2022 yılında Instagram'da yayınlanan ve en çok ilgi gören 10 gönderiyi sizler için derledik.
İlgiyle takip edilen, Arkitera ekibinin de büyük keyifle emek sarf ettiği, Instagram’da yayınladığımız gönderiler arasından, bu yıl da en çok beğeni alan ilk 10’unu derledik.
2016 yılında restorasyon sürecine giren ve 21 Temmuz 2022’de tekrar kullanıma açılan Yerebatan Sarnıcı’nın iç mekan ve aydınlatma tasarımı Atelye70 ve Insula Architettura e Ingegneria tarafından yapıldı.
“Yolculuk, kolektif hayal gücünde en çok bulunan metaforlardan biridir: yaşam bir yolculuk olarak anlaşılır, yaşamın belirleyici anları ise geçiş ayinleridir. Homeros’un Odessa destanı yolculuk temasıyla ilişkili sembolik anlamları özetliyor. İlyada destanı da kahramanın Truva Savaşı’ndan sonra Ithaca’ya dönüş yolculuğudur. Hikâye anlatıcılığının yanı sıra tasarımın konusu, ziyaretçinin kendisiyle özdeşleştiği bir seyahattir: kahraman bizi, bilinmeyen bir dünyanın keşfine götürecektir. Mekânda yaşanan deneyim: ziyaretçinin duyularını uyandıran, iç ve bilinçsiz boyutta sürekli varoluşsal bir araştırma yolculuğudur.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Hayati Tabanlıoğlu tarafından tasarlanan, ilk kez 1969 yılında açılan ve geçirdiği yangın sonucu yeniden inşasının ardından 1977 yılında hizmete giren Atatürk Kültür Merkezi binası, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından yeniden tasarlandı. Yeni AKM, 2021 yılında kullanıma açıldı.
“Yeni AKM, hem işletme mantığı hem de mimarı bağlamda, bir kentsel model olarak tasarlandı. İstanbul’un ve Türkiye’nin en yoğun kentsel hareketini barındıran Taksim’de, önceki projelerin de olduğu gibi, Meydanın sınırını tespit eden yapı, yeni projede Gezi Parkı yönünde eklemlenen kültür birimlerinin bir araya gelmesiyle oluşan aksla gündelik ve kültürel yaşama yeni bir rota katıyor.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
S2OSB Camii, Sakarya’nın Hendek ilçesindeki 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunuyor. BINAA Studio tarafından projelendirildi ve S2OSB tarafından yaptırıldı. 5000 m² arazi üzerine kurulu tesisin cemaat kısmı, 1.000 kişi kapalı ve 2.000 kişi açık alanda olmak üzere toplam 3.000 kişilik kapasiteye sahip. Camii avlusunda şadırvan, imam odası ve çay ocağı yapıları bulunuyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Karaköy liman bölgesinde bulunan 5 numaralı antrepo, 2009 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne dönüştürülmesi amacıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne tahsis edildi. Proje Ofisi: EAA-Emre Arolat Architecture
“Karaköy liman bölgesinde bulunan 5 numaralı antrepo, 2009 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne dönüştürülmesi amacıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne tahsis edildi. Böylelikle bir yandan kent merkezinde ve önemli bir bölgede yer almasına karşın neredeyse hiçbir sosyal geçirgenliği olmayan bir alanın kamu yararına kullanabilmesinin, öte yandan aralarında geç Osmanlı’dan günümüze, modern Türk resminin önemli parçalarının da olduğu binlerce değerli esere ev sahipliği yapacak özgün ve nitelikli bir müze yapısının önü açılmış oldu.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan konut/yazlık sitesi Bodrum Muğla’da 2021 yılında inşa edildi.
“Yerel mimari tutuma ve doğaya saygı göstererek, bölgenin doğası, topografya, %45’leri bulan eğimler, bitki örtüsünün cinsi ve konumu gibi temel nitelikleri bozmadan araziye cevap veren ve bu nitelikleri yeniden kullanmayı tercih eden mimari dilde, ilkim niteliği, güneş yönü, etkin rüzgarlar gibi verileri önceleyerek, sadelik ilkesi ve yerel yapı malzemesinin kullanımı ile desteklenen tasarım kararları çerçevesinde bir dizi operasyon şemasına karşılık verecek biçimde çözmek, projenin ana yaklaşımıdır. Dolayısıyla, programın bileşenleri olan ortak ve müstakil birimlerin ve sosyal alanların kullanımını arazi yönlendirmiştir. Sıcak yaz günlerinde, birimlerde kontrollü bir iklimlendirme ve esintiyi temin eden, güneşin direkt etkisinden korunmayı ve aynı zamanda gün ışığından etkin yararlanmayı sağlayan, yarı açık ve açık alanların dengeli bir karması olarak gelişen tasarımın odağı doğayla bütünleşmektir.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Cornwall’daki Bodmin Hapishanesi, Twelve Architects tarafından otele dönüştürüldü. 70 butik odadan ve 4 kattan oluşan Bodmin Hapishanesi Oteli, üç yüz yıllık hapishanenin etkileyici orijinal mimarisini yaratıcı ve çağdaş tasarımla iç içe geçiren yeni bir konaklama deneyimine dönüştürdü. Odalar, üç yüz hapishane hücresinden dönüştürülmüş olup, yapının var olan parmaklıklı pencereleri, rengi solmuş taş duvarları ve tavanlar dahil olmak üzere birçok orijinal özelliği korundu.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Erkal Mimarlık tarafından tasarlanan Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi binası 2021 yılında inşa edildi.
