Bölgeselcilikle ilgili araştırma yaptığım sırada bir metinde, Mimar: Architecture in Development dergisinin1 bir sayısındaki metne referans verilmişti. İlgili sayıyı bulup metni okuduktan sonra, konuyla ilgili başka metinler bulabilir miyim diye derginin diğer sayılarına da bir göz atmıştım. 1983 yılının 8. sayısında “Turkey: Foam Domes”2 başlığı ilgi çekici gelmişti. 1970 yılında Gediz’de meydana gelen depremi konu alan metnin ikinci sayfasındaki iki görsel ise oldukça çarpıcıydı: bir kubbeyi taşıyan insanlar (G.1) ve kavak ağaçları arasındaki bir araziye yerleştirilmiş onlarca kubbe (G.2). İlkin fotoğrafların Türkiye’den olduğuna, olsaydı en azından bir dergide rast gelir ya da bir derste anlatılırdı diye düşünerek ihmal vermemiştim ancak öyleydi. Kubbeler, Gediz’in Akçaalan Köyü’nde deprem sonrası yapılan geçici barınaklardı. İnternette arattığımda depremle ve bu kubbelerin yapımıyla ilgili bir videoya rast geldim. Sonraki araştırmalarımda da yurtiçi ya da yurtdışı çeşitli yayınlarda3 daha çok afet sonrası konut uygulamaları başlığı altında bir örneklem olarak karşıma çıktı.
Dolayısıyla şunu belirtmeliyim ki bu tür afet sonrası konutlarla ilgilenen, daha önce onlar hakkında araştırma yapmış birisi değilim. Bu metin, başka bir konu hakkında araştırma yaptığım sırada rast geldiğim bir görselin peşine düşerek onun üzerinden araştırma yaparak oluşturduğum bir metin.
Gediz Depremi ve Bayer Kubbeleri
1970 yılı Mart ayında Gediz’de meydana gelen depremde çok sayıda kişi ölmüş ve yaralanmış, binlerce ev yıkılmış ya da ağır hasara uğramış4. Depremden sonra Almanya’dan, Kızılhaç’a ait yardım malzemelerinin yanında, Bayer firmasının köyde üreteceği poliüretan kubbe barınaklar için gerekli ekipmanları da bulunduran iki uçak gelmiş. Barınakların üretiminde gerekli strüktürler, kimyevi maddeler ve bunları uygulayabilecek teknik insanlarla birlikte yardım malzemeleri, yine aynı uçaklarla gelen minibüslerle köye taşınmış5. Uçak içinde, uçak piste inerken, ekipmanlar indirilirken, köy yolunda ilerlenirken ve köyde üretimler sırasında yapılan çekimlerden (G.3) anlaşıldığı üzere bu filmi6 Bayer firması ilk kez deneyeceği bu kubbeler için çekmiş, üretimin nasıl yapıldığını da detaylı bir şekilde bu filmde anlatmıştır.
Öncelikle üretimin yapılacağı iki adet düzeneği korumak için metal konstrüksiyon çatı kuruluyor. Daha sonra her düzenek için beş metre çapında bir kasnak oluşturuluyor ve bu kasnağa şişirilebilir PVC örtü geriliyor. Örtü şişirildikten sonra kubbe şeklini alan düzenek yavaşça döndürülüyor. İki farklı kimyasal ve katalizörden oluşan karışım, hareketli bir düzeneğe yerleştirilen tabanca yardımıyla püskürtülüyor ve –önceden yüzeye sıkılan kimyasal sayesinde- yapışmadan yüzey üzerinde tepkimeye girerek 10-15 cm arası kalınlığa ulaşıyor. Tüm yüzeye sıkıldıktan ve belirli kalınlığa ve sertliğe erişip kuruduktan sonra, içindeki PVC örtünün havası indirilerek çıkarılıyor ve kubbe 10-15 kişinin yardımıyla dikkatlice7 taşınıyor. Hafif bir temel kazılıyor ve temele yerleştirilen barınağın etrafı toprakla dolduruluyor. Daha sonra yangına dayanıklı boya ile boyanan barınaklara, kapı, pencere ve havalandırma için testere ile delikler açılıyor (G.4).
Bu şekilde ilerleyen bir süreçle, 1 saatte bir barınak üretilerek, bir ayda toplam 405 poliüretan kubbe barınak üretiliyor. Tüm üretim bittikten sonra, kura çekilerek barınak sahiplerine veriliyor. Çapı 5 m, yüksekliği 3 m ve ağırlığı 250 kg olan bu kubbeler8 ilk etapta hemen kullanılmıyor ancak zamanla kullanımı artıyor. İlgili videoda, çocukların artık köpüklerden top, tekerlek gibi oyuncaklar yapıp oynadıkları; yerel halkın Almanya’dan gelen ekibin birbirleriyle anlaşabilmesi için çok temel kelimelerin (sağa, sola, burada, bir, iki gibi) karşılıklarının olduğu bir kâğıdın duvara asıldığı (G.5); kubbe evlere geçecek insanların yüklerini eşeklerle taşıması (G.6) gibi görüntüler görülebiliyor.
Uzaydan gelmiş gibi, bir arazinin ortasına yüzlerce sıralanan, yabancı bir malzemeyle ve formda üretilmiş bu ilginç kubbeleri daha da ilginç kılan ise fotoğraflar incelendiğinde de hemen göze çarpan kullanılma ve dönüştürülme biçimleri olmuş. Poliüretan kubbeyi yerelleştirme çabaları olarak tanımlayabileceğim bir biçimde, kubbelerin taşınabilir olmalarının da verdiği esneklikle yerel halk kubbeleri taşımış ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda bu yapılara ilaveler yapmış. Mimar dergisinde yayınlanan metinde 1971’de çekilen hava fotoğrafı üzerinden yapılan bir çizim (G.7), barınakların neredeyse hepsinin taşındığı ve farklı bölgelerde yoğunlaştıklarını gösteriyor.
