Ortak Konut (Co-Housing) Modelinin İstanbul’da Genç Profesyoneller Üzerinden Değerlendirilmesi

Görsel: Flow Magazine

Giriş

Modern şehirler, sosyal izolasyon, nüfus artışı, konut kıtlığı ve iklim değişikliğinden etkilenen kaynak dağılımı konusunda artan zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır (Bourne,2010). Büyümeyi yönetmek, trafiği azaltmak, sürdürülebilir kalkınma oluşturmak ve kaynakları ve olanakları paylaşmak bugün karşı karşıya olduğumuz zorluklardır. Bu zorluklar içerisinde, bireyin değişim yapmasının önemi, bireyin yaşam tarzı üzerindeki kontrolünü geri kazanması gereğinden gelir.

Pek çok insan şu anda yaşamları üzerindeki kontrolünü geri almak için yeni yollar aramaktadır. Toplulukların güçlendirilmesi, toplu olarak hareket eden bireylerin kendi koşullarını anlamalarını ve bu süreçte yaşamları üzerinde kontrol almalarını sağlayan araçlardır (Meltzer 2005). Bu çalışmada planlama, topluluk oluşturma, yönetime katılma gibi temel özellikleri köklerinde barındıran ortak konut (co-housing) modeli tartışılmakta, “İstanbul’da yaşayan 25-40 yaş arası genç profesyoneller için alternatif bir yaşam biçimi olabilir mi” sorusu da önem kazanmaktadır. Konuya ilişkin diğer sorular “Günümüzde kentlerde genç profesyoneller gündelik yaşamlarını kendi istedikleri biçimde oluşturabiliyorlar mı? Semt ve evlerini, komşularını seçebiliyorlar mı?” şeklinde sıralanmaktadır. Bu amaçla çalışmada önce ortak konut modeli tanımlanmakta, dünyadaki örnekleri literatür üzerinden incelenmekte, olumlu-olumsuz yanları tartışılmaktadır. Daha sonra İstanbul’da 25-40 yaşları arasında meslek sahibi bireylerle görüşmeler yapılarak bu konudaki görüşleri sorulmakta, modelin İstanbul koşulları için uygun olup olmadığı irdelenmektedir.

Tanım ve Tarihçe

Yunan filozof Platon, yaklaşık 2400 yıl önce “Republic” eserinde, her şeyin toplu olarak organize edildiği bir topluluk tanımlamıştır. 1506 yılında İngiliz Thomas Moore “Utopia” adlı kitabında ideal topluluğu yemek salonu ve çeşitli ortak eğlence alanlarının bulunduğu mekânlarda yaşayan insanların gruplaştığı yer olarak tanımlamıştır.

Ortak konut kavramı yeni bir yaklaşım değildir, ütopyacı, feminist, endüstri devrimi öncesi batı toplumlarına kadar kökleri uzanmaktadır. Bu harekette küçük topluluklar kaynakları, mülkleri ve sosyal yaşamı paylaşarak hayatlarını sürdürmektedir (Lietaert,2009). Ortak konut hareketinin temelleri ilk olarak 1960’lı yıllarda Danimarka’da atılmıştır. Eşzamanlı olarak Hollanda ve İsveç’te de yerleşik bir konut modeli haline gelmiştir. “Birlikte yaşamak” anlamına gelen Danca “bofaellskaber” kelimesinden türetilen co-housing terimi 1988 yılında ilk kez Danimarka’da yaşayan mimarlar Kathryn McCamant ve Charles Durret tarafından “Cohousing: A Contemporary Approach to Housing Ourselves” kitabında tanımlanmıştır.

Ortak konut modelinde kullanıcılar kendi evlerine sahip olmakla beraber (kiralanan modeller de mevcuttur) topluluk faaliyetlerinin gerçekleştiği ortak alanlar veya ortak evlerin mülkiyetinde de paya sahiptir. Kullanıcıların bu harekette tüm aşamalara (planlama, yönetim, vb.) katılımı teşvik edilmekle birlikte katılım oranı tamamen isteğe bağlıdır. Kullanıcıların ayrı gelir kaynağı hane halkı özerkliğine ve topluluk içindeki “özel”in korunmasına izin verir. Avrupa örnekleri, ortak konutlarda yaşamanın birçok yararına işaret eder – güvenlik, arkadaşlık, görev paylaşımı ve çocuklar için iyi bir ortam gibi (Fromm, Dorit,1991).

