türkiye idi işte hep.
2013 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanı seviyesinden ilk kez fuarda bulunur Türkiye. Hatta o yıl MIPIM, bakan Erdoğan Bayraktar’a “özel ödül“verir ve Türkiye “onur ülkesi”dir de. Bu yıl yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı MIPIM’e Çevre ve Şehircilik Bakanı seviyesinden ikinci katılımı yaptı. Bu yazıyı yazmama neden olan temel motivasyon da o katılım sanırım…
Hiç gitmeyenler için öncelikle biraz MIPIM
MIPIM 1990 yılından bu yana Cannes’da, Festival Sarayı’nda düzenleniyor. Cannes ve MIPIM’i daha önce “Yeni Başlayanlar için Fuar ve Kongre Turizmi” yazımda anlatmıştım, ilgili kısmını buraya da ekliyorum:
Nice havalimanından otobüs ve trenle 50dk’da ulaşılabiliyor. Cannes şehir merkezi nüfusu 72.000. Cannes’ın otel rezervasyon sitelerindeki varlığı 15milyon nüfuslu İstanbul’un üçte bir kadar. Oda fiyatları fuar zamanlarında İstanbul’un 3-4 katı pahalı olabiliyor.
Fuar alanı Akdeniz’in kıyısında. Cannes Marinası’nın bir bölümü bazı fuarlarda Festival Sarayı’nın (Ana etkinlik mekânı burası) bir parçası haline geliyor.
Festival Sarayı kentin tam orta yerinde. Öğlen yemeklerinde bile kenti besleyen, kentle birlikte yaşayan, kentin kafe ve lokantalarının gece gündüz dolmasını sağlayan bir konumda.
Cannes sahilindeki oteller ve Cannes Belediyesi fuar organizasyonu ile tam bir işbirliği içinde. Fuarların açılış davetleri, çeşitli toplantılar, partiler otellerin ev sahipliğinde yapılabiliyor. Bazı durumlarda fuar alanında yer satın alınmamışsa otel toplantı salonu rezervasyonu dahi yapmayabiliyor.
Belediye gerekirse kentin sokaklarını kapatarak etkinliklere ev sahipliğini farklı boyutlara taşıyor.
Cannes’daki fuarlar genelde katılım ücreti yüksek fuarlar, bu fuarların kayıt işlemleri için Nice Cote’d Azur havalimanında kayıt bankoları görmek oldukça olağan.
Uzatmaya lüzum yok, Cannes’la ilgili ayrı bir yazı yazılabilir ama bu yazıdakiler ilginizi çektiyse ne yapın edin işinizle ilgili bir etkinlik sırasında Cannes’da bulunun.
MIPIM işte böyle bir iklimde yapılıyor. Bu iklimi renklendirenler ise dünyanın onlarca ülkesinden gelen binlerce insan. Bu insanların gazeteciler hariç hemen hepsi çok zengin. Kimisi patron, kimisi ülkesinin siyasetçi ya da bürokratı kimisi beyaz yakalı çalışanı. Ama kesinlikle her şey zenginlik üzerine kurulu. Cannes Festival Sarayı ile iç içe olan Cannes Marinası fuar zamanında patronların teknelerine ev sahipliği yapıyor. Bu teknelerde şampanya su gibi akıyor, her tür deniz canlısı şaraba, viskiye eşlik ediyor. Gerçekten etkileyici bir ortam var. Fuara teknesi ile katılanlar arasında Türk patronlardan isimlere rastlamak da mümkün.
Teknelerdeki şaşalı hayat karada da devam ediyor. Öğlen yemeği için fuardan iki adım (Gerçekten 50 – 100m) attığınızda muhteşem yiyecek ve içecekler sizi bekliyor. Fuardan çıkıp biraz doğuya doğru yürürseniz Boulevard de la Croisette boyunca bir dizi otel var. Bu oteller MIPIM sırasında açılış partisi de dâhil olmak üzere çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Buralarda konaklamanın gecesi fuar zamanlarında bin avrolu rakamlara ulaşıyor. Bulvarın güneyinde yer alan deniz boyunca ise kumsalda yemek yiyebiliyorsunuz. Bu lokantalarda da dünyanın en güzel yengeçlerini, karides ve istiridyelerini muhteşem Fransız ve dünya şarapları eşliğinde bulmak mümkün.
