Yarışmacılardan;
Jüri Değerlendirme Raporu
Bilindiği üzere Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Aralık ayında ulusal tek aşamalı olarak yarışmaya açılmış ve 85 adet projenin 3 Mart günü yarışma raportörlüğüne teslim edildiği bilgisi alınmıştır.
Biz aşağıda adı geçen yarışmacılar, bu son derece ilgi çekici konu için çalıştık, verilen şartnameyi, programı ve alanı, mevcut yapıları etüt ederek projelerimizi geliştirdik. Yarışma sonuçları duyurulmadan önce aramızda, dost ve mimar sohbetlerinde sürekli konuştuğumuz ve gündeme getirdiğimiz bazı konuların bir araya gelmiş olmasından ötürü alışılagelenin tersi yönde bu “Yarışmacılardan Jüriye” rapor metnini kaleme aldık. Yine belirtmemiz gerekir ki bu metin üzerinde yarışmacılar, jüri değerlendirme sürecini tamamlamadan hemfikir olmuş, sonuçlarının ilanından sonra yayınlamayı aralarında kararlaştırmışlardır.
Öncelikle elbette uzun yıllar sonra bir hastane yapısının, üstelik son derece özel bir biçiminin yarışmaya açılması ve buna giden süreçte jürinin özveriyle ortaya koyduğu emeği takdirle karşılıyoruz. Mimarlar olarak kamuoyu karşısında ve kamu yararına bazen yarışmacı, gerektiğinde de jüri tarafında bu özverili konumumuzu sürdürüyoruz. Bu nedenle takdirlerimizi iletmek ister, aşağıda sürece dair eleştirilerimizi mimarlık ve yarışma ortamının geliştirilmesi, sürdürülebilir olması için içeriden bir ses olarak kabul etmenizi arzu ederiz.
-İlk olarak verilen yapısal programın maalesef iyi etüt edilmediğini düşünüyoruz. Böylesine büyük ve ayrıntılı bir programın çok daha özenli ve ön etütler sonunda yarışmacılara sunulmasını beklerdik. Bu etüdün yapılmamış olması, hem yarışmacıları, hem idareyi, hem de seçim sırasında jüriyi zor durumda bıraktı/ bırakacak diye düşünüyoruz.
Bu anlamda, son derece yoğun ve karmaşık içerikli programın çözümünü yarışmacılardan bekleyen jüri ve idarenin buna paralel ve işin hakkını veren bir ön çalışmayı yapmış olması gerekirdi. Bu etüd jüri tarafından derinlemesine yapılabilseydi, yarışmaya katılan ve başlayıp tamamlayamayan yarışmacıların binlerce saatlik mesai kaybı jüri tarafından engellenebilirdi. Bunun da sürdürülebilir bir mimarlık ve yarışma ortamı için önemli olduğunu düşünüyoruz.
-Konunun diğer bir boyutu yarışma teslimi için talep edilen içeriğin nicelik ve niteliği konusudur. Elbette idareler ve jüriler yarışma şartnameleri ile programlarını ve problemlerini tanımlar ve buna uygun taleplerini oluşturur ve yarışmacılar da bu yarışmaya katılıp katılmamaya karar verirler. Katılmaları bu koşulları kabul ettikleri anlamına gelir.
Ancak kanımızca yarışmalarda talep edilenlerin, rasyonel, pratik ve başka açılardan sürdürülebilir olması gereklidir. Sadece 8 adet A0 pafta teslimi istendiği için değil, istenen çizim ve içeriğinden maket ölçek ve ölçüsüne kadar teslim listesi bir araya getirildiğinde, kontrolü çok zor, yarışmacılar üzerine gereksiz yük oluşturan bir içeriği tanımlamaktadır. Bu içeriğin bu dozda yoğunlukta tanımlanması birçok ekibi yarışmaya giremez hale getirmiş, girmiş olanları ise hiç gerekmeyen külfetlerin içine sokmuştur.
Bu çerçevede Jürilerin istenenler listesini oluştururken kendilerini yarışmacıların yerine de koymalarını yarışmaların sürdürülebilirliği açısından önemli buluyoruz.
-Öte yandan; muğlak program değiştirilemez bir veri idiyse, yarışmanın sunuşu ve maketi yerleşke ölçeğine uygun ölçeklerde, örneğin 1/500 plan ve kesitler, 1/1000 maket ve kısmi 1/200’ler istenebilirdi. Ya da yarışmanın iki aşamalı yapılabileceği inancındayız. Yüzlerce mimarın, yaklaşık 60.000 metrekarelik programı 1/200 ölçeğinde 8 adet A0 paftada çözmeye çalışmasındansa, 1. aşaması fikir odaklı, 2. aşamada seçilen projelerin daha teknik ve detaylara ulaşıldığı bir yarışma süreci daha verimli ve isabetli, yarışmacılar açısından da ekonomik olabilirdi.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere; bu tersi yönde alışılmadık raporumuz, yarışma ortamının sürekliliği, sürdürülebilirliği ve nitelikli çevre üretmeye yönelik görevine dair bir pekiştirme, anımsatma ve eleştiri olarak anlaşılmalı. Çoğu kez yarışmalarda tasarım yolu ile verdiğimiz katkıyı içinde olduğumuz süreçleri eleştirerek ve daha iyi olması için çaba sarf ederek de verebilmeliyiz.
Jüriye süreç boyunca verdiği emek ve zaman için tüm yarışmacılar adına teşekkür ederiz.
Sıralama soyadına göre alfabetiktir:
Lebriz Atan Karaatlı
Ömer Selçuk Baz
Barış Demir
Bünyamin Derman
Sacit Arda Karatlı
Cem İlhan
Özcan Uygur
Semra Uygur
3 yorum
Yarışmaya katılan, katılmak isteyip programın ve iş yükünün ağırlığından vazgeçen herkesin ortak fikirlerini ortaya koyan bir yazı olmuş, tebrikler.. Belki de jüriler, zaman zaman kendilerinin de içinde bulunduğu yarışmacı kitlesini daha verimli, yaratıcı ve fikirlerin ön planda olduğu şekilde imkan verebilecek çözümler geliştirmek zorunda.
very well said! And a very good read indeed. It’s really impressive to see a kind of article after a project submission, this article will open the doors wide to other architecture competitions in the future, the architects later on will be able to criticize, praise and even make dialogues on a specific subject of one competition. attaching an article which contains pros and cons about project pogram, submission deadline and project requirments besides the submitted project is an achievment and great effort, congratulations Omer!
for Erenkoy competition, the program as mentioned above was a quite challenging indeed. The project required a wider collaboration not only architects alone but rather psychiatrists, artists and other different specialties, yet the title of the competitions could be (( the hospital of Erenkoy is inviting architects, psychiatrists, artists to design a project…. )this was what every team felt during the work process on this project. i’ve noticed some teams collaborated with other specialtlities( law and arts) , i offer them highest compliments!
Despite all hardships the architects faced in this competitions ( confined with the schedule and racing with deadline), ErenKoy had a different challenge compared to the past competitions in the last years… Felicitation to all participants, the jury, those who are in charged in this project and to all winner teams…
Yarışmacılardan jüriye: bizler 5-10binTL’lik yarışmalara girmeyen ekipleriz. Bu emek hırsızı yarışmalara da tek laf etmedik. E çünkü işimiz vardı hehe. Bugüne kadar meslek hakkı hukuku için de bir şey yapmadık. Bizim işimiz mi?! İyi çizer öğrenci ve yeni mezunlar bize 3boyutu ucuza patlatır diye ekibe almış adamlarız. At ulan buraya imzanı diye çakma peyzaj mimarları bulup, entel dantel gözükmek için edebiyatçıları de ekipte gösteririz (tabi yardımcı olarak, paraya çökmesinler). Ruh sinir hastanesine çam dikip amazon etmişsiniz, çim seremedik lan! (Hayatınızda ibreli altında çim ne zaman gördünüz? Bir de asitliyor toprağı yazmışlar:)) arkadaş o türler zaten asidik toprakta yetişirler ve yani orada toprak öyleyse ve adamlar o bitkiyi kullanmışsa bu onları cahil değil, sizi yapar). Bu aptallığınızı düzeltmek için girdik, 120binTLye anasının nikahını istediniz. Ne kazanıyoruz ki?!! (+ofisi döndüremiyoruz. Bunu da eklemezseniz olmaz, esnaf ağzı şart). Yarışmada yine sanat falan bu konuya girmedik. Aramızda anlaşmış BÜYÜK EKİP olarak “Bilalin bile anlayacağı” projeciliğimize devam ettik. Ne high tech, ekspresyonizm, surrealizmi lan! Deli saçması bunlar. Maketi olan şeyin gerçeği de olur diye eğitilmiş adamlarız sonuçta. Hem bizim insanımız o salatayı anlamaz, elin gavuru gibi uçamayız sorry. Ama tabiki metinsel olarak anlaşılmaz bir yer ekleriz abicim, çok etkileyici olur sanat falan. Hatta bir quotation da yaptık mı yeme de yanında yat, bam bam bam…