Bu yoğunlaşmayı akrabalık, yakınlık gibi sebeplerle kurulan organik bir mahalle ilişkisi olarak tanımlayan Özkan, kimi ailelerin bir avlu oluşturacak şekilde barınaklarını yan yana konumlandırdığını ve bu şekilde ortak mekânları oluşturduklarını belirtiyor9 (G.8).
Yine aynı metindeki, bir yerde öbeklenmiş 10-12 barınağın planlarını içeren çizim (G.9), ortak mekânlara ve barınakların tefrişine dair önemli bir belge niteliğinde.10
Örneğin üstte yer alan üçlü barınak çiziminde, bir barınağın diğer iki barınakla aynı sundurmayı paylaştığı halde, girişinin farklı bir kapıdan yapıldığı görülüyor. İç mekânların sadece yaşama alanlarından oluştuğunu –en azından bu çizim üzerinden- söyleyebiliriz. Tuvalet, banyo gibi mekânların belirli alanlarda bulunan barınaklarda ya da alanda aynı anda mevcut olan prefabrik yapılarda olduğu düşünülebilir.
Enkazdan kalan malzemelerle yapılan sundurmalar veya mutfak, kiler gibi ekler de yerelleştirme hamlesinin bir diğer parçasını oluşturuyorlar. İlave edilen hacmin üstünü örten alaturka kiremitlerin, eklemlendiği kubbenin üzerine onun formunda taşması ya da bir beşik çatının uzunlamasına bir hacimle birlikte, kubbenin de yarısını içini alacak şekilde uygulanması etkileyici birer örnek olarak karşımıza çıkıyor (G.10).
1972’de yapımı tamamlanan kalıcı konutlarla birlikte barınma işlevlerini yitiren bu kubbeleri halk, yeni evlerinin bahçelerinde kümes, depo vs. olarak kullanmaya devam etmiş (G.11) ve 1978 itibariyle neredeyse bütün barınaklar sökülmüş ve eskiyen boya yerine, poliüretanla sağlıksız bir tepkimeye giren yağlı boyalar sürülmüş. Özellikle ısı yalıtımı iyi olduğu için kullanılmaya devam eden kubbeleri kimse satmamış ama zamanla geriye hiçbir örnek de kalmamış.
Benzer Uygulamalar
Bayer firması 1970’te ilk kez denediği bu kubbeleri, aynı yıl Peru’da ve iki yıl sonra 1972’de Nikaragua depremlerinde de üretmiş. Nikaragua’da çok verimsiz olan (315 konuttan sadece 75’i kullanılmış)11 uygulamadan sonra bir daha denenmemiş. OXFAM firması ise benzer şekilde poliüretan kubbeleri 1975 yılında Lice’de meydana gelen depremde üretmiş (G.12). Daha önce 1970’teki sel baskınında Pakistan’da denedikleri konik kubbeli ve köşeli bu barınakların üretimi benzer bir süreçle meydana gelmiş ancak bu kez poliüretan dıştan değil, içeriden uygulanmış (G.13). OXFAM bu tür konut üretimini yapının zehirli gaz salınımı yapması, yapım ve transfer maliyeti, teknolojinin ve uygulama bilgisinin aktarımındaki zorluk gibi sebeplerle sonlandırmış.12
Domes for the World (DFTW)13 Haiti’de, Endonezya’da, Etiyopya’da, Hindistan’da ve Pakistan’da sel ya da deprem gibi afetler sonrasında yerel malzeme ve işçilikle konutlar üretmiş bir organizasyon. Bu organizasyonun Endonezya’da, Yoghakarta’nın Ngelepen köyünde 2006 yılında meydana gelen deprem sonrasında ürettiği barınakların, kullanıcılar tarafından kendi yaşam biçimlerine nasıl entegre edildiğini inceleyen bir makalede14, Bayer’in Gediz’de ürettiği konutlara – kısa da olsa- değinilmiş. DFTW’nin ürettiği barınaklar da benzer şekilde kubbe formlu ancak malzemesi betonarme (görsel). Bu barınakların üretiminde süreç şu şekilde oluyor; öncelikle dairesel bir zemine beton dökülüyor, şişirilebilir pvc örtü bu beton tabana oturacak şekilde yerleştiriliyor ve kubbe formunda şişirilip, üzerine hasır serildikten sonra beton dökülerek kurumaya bırakılıyor (görsel). DFTW, Ngelepen’de bu şekilde 81 konut üretmiş. Gediz’deki kullanıcı deneyimine benzer şekilde, ilk önce tereddütle karşılanan bu yabancı formları halk, zamanla gereksinimlerine cevap verecek şekilde15 yerelleştirerek halen kullanmaya devam etmekteymiş.
Yazımı bir müzayede sitesinde denk geldiğim Alman Kızılhaç anısına hazırlanmış, Gediz damgalı, Kızılhaç pullu bir zarf görseliyle bitireceğim (G.14). Zarfın üzerinde arkasında bir cami ve ağaçlarla birlikte, Bayer’in ürettiği kubbe barınakların çizimi bulunuyor.
*Ömer Faruk Tekin, Arş. Gör., İZÜ