Bir tarafta fuara eşlik eden müthiş zengin bir yaşam sunan Cannes öte yandan iş görüşmeleri için de dünyanın başka hiçbir yerinde kolay bulunmayacak bir ortam sağlıyor. Sabah kahvaltıları, öğlen yemekleri ya da aralardaki zamanlar fuar alanında, teknelerde, otellerde yapılan toplantılarla verimli hale geliyor. Dünyada başka herhangi bir yer bu kadar iyi bir network geliştirme olanağı sunmaz büyük olasılıkla.
Bu yıl MIPIM’de Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı ve TOKİ Başkanı Ergün Turan ile çeşitli büyükşehir, il ve ilçe belediye başkanları ve ticaret ve sanayi odası başkanları seviyesinden bir katılımımız vardı. Üçüncü Havalimanı, Avrasya Tüneli, Üçüncü Köprü gibi çevresel yıkım projeleri de gündemeydi uzaktan okuduğum kadarıyla. Türkiye’de vatandaşlara ya da biz profesyonellere (mimar ve yayıncı olarak kendimden bahsetmiş olayım) sunulmayan nice bilgi Cannes’da bulunabiliyor.
Sonuç olarak bugünkü dünya düzenine temelinden bir itirazınız yoksa MIPIM’i kabul etmek durumundasınız. Temelinde itirazı bir kenara bırakarak devam edelim.
MIPIM gayrimenkul gelişticiler için olmazsa olmaz bir platform. Az önce bu platformun kapanış basın bülteni geldi. Okuduğumda yarısı Fransız projelerine, kendi bakanlarına, Paris Belediye Başkanı’na ayrılmış durumda. Sonra Londra ve İngiltere geliyor. Dünyadan çeşitli ülkelerden bahis var, Türkiye de bahsi geçen ülkelerden birisi. Evet 10 yıl önceki katılıma göre çok ilerdeyiz. Ama mesela Londra standında olduğu gibi mimarlarla birlikte orada olmak konusunda bir tek adım bile atamadık. Onca inşaata, betona, çevresel yıkıma rağmen bu topraklardan bir fuar markası da, dünyada yeri olan bir mimarlık ve/veya gayrimenkul geliştirme işi de çıkaramadık.
O kapanış bülteninde adı geçen ve üzerinde 32 milyar avroluk geliştirme yapılacak Grand Paris Express ile ilgili bilgilere ben bir Türk mimar olarak bile erişiyorum örneğin. Bizim en temel projelerimiz ile ilgili bilgisizliğimizi ve o projelerden bazılarının bizim bu hiçbir şey bilmediğimiz halimize rağmen MIPIM’de yatırımcı aradığını hayal ediyorum.
Sonra… sonra “bırak bu işleri” diyorum kendi kendime. Dün ve bugün, o acı patlamanın üzerinden 5 gün geçmiş olmasına rağmen Ankara sokaklarının bomboş olduğunu söyleyen; kendileri de sokağa çıkmak istemeyen arkadaşlarım, tanıdıklarım gözümün önüne geliyor. Sonra bir gayrimenkul geliştirici tanıdığımın “ilk olarak kalabalığı yaratacaksın, kalabalık olacak ki geliştirme olsun” sözü aklıma geliyor.
Türkiye ile ilgili bildiğim kadarıyla 3-4 oturum oldu, konuşmacıların ne konuştuklarını, anlattıklarını düşünüyorum ara ara.
Sonra Twitter’a bakarken önüme Diyarbakır surlarının fotoğrafı düşüyor…
Ankara Türkiye’de kişi başına en çok kiralanabilir alan düşen kent, milyonlarca m2 ticari alandan bahsediyoruz. Ve Diyarbakır’da devam eden çok sayıda AVM ve Otel yatırımları.
Sonra gözümün önüne Cizre geliyor. Yazıyı burada bitirmek lazım.
MIPIM’DE TERÖRÜN İZİ YOK
Cannes’da Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili saygı duruşu veya anma yapılmadı. Türk yetkililer Türk katılımcılarla sohbetlerine saldırıları kınayarak başladı ancak bunun dışında terörü dillendirmemeye çalıştı.
Habertürk