Türkiye Mobilya Tarihi Hakkında Kıymetli Bir Çalışma

Kitaplarla ilgili birçok liste tutarım: Alınacak kitaplar, yazarına imzalatılacak kitaplar, yazarı hayatta olmayıp imzalısı aranan kitaplar, elden çıkarılacak kitaplar…

Bunların arasında bir de “Keşke yazılmış olsa” dediğim kitaplar listem vardır. Geçen sene bu listeye yeni bir not girmiştim: “Türkiye’de mobilyanın tasarım tarihini 20. yy’ın başından günümüze ele alan bir kitap”. Zira öncesinde bu konudaki yayınları –anlaşılan biraz üstünkörü şekilde- taramış ve hayalimdeki gibi bir çalışmanın olmadığına karar vermiştim. Ama yanılmışım; meğerse Önder Küçükerman’ın “Sanayi-i Nefise Mektebi’nden Endüstri Tasarımına Mobilya” adlı kitabı aslında 2015 yılında basılmış! Kitabı keşfedince, bir noktada hayalime kavuşmuş oldum; büyük bir sevinç duydum. Diğer yandan da oldukça şaşırdım zira ilgi alanıma giren kitapları iyi takip ettiğimi düşünürüm. Bu sebeple bu kıymetli çalışmadan bahseden bir yazı yazmanın faydalı olacağını düşündüm.

YAZARI TESADÜF DEĞİL
Kitabı Prof.Dr. Önder Küçükerman’ın yazması tesadüf değil. Zira kendisi zaten Türkiye’ye “Endüstriyel Tasarım” kavramını getiren, bu konudaki ilk bölümü kuran kişi. Kapalıçarşı’nın tarihinden Otomobil üretim aşamalarına, Haliç’in endüstriyel mirasından, dökümcülük tarihine geniş bir yelpazede 20’yi aşkın kitabı olan Önder hocanın çalışmaları inanılmaz bir konu çeşitliliği gösterse de neredeyse hepsi “endüstriyel üretim tarihi” ana başlığında birleşiyorlar. Önder hocanın kitabı yazmasını sağlayan bir diğer husus ise, Türkiye’de mobilya tasarım ve üretiminin içerisinde Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (sonradan Güzel Sanatlar Akademisi ve günümüzde de Mimar Sinan Üniversitesi) büyük bir rol oynaması. Zira Önder hoca hem bir akademi mezunu (1965) ve hem de 2006 yılında emekli olana kadar kesintisiz olarak akademide görev yapmış olması sebebiyle, bu sürecin aktörlerini bizzat tanımış. Açıkçası Önder hoca, tamamına yakınını kısa süre önce kaybettiğimiz bu kişilerle röportajlar yaparak bütün bu süreçleri kaydedip sonrasında da kitaplaştırarak bir tarihi yok olmaktan kurtarmış.

KİTAP NEDEN BULUNMUYOR?
Kitabın basımı 4 ayrı kurum sayesinde olmuş: OAİB (Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri), İİB (İstanbul İhracatçı Birlikleri), EİB (Ege İhracatçı Birlikleri) ve AİB (Akdeniz İhracatçı Birlikleri). Öncelikle bu değerli çalışmayı kitaplaştırdıkları için bu kurumlara şahsen teşekkür ediyorum. Diğer yandan, Türkiye’de kurumların sponsorluğunda basılan diğer birçok kitap gibi, bu kitap da ne yazık ki piyasada bulunmuyor. Bu tür kitapların genelde kısıtlı bir miktarı yazara hediye edildikten sonra, geri kalanları sponsor kuruma veriliyor. Sponsor kurumlar da bunları -çoğu zaman kitapla pek de ilgisi olmayacak insanlara- hediye ediyorlar. Uzun lafın kısası ben 2015’te basılmış bu kitaptan 2019’da tesadüfen haberdar oldum ve kitabı da bizzat temin edemeyince nadirkitap’tan satın almak zorunda kaldım.

TEMİN EDİLEMEYEN BİR KİTAP HAKKINDA NEDEN YAZIYORUM?

