TMMOB Mimarlar Odası Büro Tescil ve Geçmişe Dönük Aidat Ödemeleri Hakkında
Mimarlar Odası’nın uluslararası pandemi ilanından yaklaşık iki ay sonra üyelerine attığı SMGM Kriz ile Başa Çıkma ve Dayanışma Anketi konulu e-postası adaletsiz bulduğum bazı durumlar ile alakalı düşüncelerimi yazıya dökme sürecini hızlandırmış oldu.
Sizin vasıtanızla paylaştığım bu düşünceleri oda genel kuruluna yazılı olarak da sunacağım ancak arkasına yeterli kamuoyu desteği alamayan bir çok haklı talebin muhattapları tarafından gerekli ilgi ve alakayı görmediğine çok kez şahit oldum. Bundan dolayı yazılı dilekçem öncesinde bu platformda paylaşma gereği duydum.
Yaklaşık 5 yıldır odaya kayıtlı ve her yıl büro tescilini gerçekleştiren bir mimarlık ofisi mensubuyum. Ofisi kurduğumuz ilk yıllar mimarlık mesleğini kendi tabelamız altında yapıyor olmanın heyecanı ile dikkate almadığımız birçok hususu ülkenin mevcut ekonomik durumundan en fazla etkilenen sektörde iştigal etmemiz sebebiyle son bir yıldır yoğun olarak sorgulamaya başladık. Bu sorgulamada geçen beş yılın acı ticari tecrübelerinin etkili olduğu şüphesiz.
Bu bağlamda ofisimizin 2020 yılı büro tescilini yaparken farkına vardık ki, aidat ve büro tescil ödemeleri ve diğer yükümlülükler bakımından biz ve bizden daha genç elinde neredeyse yok denecek kadar iş olan ve kendi hayatını devam ettirmeye çalışan mimarlar ile meslekte bir hayli kıdem almış, ülke ekonomisinin daha iyi olduğu ve inşaat faaliyetlerinin son derece yoğun olduğu dönemlerde birçok projeye imza atmış, bunun neticesinde ekonomik açıdan daha iyi durumda olan meslektaşlar arasında hiçbir ayrım bulunmamakta.
Unutulmamalıdır ki adalet mutlak olarak bireylere eşit davranılması anlamına gelmemektedir. Bireylerin içinde bulundukları şartlar değerlendirilerek normların belirlenmesi ve uygulanması gerekir ki neticesinde gerçek anlamda adalet tecelli etsin.
Yukarıda belirttiğimiz nedenlerden ötürü tamamen farklı koşullardaki meslektaşların aidatlar ve büro tescil ücretleri gibi yükümlülükler açısından oda nezdinde aynı şartlara tabi tutulmasının adaletli bir tutum olmadığı kanaatindeyiz.
Hepimizin malumu olduğu üzere meslek odalarının kuruluş ve varoluş amacı üyelerinin haklarını korumak, mevcut ve muhtemel maddi-manevi tüm zorluklar karşısında mesleğin onuruna ve saygınlığına sahip çıkarak üyelerinin bekasını garanti altına almaktır. Ancak geldiğimiz noktada mensubu bulunduğum TMMOB meslek saygınlığını korumanın ötesinde kendi içerisinde dahi gerçek anlamda adaleti tesis edememekte ve mesleğe yeni başlamış genç meslektaşlara gereği kadar destek olamamaktadır.
Bu noktada önemle belirtmek istediğimiz bir husus da her ne kadar mesleğin hak ettiği itibarı yakalaması adına yapısal kalıcı düzenlemeler şart olsa da tüm dünyayı etkileyen küresel virüs salgını döneminde diğer birçok meslek örgütü kendi mensuplarına yönelik bankalarla yapılan anlaşmalar dahil geçici tedbirler alıyor, üyelerine sahip çıkıyorken TMMOB’un somut hiçbir girişiminin olmaması bizim adımıza son derece üzücü.
Konumuza dönecek olursak yukarıda ifade etmeye çalıştığımız adaletsiz uygulamanın detayları ve buna yönelik şahsımız adına sunacağımız öneriler şöyle:
· İlk önerimiz mesleğe yeni başlayanlara teşvik anlamında TMMOB Genel Kurulu’nun uygun göreceği belirli süreyle (Mesleğe fiili olarak başlanılan ilk 3-4-5 yıl gibi.) aidat ve büro tescil ücreti alınmaması yahut kıdemli meslektaşlara göre daha düşük oranda alınması.
