Biz her renge sahip bir toplumun, renkli bir sivil toplum örgütüyüz. Öyle olmalıyız…
Merhabalar,
Öncelikle belirtmek isterim amacım hiçbir siyasi partinin ya da görüşün tarafını tutup, diğer tarafı yermek değildir (Ki böyle olsa bile bence gayet normal ve demokratik bir tavır olarak algılanması gerektiğini düşünmekteyim).
Amacım, üyesi olduğum Mimarlar Odası’nı -hakkım olarak- eleştirmektir.
Öncelikle Mimarlar Odası Ana Yönetmeliğinde belirtilen, odanın amaçları maddesini hatırlatmak istiyorum:
Madde 6 — Odanın başlıca amaçları;
a) Mesleki alanda ülke ve kamu çıkarları ile uluslararası gelişmeler çerçevesinde çalışmalar yapmak, mesleğin ve üyelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapı içindeki değişen konumlarını izlemek, tespit etmek, değerlendirmek, mesleğin ve üyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek, ulusal ve uluslararası ölçekte mesleğin gelişmesini izlemek ve sağlamak,
b) Meslek onurunu ve üye haklarını korumak,
c) Ülke içinde ve dışında tüm resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak, mesleğin uygulama ve kuram alanında gelişmesini sağlamak üzere her türlü etkinliklerde bulunmak; bilimsel ve teknik evrakı inceleyerek gereken mesleki denetimleri yapmak,
d) Mimarlık uygulamasıyla ilgili standart ve normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri araştırmak ve incelemek, gerekli düzenlemeleri yapmak,
e) Eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak mesleki eğitimin gelişmesine katkıda bulunmak,
f) Üyeler arasındaki dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek,
g) Mimarlık kültürünün korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, bu doğrultudaki başarılı çalışmaları özendirmektir.
Kısacası, ilk amaç mimarlık mesleğini ve bu mesleği icra edenleri, maddi ve manevi olarak korumak, geliştirmek, düzenlemek vs.dir, diye yorumluyorum ben.
Birçok mimar (özellikle genç ve yeni mezun) arkadaşımız işsiz durumda, çok düşük maaşla çalıştırılmakta, hak etmediği koşullara maruz kalmaktadır. Bu olumsuz durumların sayısını arttırabiliriz.
Meslek onurumuzu korumamızın inkâr edilemez bir gerçek olduğunu düşünüyorum; fakat insanın hayatını sürdürebilmesi gerektiği de bir gerçek…
İşte, bu hayatını devam ettirme sürecini, mesleğinin gerektirdiği ve hak ettiği şekilde sürdürebilmek güzel olsa gerek…
Odamızın kuruluş amacı da bu değil mi?
Tek amaç bu değil tabii ki; mesleğin gerektirdiği konular başta olmak üzere, kamuoyunu ilgilendiren birçok meselede elinden geleni yapmaktır. Aydın olmanın bir gereği olarak bu meselelerde meslektaşları ve kamuoyunu bilgilendirmeli, aydınlatmalı ve yeri geldiğinde öneriler sunmalı, projeler geliştirmelidir. Bu doğrultuda yerel yönetimleri, siyasi partileri, kurum ve kuruluşları eleştirebilmeli, karşısında durabilmelidir.
Fakat oda üyelerinin tamamının tek bir siyasi görüşe sahip olması ya da tek tip mimar olması söz konusu değildir. Demokratik bir sivil toplum örgütü olabilmek, bu farklı üyelerle birlikte, mimarlık mesleğini ilgili konuları ile ele alıp ortak yola koyulabilmektir.
Gelelim esas bahsetmek istediğim konuya, birçok taraflı ve olumsuz yorumlara maruz kalacağımı düşünerek… Umarım olmaz…
Mimarlar Odası, özellikle Ankara şubemiz başta, şu günlerde fazlasıyla medyada yer almakta. Keşke odamız ve ilgili yapılanmaları, basite indirgenen ideolojik bir karşı çıkma politikası dışında; başta bahsettiğim, odanın amaçlarını ve meslek sorunlarının paylaşımıyla gündeme gelse daha olumlu olacağı kanısındayım.
Odamız ve şubeleri bir siyasi parti gibi davranmamalıdır. Siyaset yapmamalıdır demiyorum, mesleğinin gerektirdiği tavırları alması başka bir şey, tek taraflı ve tek yönlü bir bakış açısıyla hareket etmek başka bir şey…
Olayları noktasal belirtmektense, kendimce biraz daha makro bir kroki çizmek istedim. Sanırım anladınız…
Özet olarak; Odamız asıl kuruluş amacını geri plana itmiştir. Odamız üyeleri sadece kırmızı değildir, ya da sadece sarı…
Biz her renge sahip bir toplumun, renkli bir sivil toplum örgütüyüz. Öyle olmalıyız…