“Bulunmayan bir kitabın tanıtımını neden yapıyorsun? Biz nasıl alıp okuyacağız?” diyebilirsiniz. Yazıyı yazmaktaki öncelikli amacım da zaten çok zor bulunan bu değerli çalışmayı gündeme getirmek. Bu sayede kitap yeniden basılabilir diye ümit ediyorum. Bu tür projelere duyarlığıyla tanıdığımız Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Sayın Handan İnci döneminde umuyorum ki Mimar Sinan Üniversitesi bu kıymetli kitabı yeniden ele alıp, eksiklerini gidererek daha özenli bir format ve tasarımla basıp yaygın dağıtımını yapar.

KİTAP BİR DAHA BASILIRSA NELERE DİKKAT EDİLMELİ:

  • Yaygın dağıtımı yapılmalı.
  • Okurken parlayarak gözü yoran, üzerine kurşun kalemle not alınamayan, kitabı gereksiz yere pahalı ve ağır yapan kuşe kağıda basılmamalı!
  • Sonunda mutlaka dizin olmalı.
  • Kaynakça ve dipnot formatı baştan ele alınmalı.
  • Kitapta ismi geçen belli başlı aktörlerin kısa biyografileri eklenmeli. (Fazıl Aysu, Şadi Çalık, Philipp Ginther, Hayati Görkey, Zeki Kocamemi, İlhan Koman, Marie Louis Süe, İsmail Hakkı Oygar, Sadi Öziş, Ercüment Tarcan, Bruno Taut, Nazımi Yaver Yenal vb…)
  • Kitapta 1970’lerden günümüze kadarki dönem sadece sektörel bazı veriler eşliğinde oldukça yüzeysel olarak geçilmiş. Bu kısım baştan ve daha detaylıca yazılmalı.

Son olarak, şimdilik kitaba ulaşamayanlar için, kitaptan bir özet çıkarmak istedim:

ÖZETLE TÜRKİYE’DE MOBİLYA TARİHİ
18.yy’da hem dünya hem de Osmanlı İmparatorluğu ani bir değişim sürecine girdi. Sanayi devrimi, art arda yapılan dünya fuarları sayesinde etkileşimin ve yeniliklerin yayılma hızının artması, sefarethanelerin ve Pera’nın etkisiyle İstanbul’a her türlü yeniliğin ve akımın hızla ulaşması birçok alanda olduğu gibi mobilya alanında da batıdan gelen mobilyaların günlük hayata dahil olmasını sağladı. Diğer yandan Türk Evi’ni tanımlayan eşyalar halı-sedir-sandık iken batıdan gelen sandalye, yemek masası, vitrin dolabı gibi eşyalar, kendilerine yer aramaya başladı. Ayrıca yeni yapılan yapılar da batılı tarzda inşa ediliyor, batılı mobilyalarla dekore ediliyorlardı. Önce ithal edilen bu eşyaların zaman içinde kabul görüp bunlara talebin artması ise yerli üretim ihtiyacını doğurdu.

