Dünya her geçen gün iklim krizinin muhtelif etkileri ile karşı karşıya kalmakta. İklim krizi insanın olduğu her alanda bir sorun teşkil ediyor. Ülkeler iklim krizi ile mücadelede ne kadar etkili oluyor bilinmez. Peki ya insanın olduğu her yerde insan ile etkileşimde olan mimarlık sanatı iklim krizine nasıl yaklaşıyor? Ülkemiz mimarlığı bu konuda hangi seviyede?
2020 yılında Türkiye tek başına 95 milyon metreküp beton üretti. Bu üretim ile Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. Betonarmenin ülkemizde en çok kullanılan yapım tekniği olması geleceğimiz ve günümüz adına endişe verici. Betonarme hem yapım aşamasında hata kabul etmeyen hem de doğada geri dönüşemeyen, beraberinde kullanılan malzemeler dolayısıyla doğaya ciddi zararları olan bir yapım tekniği. Betonarmeye alternatif olarak sunulan ve görece daha sürdürülebilir bir yapım tekniği var: Çelik. Fakat demir ve çelik endüstrisi dünyanın en büyük enerji tüketen imalat endüstrisi.
İnsancıl bir malzeme olan ahşap ise bu konuda bir adım öne çıkıyor ve dünyada çok katlı yapılardan tekil konutlara kadar pek çok alanda tercih ediliyor. Ahşap, karbon tutma, çevreye zarar vermeden sürdürülebilir bir şekilde üretilebilme gibi özellikleriyle doğal ve çevre dostu; kolay işlenebilme, hafif olma, hızlı ve kuru olarak inşa edilebilme gibi özellikleriyle de rekabetçi bir yapı malzemesi. Ahşap esaslı bir yapısal çerçeve, inşaatın toplam malzeme tüketimini yarı yarıya ve yapısal çerçevenin ağırlığını %70 oranında azaltabilir. (Hurmekoski) (2017) Bu malzeme ile doğru tasarım, doğru inşa ve doğru kullanım ile geri dönüştürülebilir, çevreye duyarlı, depreme dayanımı yüksek, zararsız ve karbon salımı ile atık miktarı az olan tasarımlar mümkün.
Literatüre girmiş örnekler incelendiğinde Türkiye’de çok katlı ahşap yapılara rastlanmamış olması toplumun ve tasarımcıların çevreye duyarlılık ve tükenen doğal kaynaklar konularında yeteri kadar bilinçli olmadığını göstermektedir. Bu anlamda ülkede atılması gereken en önemli adım; kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin iş birliği neticesinde bilinçlendirme çalışmaları olmalıdır. Türkiye’ye çok katlı ahşap yapıların yapılması, bilinir olması, farkındalığı artırması ve insanları teşvik etmesi bakımından önemlidir. (Tavşan, Şahiner Tufan, Tavşan) (2022)
Endüstriyel anlamda gelişmiş ülkeler tarafından sağladığı birçok yapısal ve çevresel avantajlar nedeniyle özellikle konut yapılarında yaygın bir şekilde tercih edilen ve yeni yapıların inşasında da kullanımı teşvik edilen ahşabın, ülkemizde 20. yüzyıldan itibaren yeterli düzeyde ilgi gördüğünü ve teşvik edildiğini söylemek güçtür. Ancak, 2000 yılında kurulan Ulusal Ahşap Birliği (UAB) ve 1993’te faaliyete geçen TORİD derneğinin ortaya koyduğu çabalar sonucunda son yıllarda bu alanda birtakım gelişmelerden bahsedilebilir. (Şişman, Balaban Ökten) (2023)
Ahşap tasarımların yaygınlaşması için ormancılığın teşviki, endüstriyel ormanların ülkemizdeki planlaması ve mimarlık okullarında ahşabın etkin kullanımına yer verecek eğitimlerin varlığı ülkemiz adına umut verici adımlar olacak. Bununla birlikte ormanlarımızın inşaat uğruna talan edilmesinin önüne geçilecek planlamalar ve belki de kanunlar ise unutulmaması gereken bir diğer konu. İnşaat endüstrisinin sebep olduğu çevresel zararlar karşısında yapısal ahşap kullanımını umarak…