“Çankaya Üniversitesi Merkez Kampüsü içinde Mimarlık Fakültesi’nin taşınacağı yeni yapı, kampüsün doğu ucundaki ilk yüksek yapı olarak konumlandı. Böylece Eskişehir yolu üzerindeki konumu ve yüksekliğiyle, Ankara’dan çıkışta kampüsü ilk tanıtan yapı oldu. Fakülte yapısında 8 adet 200 m²’lik büyük stüdyo, 4 adet 100 m²’lik küçük stüdyo, ofisler, bölüm ve fakülte yönetim birimleri, derslikler, amfi ve laboratuvarlardan oluşan hacimleri üç farklı kottan komşularıyla bağlantılı olacak biçimde kurgulandı. Kuzey ve güney cephelerdeki yolların bağlı olduğu iki zemin katı ile yüzeydeki açık alanların hemen altından bodrum katı yapıya çevresinden girişleri düzenliyor. Yapı lekesi çevresel koşulların sonucuyla şekillendi: komşuları Hukuk Fakültesi ve Isı Merkezi yapıları, yerleşke iç yollarıyla bir ağaç öbeği arasında kalan bölge yapılaşmanın sınırlarını tanımlıyordu. Sert iklim koşulları ve değişken toprak yapısına karşın bozkırın bu noktasında kendi kendine büyümeyi başarabilmiş olan bu ağaç öbeğinin korunması özellikle istendi.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Mariana de Delás tarafından İspanya’nın Mallorca Adası’nda bir dizi mevcut geleneksel barınak ve barakayı geçici konaklama mekanlarına dönüştürmeyi amaçlayan pilot bir çalışma yapıldı. Bu barınma yerlerinin mevcut durumunu iyileştirmeyi amaçlayan çalışmaya 12VoltRetreat – #1 Siurell adı verilmiş. Pilot vaka çalışmasıyla ışığın iç mekana girişini arttırmak ve alanı daha işlevsel kılan mobilyalarla optimize etmek istenmiş. Ana mimari müdahale olarak, oturma elemanı görevi gören ve açıldığında çapraz havalandırma oluşturan eski taş ocağına açılan parlak kırmızı kavisli bir pencere yerleştirilmiş. Yeni açıklık, manzarayı hem içeriden hem de dışarıdan çerçeveliyor ve mekanlar arasındaki bağlantıyı arttırıyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Mimar Xu Tiantian ve firması DnA_Design and Architecture, Jinyun bölgesinin kuzeyindeki terk edilmiş eski taş ocakları için yeniden kullanım konseptleri geliştirmek üzere görevlendirildi.
Doğal taş madenciliği ile şekillenmiş, engebeli ve zor erişilen dağlık bir peyzaja sahip Çin’in Zhejiang Eyaletindeki Jinyun bölgesi için, Pekinli mimar Xu Tiantian ve ekibi ekolojik iyileştirmeler, kültürel ve sosyal etkinlikler için potansiyel taşıyan 3000’den fazla küçük yapının dokuzu için stratejiler geliştiriyor ve kırsal nüfus için yeni ekonomik perspektifler yaratıyorlar. Yeniden işlevlendirilen bu çukurlar, bin yılı aşan tarihleri ve gündelik kültür mirasını yeni bir bağlama sokmasıyla bir kamusal altyapının parçası haline geliyor. Xu Tiantian ve ekibi tarafından üzerinde çalışılan dokuz taş ocağı, etkileyici bir doğal manzaraya ve bugün zaten turistik bir cazibe merkezi olan acayip volkanik kaya oluşumlarına sahip Xiandu adlı bir vadide bulunuyor. Bölgenin kalkınmasına destek olmak amacıyla proje ekolojik iyileştirmeler için çaba gösterirken, aynı zamanda hem yerel halk hem de ziyaretçiler tarafından kullanılacak sosyal ve kültürel mekanlar yaratıyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Betül Keleş, Rümeysa Kılıçaslan ve Çınar Karayünlü tarafından Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Merkezi Öğrenci Mimari Fikir Tasarım Yarışması için önerilen proje 3. ödülü kazandı.
Öğrenci merkezi tasarlanırken, arazide mevcutta var olan yeşil dokunun devamlılığını sağlamak hedeflenmiştir. Yapı araziye bu yeşil doku ile bütünlük oluşturacak şekilde konumlandırılmıştır. Arazinin çevresinde bulunan yeşil alan ile ana kampüs allesi arasında bağlantı kurulmuş ve böylece geçiş noktası oluşturulması hedeflenmiştir. Aynı zamanda kurulan bu ilişki ile kampüsün ve aynı zamanda Bolu ilinin sahip olduğu yeşil alan kullanımının sürekliliğini sağlamak amaçlanmıştır. Bu süreklilik ile tasarım yerin ruhunu yansıtacak ve kullanıcılara hep oradaymış hissini vererek AİDİYET duygusunu yaşatacaktır. Oluşturulmak istenen aidiyet hissini güçlendirmek için yapıyla iç içe geçmiş aynı zamanda Bolu illi gibi uğrak noktası niteliği taşıyan bir toplanma alanı önerilmiştir. Bu toplanma alanı hem ulusal hem de uluslararası öğrencilerin kaynaşabileceği bir yer olarak tasarlanmıştır.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bizi takip etmeye devam edin 🙂