Nitekim İstanbul Barosu’nun 2018 yılı Genel Kurulu’nda alınan kararla bu yönde uygulamaya geçilmiş olup benzer diğer meslek odası uygulamaları da esas alınarak çalışma hazırlanabilir.
· İkinci önerimiz ise geçmiş dönemlere ait aidat borçları hakkında.
TMMOB Mimarlar odası yönetmeliği gereği, mezuniyet belgesini alan tüm mimarlar 60 gün içerisinde odaya üye olmak ile yükümlü. Bu süreyi geçirdikten sonra olunan üyeliklerde geçmişe dönük aidat borçlarının peşinen ödenmesi şartı aranıyor.
Yönetmelikte bu belirtiliyor evet; peki ülkenin ekonomisi, mevcut piyasa şartları, mezun mimar sayısındaki artıştan kaynaklı işsizlik oranları ne diyor?
Örnek olarak ilgililer şöyle bir ihtimali hiç düşünüyorlar mı?
2010 yılında mezun olan bir meslektaş ülkenin ekonomik koşulları itibariyle on yıl boyunca kendi alanında mesleğini icra edememiş, (Piyasa şartları incelendiğinde asgari ücret dahi alamayan meslektaşların varlığı her geçen gün daha da artıyor.) mesleğin saygınlık ve onuruna yakışır ücrette çalışma imkanı bulamamış ve neticesinde alanı dışında çalışmak zorunda kalmış olsun.
Geçen bu on yılın ardından getirisi son derece düşük de olsa almış olduğu bir mimari proje işine güvenerek yıllarca okuyarak emek verdiği ve mezun olduğu mimarlık mesleğini yapmaya karar versin.
Mezkur faaliyette bulunabilmesi adına Büro tescil işlemi için mimarlar odasına gittiğinde; yetkililer tarafından kendisine geçmişe dönük on yıllık aidat ücretini peşinen ödemesi gerektiği aksi halde işlemin yapılmayacağı bildirilecek.
Bu on yılda aidattan muaf olmanın tek şartı hiçbir şekilde SGK girişinin olmaması, daha anlaşılır bir ifadeyle bu on yılın işsiz olarak geçirilmesi.
Ama bu meslektaşımız on yıl içerisinde sekreter, satış danışmanı, yönetici asistanı ya da motokurye olarak kendi alanı dışında çalışmış da olabilir. İcra etmediği mesleğin aidatından neden sorumlu olsun ?
Bu arada verdiğimiz meslek örneklerini abartılı bulmayın; keza bir çoğuna şahit olduk ve iki üç yıl içerisinde daha fazlasını duyacağımız çok muhtemel. Mezun olan mimar sayısı ve piyasa şartları ortada.
İşte tam da bu yüzden konu ile alakalı kesinlikle bir güncelleme yapılması gerekir.
Diyelim ki meslektaşımız kendi işini yaptı, başka mimarlık ofislerinde maaşlı olarak çalıştı.
Burada da geçmiş dönem borçları alınmadan büro tescilin yapılmaması kritik bir konu. Meslektaşımızın maddi anlamda hazırlıksız olması ve ödeme erteleme talebinde bulunabilmesi söz konusu değil. Ofis kuruluş aşamasında ufak miktarların ne kadar kritik olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım fakat bu konuda oda kendi tahsilatını daha kritik görüyor.
Şunu da belirtmeden olmaz.
Özel sektör çalışınlarına karşı son derece katı uygulanan bu düzenlemeden devlet memurlarının muaf olması olayın çelişkili diğer boyutudur.
Bu örneklerde meslek adına üzücü olan nokta şu:
TMMOB’un ilgili meslektaşın bunca yıl boyunca neden mesleğini icra etmeyip başka alanlarda iştigal olduğunun sebeplerini araştırmak ve buna yönelik çözüm önerilerinde bulunmak yerine; aidat tahsilatı peşinde koşması.
Bu noktada merak ettiğimiz ancak asla ihtimal vermek istemediğimiz yine de kafamızı kemiren sorular şunlar:
Mimarlar Odası
Ülkenin ekonomik gerçekliklerini göremeyip, bu gerçeklikler karşısında genç girişimci meslektaşlarımıza destek olmaktan çekiniyor mu?
Daha Kendi üyelerine kritik zamanlarda destek olamayan, aralarında adaleti tesis edemeyen, karşılığında da üyeleri tarafından dikkate alınmayan bir sivil toplum örgütü yanlış devlet politikaları karşısında nasıl güçlü bir kamuoyu tepkisi oluşturacak?