1851 Londra Sergisi
1855 Paris Sergisi
1862 Londra Sergisi
1863 İstanbul’da düzenlenen Sergi-i Umumi-i Osmani
1864 Islah-ı Sanayi Komisyonu ve Osmanlı’da ilk şirketlerin kuruluşu
1867 İstanbul Sanayi Mektebi’nin kuruluşu ve ilk defa mobilya eğitiminin başlaması
Paris Sergisi: Osmanlı şeref konuğu
Jean Psalty mobilya mağazasının açılması (1952’de şirket kapanıyor)
1869 Osmanlı’da metre’nin ölçü birimi olarak kabul edilişi
1875 Tubini Mobilya Fabrikası’nın kurulması
1876 II. Abdülhamit, Yıldız Sarayı’nda Marangozhane kuruyor. Saray, batılı tarzda mobilya üretim ve tasarımına başlıyor. Saray marangozhanesinden yetişen ustalar ve onların çırakları sonraki dönemde yerli mobilya üretiminin öncüleri oluyorlar.
1883 Sanayi-i Nefise Mekteb-i Aliye kuruluyor.
1893 Şikago Sergisi.
Narlıyan Mefruşat Fabrikası ve Patniyanu Daryos Mobilya Fabrikası kuruluyor.
1897 Fokelstein Mefruşat Fabrikası kuruluyor.
1900 Paris Sergisi
1906 Bursa Zırai-Sınai-Ticari Sergisi
1914 1. Dünya Savaşı başlar.
Savaş sebebiyle devlet fabrikaların makinalarına el koyar. Bu birçok işletmenin sonu olur.
Sanayi-i Nefise Mektebi’nde “Tezyinat Bölümü” kurulur.
Sanayii Dergisi yayına başlar.
12-18 yaş aralığında 10.000 kadar genç teknik eğitim için, 3-4 yıllığına Almanya’ya yollanır.
Hacı Ahmet Efendi Marangoz Fabrikası kurulur.
1915 Avusturya- Osmanlı Mefruşat Fabrikası kurulur.
1923 1. İzmir İktisat Kongresi’nde Mobilya Sergisi açılır.
1924 Sanayi-i Nefise Mektebi’nde “Dahili Tezyinat Bölümü” kurulur. Sonradan da “Garp Tezyinatı” ve “Şark Tezyinatı” diye ikiye ayrılır.
1925 Paris Dekoratif Sanatlar Sergisi
1929 İstanbul’da ilk “Yerli Malları Sergisi”
1929 GSA’da “Dahili Mimari Atölyesi” kuruluyor. Başında Prof Phillip Ginther geçiyor.
1930 Zeki Kocamemi, Ginther’in asistanı oluyor.
1933 Balkan Konferansı İstanbul’da toplanacak fakat konferansa gelenleri oturtacak mobilya bulunamıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Tefriş Yarışması açılıyor. Nazımi Yaver Yenal kazanıyor. Mobilyalar İstanbul’da imal ediliyor.
1936 Hayati Görkey, GSA’da Dahili Mimari Atölyesi’nde hoca oluyor
1937 Paris Sergisi
1939 GSA Dahili Tezyinat Şube Başkanı, Marie Louis Süe oluyor. 1942’ye kadar devam ediyor.
New York Sergisi. Sedat Hakkı Eldem Türkiye Pavyonu’nu tasarlıyor.
Viyana Sergisi
1948 Türkiye’de uzun yıllar modern mobilya tasarımının öncülerinden olacak olan Moderno Mobilya Şirketi’ni, Fazıl Aysu ve Baki Aktar ortak olarak kuruyorlar. Şirket 1966’a kapanıyor.
Akademi yangını sonrası Zeki Karamemi, Akademiyi yeniden tefriş ediyor.
Bu yıllarda, Ercüment Tarcan, sinema salonları ve yat tasarımları konusunda uzmanlaşıyor.
1950 Yerli üretim mobilyaya talebin çok arttığı ama üretimin bu talebi karşılayamadığı bir döneme giriliyor.
Hayati Görkey, Garanti Bankası, İpek Palas gibi projeleri mobilyaları ile birlikte kendi tasarlayıp, üretip teslim ediyor.
1952 Moderno firması, vitrinine her hafta yeni bir takım koyuyor. Aslen iç mimar olan ve daha sonra “Evet/Hayır” yarışmasıyla sunucu olarak ünlenen Erkan Yolaç bu yıllarda Moderno’da çalışıyor.
1953 Akademili genç heykeltraşlar İlhan Koman, Hadi Bara, Şadi Çalık ve Sadi Öziş, Akademi’de Metal Heykel atölyesi kuruyorlar. Fakat metal heykelin gelir getirmemesi üzerine, ticari getirisi daha yüksek olan metal mobilyalar yapılmaya başlanıyor. Bu sayede Türkiye’de ilk kez metal mobilyalar tasarlanıp üretilmiş oluyor. Hem dönemin ünlü mobilya firması Moderno, hem de Sedat Hakkı Eldem, bu atölyeye yüklü siparişler veriyorlar. 1958 Brüksel Sergisi’nde bu ekibin çalışmaları uluslararası ilgi görüyor. Hatta ünlü mobilya firması Knoll, Sadi Öziş ve Hadi Bara’yı Paris’e davet ediyor. Birçok modelin isim haklarını almak üzere görüşmeler yapılıyor fakat iş patent süreçlerine ve masraflarına takılıyor.
1955 Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Marmara Üniversitesi’ne bağlanıyor.
1960 TBMM’nin tefrişinde Hayati Görkey rol alıyor.
1966 Türkiye’de seri üretim modern mobilyanın öncüsü Moderno Mobilya Firması kapanıyor.
1972 Akademide “Uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu” kuruldu. Bu Türkiye’deki ilk Endüstriyel Tasarım bölümü oluyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın