2 Kuşak Mimarlık’ın Konukları Han Tümertekin, Zehra Uçar ve Zeynep Tümertekin Oldu

"2 Kuşak Mimarlık" isimli etkinlik serisinin 12 Haziran Çarşamba günkü konukları, Han Tümertekin, Zehra Uçar ve Zeynep Tümertekin'di. Mimarlık serüvenlerinden ve aile içi dinamiklerinden bahseden konuklarla Aura İstanbul'da keyifli bir söyleşi yapıldı.

Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından Serge Ferrari desteğiyle hayata geçirilen “2 Kuşak Mimarlık” isimli etkinlik serisinin 12 Haziran Çarşamba günkü konukları; Han Tümertekin, Zehra Uçar ve Zeynep Tümertekin‘di. Konuklar, aile içi dinamikler üzerinden mimarlık serüvenlerini ve tasarımla ilişkilerini anlattılar.

Zehra Uçar, sohbete çocukluğunda mekan ile kurduğu ilişkiyi anlatarak başladı. Çocukluk yılları darbe dönemine denk gelen Uçar, kalabalık ve idealist bir aile ortamı içerisinde büyümüş. Kalabalık ev içerisinde kendi alanını yaratma dürtüsü üzerine gelişen mekan ile ilişkisi, üniversite tercih döneminde mimarlık okumaya karar vermesiyle mesleki bir boyut kazanmış. İTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Uçar, o yıllardan “Hayatımın en güzel heyecanlarından biriydi,” sözleriyle bahsetti.

Zehra Uçar’ın ardından kendi serüvenini anlatmaya başlayan Han Tümertekin’in mekanla ilişki ise coğrafya öğretmeni olan anne babası ile başlamış.

“Evde mekan sürekli konuşulan bir şeydi. Babam coğrafyayı, ‘mekanla insanın kurduğu ilişki’ olarak tanımlardı.”
Han Tümertekin

Geriye bakıp yaptığı analizler doğrultusunda, çocukken defterlerine çizdiği otomobiller ile tasarıma ilgi duymaya başladığını belirten Han Tümertekin, çocukluk çizimlerini sanatsal açıdan değil teknik açıdan donanımlı buluyormuş. Bu doğrultuda otomotiv tasarımı konusunda çalışmak üzerine hayaller kuran Tümertekin, sektörün dönemin Türkiye’sinde pek de gelişmediğini fark ederek rotasını mimarlığa yöneltmiş ve eşiyle de tanışmasına vesile olan İTÜ Mimarlık Bölümü’nü kazanmış.

Üniversite yılları, ülkenin o dönemki siyasal karışıklıklarından dolayı sekteye uğrayan Tümertekin, henüz lisans eğitimine başlayamadan babasının öğrencilerinden olan bir mimarın bürosunda mimarlık mesleği ile tanışmış. Çizmek ve tasarım yapmak konusunda heyecan doluyken “Sen bir Hilton’a kadar yürü gel, konuşalım” sözleriyle bürodaki macerasına başlamış ve bu küçük yürüyüşünde mimari bir gözle çevreye bakmanın farkındalığına ulaşmış.

“Büro, mimarlığa bugünkü bakışıma katkı sağlayan müthiş bir başlangıç oldu.”
Han Tümertekin

Han Tümertekin’in sonrasında, sözü Zeynep Tümertekin aldı. İki mimarın kızı olarak büyüyen Zeynep Tümertekin, bu yaşantının eğlenceli ve sıra dışı taraflarıyla karşılaştığını söyledi.

“Evdeki tüm atıklardan oyunlar yaratırdık. Bu durumun beslediği farklı materyalleri birleştirme güdüsü zamanla kolaja dönüştü.”
Zeynep Tümertekin

Büyürken kolaj yapmayı çok seven ve zamanla daha düşünülmüş ve kararlı işler ortaya koymaya başlayan Tümertekin, o dönemlerini “tasarıma nereden başlayacağını bilememe hali” olarak tanımladı. 2 boyut üzerine çalışmaya olan ilgisinden dolayı fotoğraf, grafik tasarım ve mimarlık arasında kalan Tümertekin, yaptığı başvurular sonucunda her birinden kabul almış ve mimarlıkta karar kılarak Londra’da Central Saint Martins’de lisans eğitimine başlamış.

Eğitim hayatının başlarında, bürolarda geçirdiği yılların bir sonucu olarak okulun ekolünün aksine teknik detaylarla kendini fazla kısıtlayan Tümertekin, sonrasında bir denge yakalamayı başarmış.

Zeynep Tümertekin’in doğumundan sonra Zehra Uçar ise çocuğuna vakit ayırmak adına, tasarım pratiğine 3 yıllık bir ara vermiş. Bu sürecin öncesinde ortak olarak çalışan Han Tümertekin ve Zehra Uçar, 3 yıllık aranın ardından birlikte çalışmama kararı almış. Han Tümertekin’in “Birlikte çalışırsak sen hiçbir zaman kendin olamayacaksın,” demesi de o dönemde Zehra Uçar’ın kendi yolunu çizmesine destek olmuş.

Han Tümertekin önce Reşit Soley ile, sonrasında  ise Zehra Uçar ile ortaklığı ve sonunda kendi bürosunu kurma yolculuğuna, 6 yıllık lisans eğitimi ile başlamış. 1 yıl siyasal durumdan, 1 yıl ise kişisel tercihinden dolayı lisans süresini uzatan Tümertekin, proje teslimden hemen önce proje içine sinmediği için dersi tekrar almaya karar vermiş.

“Taşkışla’nın 7 yılda tamamlanan 109 no’lu salonu Nezih Bey’e aittir. Ben yanına gittiğimde, Çaykovski eşliğinde salonun akustik kalitesini test ediyordu. Ona projenin beni tatmin etmediğini ve bırakmaya karar verdiğimi söyledim. Karşılığında gözünden bir damla yaş geldi ve ‘İşte sen şimdi mimar oldun,’ dedi.”
Han Tümertekin

2019 yılında Ceren Özşahin ile birlikte kendi şirketini kuran Zeynep Tümertekin ise lisans sürecinin ardından meslek hayatına, New York’ta Eisenman Architects’te stajyer olarak başlamış. Ardından İstanbul’a dönen ve Ceren Özşahin ile tanışan Tümertekin, arkadaşıyla yakaladığı uyum sonucunda her hafta buluşup tasarım konuşmaya başlamış.

Önceden Mamut Art Project’te sanatçı olarak yer alan Özşahin ve o dönem başvuru aşamasında olan Tümertekin, sohbetleri sırasında Mamut Art Project sergi alanı için kapsamlı bir proje geliştirmiş ve bunu Mamut Art Project’e sunmuş. Büyük şaşkınlıkla karşılanan projenin kabul edilmesiyle ilk projelerini yapma imkanı bulmuşlar. Önümüzdeki cuma günü ise genç ekibin tasarladığı ilk bina tamamlanacak.

Tüm şeffaflığıyla hayatlarını paylaşan aile, bu keyifli sohbetlerini dinleyicilerle paylaşarak ilham kaynağı oldu.

2 Kuşak Mimarlık’ın sonraki bölümleri için takipte kalın.

Etiketler

Bir yanıt yazın