Co-Housing terimi “collabrative housing” teriminin kısaltmasıdır. Aynı zamanda eko-köy, Topluluk Arazi Güvenceleri (CLT), Komünler ve Kentsel kooperatifler şeklinde tanımlanan toplulukların da içinde bulunduğu kapsayıcı bir terimdir. Mazo (1990) çeşitli amaçlarla birleşen toplulukları, kapıların kilitlenmesi gerekmeyen, komşularla olan ilişkilerin bir norm oluşturduğu, farklı yaş gruplarının yaşadığı, herkesin görevinin olduğu, insanların bireysel çıkarlarından daha fazlasını yapmak için çaba gösterdikleri bir ortam olarak tanımlamaktadır. Kasıtlı/bilinçli topluluklar bir topluluk içinde birlik oluşturmayı, inşa etmeyi ve yaşamayı amaçlayan kasıtlı/bilinçli olarak örgütlenen bir grup insanı ifade etmektedir.

McCamant ve Durret (McCamant, Kathryn & Durrett, 1997) tarafından tanımlandığı şekilde ortak konuta atfedilen özellikler: katılımcı süreç, kasıtlı/bilinçli mahalle tasarımı, ortak tesisler, insan etkileşiminin teşviki şeklinde sıralanmaktadır. Bu ilkeler ortak konuta özgü olmayıp kasıtlı/bilinçli olarak bir araya gelen tüm topluluklarda da görülebilir. Ortak konutu diğer kasıtlı/bilinçli bir araya gelmiş topluluklardan ayıran temel üç özellik: hiyerarşik olmayan yapı, ortak kaynakların mülkiyeti ve ayrı hane gelirleridir. Ortak konutları ile geleneksel konut yerleşmelerinden ayırmak için aşağıdaki altı temel ilke kullanılmaktadır (Kaynak).

1. Katılımcı süreç
2. Mahalle tasarımı
3. Ortak tesisler
4. Yerleşik yönetim
5. Hiyerarşik olmayan yapı ve karar verme
6. Paylaşılan topluluk ekonomisi bulunmaması

Ortak Konut Tasarım Kriterleri

“Mahallelerde sosyal etkileşimi ve uyumu teşvik edecek tasarım özelliklerini tanımlayan teorisyenler*, bu özelliklerin çoğunun ortak konut projeleri içerisinde bulunabildiğini belirtir (Williams, Jo, 2008).

UCL Bartlett’dan Dr. Williams beş davranış üzerinde çalışmıştır: sosyal etkileşim, katılım, topluluk desteği, ortak konutta birlik ve güvenlik ve tasarım özelliklerinin (alanın dağılımı, yoğunluklar, dolaşım sistemleri ve ortak tesisler) özellikle sosyal etkileşimi ve güvenliği etkilediğini görmüştür. ABD’de Torres-Antonini (2001) tarafından yapılan ortak konut ile ilgili ampirik araştırmalar, bir kooperatifte ortak konut tasarımının sosyal davranışları arttırmaya yardımcı olduğunu göstermektedir (Williams, Jo, 2005). Williams ABD’deki ortak toplulukların tasarımının özellikle sosyal ve kişisel faktörlerle birlikte ortak çalışmalarda daha fazla sosyalleşme, daha güçlü sosyal ağlar ve iş birliğinde daha fazla uyum sağlamada etkili olduğunu öne sürmektedir (Williams, Jo,2005).

Sosyal iletişim tasarımı ilkeleri, daha gündelik sosyal karşılaşmaları teşvik etmek ve topluluklarda gayrı resmi sosyalleşme fırsatlarını arttırmak için kullanılır. İlkeler şunları içerir:

• Kamusal ve özel alan arasındaki kademeli geçişler,
• Sosyalleşme için özel birimlere yakın yarı-özel açık alanların sağlanması,
• Kapalı ve açık ortak tesislerin sağlanması,
• Tüm ortak alanlara iyi görünürlük,
• Ortak tesislerin ve erişim noktalarının yürüyüş yollarına yerleştirilmesi,
• Topluluk dışındaki araç park yerleri veya araçsız topluluklar.

Ortak Konut Türleri

ABD Cohousing Association’a (Coho / US, 2008) göre, ortak konutlar ortalama 7 ila 67 ayrı birime sahip olabilir. Tek bir topluluk, bekârlar da dâhil olmak üzere çok sayıda haneye ev sahipliği yapabilir. Çocuksuz çiftler, küçük çocuklu ebeveynler ve emekliler bu gruba dâhildir. Ortak konut türleri genel olarak şunlardır:

Kent içi Ortak Konutları

Yapılanma apartman veya şehir evi (townhouse) şeklinde olabilir. Bazı kentsel topluluklar araç park alanlarını, kullanıcıların paylaşması ve yüzeyde daha fazla açık alan bırakmak için yeraltında konumlandırmaktadır. Bu türde tasarıma başlarken, tasarımcılar genellikle toplu taşıma hatlarına yakın bir bina inşa eder, böylece sakinleri araç kullanmadan ulaşım sağlayabilirler (Şekil 1).

Şekil 1.Capitol Hill Urban Cohousing & Roof Top Farm (Kaynak)

Banliyö ve Kırsal Ortak Konutları

Bu türde yapılanma ortak konut topluluklarının yayılması için biraz daha fazla alan sağlamaktadır. Müstakil ev, apartman, çoklu aile binası gibi tipleri barındırabilir. Washington, Bainbridge Adası’nda bulunan Winslow Cohousing, yaklaşık altı dönümlük bir alanda yer almakta, stüdyo dairelerden dört yatak odalı evlere kadar değişen 30 adet tip evi içermektedir. Kırsal topluluklar, tarla, rekreasyon veya doğal yaşam için daha fazla alan bırakmak üzere evler birbirine yakın bir şekilde bir arada konumlanmaktadır (Şekil 2).

Şekil 2. Pleasant Hill CoHousing (Kaynak)

Karma Kullanım Ortak Konutları

Bazı ortak konut toplulukları topraklarını özel işletmeler ve kamusal alanlarla paylaşır. Örneğin Swan’ın California, Oakland’da eski bir kapalı çarşı binasında bulunan Market Cohousing yapısında ortak konut birimlerinin yanı sıra uygun fiyatlı kiralık daireler, dükkânlar, restoranlar, ofisler yer almakta ve bu mekânlar halka açık avlular ile bir araya gelmektedir (Şekil 3).

Şekil 3. Swans Market Co Housing (Kaynak)

Yaşlılar için Ortak Konutlar

Her ne kadar ortak konut toplulukları her yaştan insana ev sahipliği yapsa da, bazı ortak konutlar emeklilik sonrası bireylere konut sağlamaya odaklanmaktadır. Yerleşmelerde üst düzeyde görülen iş birliği, kişilere yaşlandıkça bağımsız yaşama şansı verirken, aynı zamanda onları fiziksel, duygusal ve sosyal olarak desteklemekte, yerleşmede arkadaş ve komşu grupları olmaktadır (Şekil 4).

Şekil 4. High Barnett CoHousing Londra-OWCH (Kaynak)

Ortak Konutların Olumlu ve Olumsuz Yanlarının İrdelenmesi

Ortak konutlar tüm kullanıcılar için uygun olmasa da kira veya bireysel konut sahipliği üzerinden çeşitli avantajlar sunabilir. Ortak konutlar müstakil bir evde, apartman dairesinde yaşamaya alternatif olabilir. Tüm olumlu noktalarına ek olarak dezavantajları da bulunmaktadır. Sonuç olarak, Ortak konut yaşam tarzınıza ve ihtiyaçlarınıza uygun olup olmadığına karar vermek tamamen kullanıcının taleplerine göre şekillenmektedir. (Kaynak)

Avantajları

• Ulaşılabilirlik: Ortak konutta, alıcılar kooperatif olarak sahip olunan bir binanın hisselerini satın alırlar. Bu, bir ev satın almaktan veya bir daire kiralamaktan çok daha uygun olabilir.
• Daha az bakım: Ortak konut, mülklerinin nasıl işletildiğini söylemek isteyen, ancak bir ev sahibi olmak için gereken yüksek bakımı istemeyen insanlar için mükemmel bir seçenektir. Kullanıcılar kendi ünitelerini korumaktan ve bakımından sorumludur, ancak bina için herhangi bir bahçe işi, onarım veya başka bakım yapmak zorunda değildir.
• Topluluk Bilinci: Geleneksel olarak daire kiralayanların çoğu binalarında uzun süre yaşamamaktadır. Ancak bilinçli olarak toplanan insanlar ortak konutlarda uzun süre yaşama eğilimindedir. Bu, komşularının da ömür boyu arkadaş olabileceği anlamına gelir.