Mevcut piyasadaki zorluklar karşısında mesleğe olan inancı her geçen gün azalan genç arkadaşlarımızın kendi meslek odası tarafından da bu muameleye layık görülmesi onlara nasıl açıklanacak?
8 yorum
Artık Mimarlar Odası’nın siyaseti bırakıp üyeleri içinde (aidat toplamak dışında) bir şeyler yapması gerekmiyor mu?
Yarışmaya katılırken istenen üye tanıtım belgesini odaya üye olupta aidat borcu olan mimarlara vermiyor.Ben senin üyenim sana borcum olabilir, bana belgemi ver sonra borcumu ben öderim, borcum olması üyelikten çıkmama sebep olmaz diyorum.Oda hayır diyor onunla da kalmıyor 1 yıllık aidatını peşin vermezsen üye tanıtım belgeni yine vermem diyor.Ben de zaten güçlükle hazırladığım projem karavana gitmesin diye odaya 1 yıllık parayı vermeye mecbur oluyorum.El insaf.Benim odam, benim her şeyim bana güvenmiyor.Oysaki mezun olduğum gün yıldızdaki karakol şubesinde nasıl bir heyecanla yaptırmıştım kaydımı.
(Düzeltilmiş yorum)Aidat Borcu üyelik başvurusuna imza atmanız ile başlar;ıslak imzalı başvurunuz olmadan kimse size borç tahakkuk edemez. Meslek Odaları ancak aidat borcu bulunan üyeleri hakkında icra takibi başlatabilir. Yıllık aidat ve bunlara ait kesinleşen gecikme zamları tahsil zamanaşımı süresi gerek mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 126.maddesi gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 147. maddesinin birinci bendi gereğince beş yıldır. Beş yıldan fazla geriye dönük borçlar için icra takibi başlatılması kanuna aykırıdır. Ayrıca mezun olan herkesin meslek odasına üye olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Tüm meslek odalarının Ana Yönetmeliklerinde sadece “mesleki etkinlikte bulunabilmek için üyelik niteliğini korumak zorunluluğu” yla ilgili madde bulunmakta olup; bu madde başka işlerden geçimini sağlayan veya 3458 sayılı Mimarlık ve Mühendislik hakkında Kanunun 1. Maddesinde belirtildiği üzere Türkiye hudutları dışında mesleğini icra eden kişileri bağlamaz. Tüm meslek odası üyelerine şöyle bir tavsiyem var; mevcut durumunuz oda aidat muafiyetine veya üyelikten ayrılmayla ilgili odanızın ana yönetmelik maddelerine uygun ise gerekli bilgi ve belgeleri noter kanalıyla meslek odanıza gönderin ki ileride doğabilecek anlaşmazlıklarda elinizde kapı gibi resmi belge olsun.
Bu makale arkadaşlarımdan dönüp dolaşıp her sene geldiği için ilave yorum yazma gereği duydum.
Mimarlık ve Mühendislik mensubu arkadaşlarım; SGK, çalışanların gerçek ücretler üzerinden bildirilmesini sağlamak için 2012’NİN KASIM AYINDA MESLEK KODU UYGULAMASINA GEÇTİ. E-devletten SGK 4A Hizmet Dökümü aldığınızda ANCAK ARALIK 2012 DEN İTİBAREN MESLEĞİNİZİ İCRA EDİP ETMEDİĞİNİZ BİR MESLEK ODASI TARAFINDAN İSPAT EDİLEBİLİR. Siz aidat muafiyeti talep ettiğinizde meslek odanız sizden hizmet dökümünüzü isteyip işverenlerin içinden mimarlık, mobilya, vb. inşaat işleriyle alakalı olduğuna inandığı firmaları ayıklayıp sezgisel yöntemlerle sizin mesleğinizi icra ettiğinizi iddia edecektir. Böyle bir uygulama abesle iştigaldir. Önceki işverenlerinizin Ticaret Odası kaydında Ana Faaliyet Alanı ‘inşaat’ veya ‘mimarlık’ olsa dahi, SGK hizmet dökümünüzde meslek kodu belirtilmemişse, işverenle aranızda imzalanmış; işçinin görev tanımını ve unvanını açıkça belirten bir sözleşme bulunmuyorsa hiçbir Allah’ın kulu sizin o şirkette çaycı, tezgahtar, şoför, vb. farklı görevlerde çalıştığınız yönündeki iddianızın aksini ispat edemez. Bu sebeple Mimarlık ve Mühendislik mensubu arkadaşlarıma diyeceğim odur ki; sizden mezuniyet yılınızdan itibaren üye aidatı talep eden meslek odalarına karşı üşenmeden gidin, idari dava açın veya Danıştayda Yürütmenin durdurulması ve Yönetmelik Maddesinin iptali için dava açın. İşsizlik oranlarının bu denli yüksek olduğu bir ülkede; mesleğinizi mezun olur olmaz icra ettiğinizi yönünde ispatsız iddialarla üstelik de ülkedeki tüm alacaklar KANUNEN 5 yıllık zamanaşımına tabi iken; sizin yönetmelik ile 20 yıl geriye dönük borçlandırılmanız hayatın olağan akışına ve usüle aykırıdır.