Dezavantajları

• Devam eden / Sürekli ücretler: Ortak konut sahipleri sadece hisseleri için değil, yinelenen bakım ücretlerini de ödemek zorundadır. Genel olarak bu hala kiralama veya ev sahipliğinden daha ucuz olabilir, ancak bazı insanlar aşırı olduğunu düşünmektedir.
• Kısıtlamalar: Ortak konut, sakinleri için kısıtlamalar getirebilir. Bazı toplulukların, sakinlerinin üniteleri ile yapabilecekleri ve yapamayacakları konusunda katı yönetmelikleri vardır. Kooperatifin yönetim kurulu karar verme üzerinde önemli etkiye sahiptir.
• Daha az özkaynak: Bu kısıtlamalar nedeniyle, başlangıçta topluluklarla ilgilenen daha az insan vardır. Bu, bir birimin eşitliği koruduğu, ancak değerinin özel bir ev için olduğu kadar yükselmediği anlamına gelir.

Türkiye’de Durum

Türkiye’de ortak konut modeli olarak öğrenci yurtları, lojmanlar ve Yaşlı-Huzur Evleri gösterilebilir. Bu tip konutlarda kişilerin yatak odası gibi bireysel mekânlarının yanısıra ortak kullanılan oturma odası, salon, etüt-çalışma odası, toplantı salonu, oyun ve TV odası vb. mekânlar ile mutfak, banyo, çamaşır odası gibi ıslak hacimler bulunmaktadır. Bu yapılar kamusal olabildiği gibi özel de olabilmektedir. Bunların dışında dünyada görülen örneklere Türkiye’de rastlanmamaktadır. Oysa ekonomik açıdan avantajlı olan bu yapılar aynı zamanda bireylerin sosyalleşmesine ve yeni insanlarla tanışmasına olanak sağlamaktadır.

Alan Çalışması Öngörüsü

İstanbul için ortak konut ile ilgili tercihleri ve sonuçları belirleyebilmek üzere görüşmeler 25-40 yaş arası çalışan kişiler arasından seçilebilir. Genç profesyoneller olarak tanımlanacak olan grup meslek hayatına yeni başlamış konut sahibi olmaya ekonomik olarak daha az elverişli olan kesimdir. Katılımcıların demografik özellikleri belirlenip (doğum yeri, yılı, medeni durumu, mesleği, yaşadığı yer eğitim durumu, meslek ve aylık kazancı) 10 kişilik katılımcıya ortak konut tanımları görselleri ile birlikte avantajları ve dezavantajları ile tanıtılır.

Değerlendirme ve Sonuç

Ortak konutta yaşamayı seçmek; geleneksel olarak aynı boyutlarda bir konutta yaşamanın yanında mahremiyet ve konfordan vazgeçmeyerek aynı bütçede daha büyük ve bilinçli olarak tasarlanmış ortak alan payına sahip olunabilen alanlar sunmaktadır. Bununla beraber kullanıcının tüm süreçlere dâhil olması kullanıcının kent üzerindeki en küçük payından başlayarak kent kararlarına katılımına da olanak sağlamaktadır. Günümüzdeki ekonomik ve sosyolojik istikrarsız durum yeni konut modeli talepleri oluşturmaktadır. Mevcut konut pazarında cevap bulamayan hedef kitlenin yeni alışkanlıkları ve problemleri bu durumun önemli kaynaklarındandır. Yapılan görüşmelerde de ortaya koyulduğu gibi geleneksel konutlar hedef kitlenin talep ve isteklerini karşılamamaktadır. İnsanlığın geçmişinden beri doğasında olan ortak yaşama biçimleri Avrupa örneklerinde farklı türlerde başarılı olduysa belirlenen hedef kitle için alternatif bir konut ve yaşam biçimi olarak sunulabilir.

Kaynaklar için tıklayınız.

Etiketler

Bir yanıt yazın