(Araştırmak isteyenlere Ek Bilgi) : İŞKUR resmi internet sitesinde 7252 adet ISCO-08 Meslek Kodu belirlenmiştir. ISCO-08 Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan; ‘Mesleklerin Uluslararası Standart Sınıflandırılması’nın (International Standart Classification of Occupations) Türkçe kısaltmasıdır. ISCO-08 Meslek Sınıflandırılması ve Türk Meslekler Sözlüğü (TMS), SGK ve İŞKUR tarafından Türkiye’deki Meslek Dağılımları ve Prim – Maaş süreçlerinin takibi için kullanılan bir kod listesidir. İŞKUR’un Türk Meslekler Sözlüğü’nde (TMS) meslek kodumuz 2161.01 (Mimar), 2161.02 (İç Mimar), 2162.01 (Peyzaj Mimarı) olarak geçer. Ücreti eksik göstermek maksadıyla örneğin muhasebeci, mühendis, doktor, müdür, mimar ve avukat gibi vasıflı çalışanları sıradan vasıfsız işçiler gibi meslek kodu ile bildiren işverenlere eksik ücret bildirdikleri her ay için prim belgelerine bağlı olarak 1 Temmuz 2019’dan itibaren en az 5.000 TL tutarında idari para cezası uygulanmaktadır.
Merhabalar,
Yazı için elinize sağlık. Geçtiğimiz ay İnşaat mühendisler odasına üye oldum, hem mimar hem mühendis olduğum için iki odaya da üyeliğim oldu.İnşaat mühendisleri odası , mezun oldugum yıldan bu yana 4 sene geçmesine rağmen geçmiş yıllarımın borcunu istemedi. Yarışma belgesi almak için talepte bulundugum zaman tüm seneyi ödemenize gerek yok bu ay ( aylık 22 tl) ödemeniz yeterli dendi. Açıkçası soyulmadan ilkdefa bir kurumda işlem yaptırabildim. Mimarlar odası bilindiği üzre hem üyelik olduğunda geçmiş senelerin borçlarını talep ediyor hem de tüm seneyi ödemeyi zorunlu kılıyor. Başka odalarda olan böyle uygulamaları örnek göstererek Mimarlar odasının artık Mimarlarına sahip cıkmasını tüm kalbimle dilerim.
Mimarlar Odası mevcut sistem ve düzen içerisinde dışa kapalı kendi içinde belli bir zümreye hitap eden bir tavır ve tutum sergilemektedir. Uzun bir süredir oda asli görevini yerine getirmek ve üyelerinin haklarını savunmak yerine ülke gündemi ve bunun çevresinde gelişen diğer durumları/olayları odak noktasına koymuştur. Mimarlar Odası Başkan veya üst yönetim değişikliği veya bir takım kararlar ile değiştirme/ dönüşme durumunu çoktan aşmıştır. Odamız artık bir zihniyet değişikliğine gitmek durumundadır. Oda faaliyetlerinin açık ve şeffaf bir şekilde yapıldığı bir düzen içerisinde aktif olarak üyelerinin haklarını koruyarak toplumsal olaylara sözde değil özde öncülük eden her bir üyenin bireysel zorunluluktan değil gönülden bağlı oldukları bir üst ‘kurumsal’ yönetimi hakketmektedir. Umuyorum ve inanıyorum ki Mimarlar Odası yeni bir yönetim modelini olağan seçim ile birlikte kazanacak ve oda asli zavifelerini yeniden hatırlayacaktır. Zihniyet değişikliği ile birlikte de gerçek anlamda aktif bir yönetime kavuşacaktır.
Mimarlar odasindaki aidat toplama isini hic dogru bulmuyorum,sene icinde yaptigi is sayisi ile aidat dogru orantili olmali ve kanimca o sene icinde hic is yapamamis bir mimar cok dusuk sembolik bir rakam odemeli…Ayrica oda secimlerinide adil bulmuyorum ayni insanlarin,defalarca senelerce aday olmasini dogru ve etik bulmuyorum…