2023 Hedefi Nükleer mi, Rüzgar Enerjisi mi?

Milli Rüzgar Enerjisi Sistemi (MİLRES) kuruldu. Bu, nükleerden vazgeçtiğimiz anlamına gelir mi?

Özellikle Japonya’da yaşanan felaketten sonra, Avrupa ülkeleri nükleer enerji tesislerinden birer birer vazgeçerken, Türkiye’de ise bunun aksine gelişmeler yaşanıyordu. Geçtiğimiz aylarda çokça tartışılan konu hakkında bazı bürokratların “Ben internetten araştırdım, nükleer enerji en temiz enerjidir,” şeklinde açıklamaları da olmuştu. 25 yıl önceki Çernobil faciasından sonra radyasyon olmadığını kanıtlamak için çay içen bakanı akıllara getiren bu tip açıklamalar, artık daha bilinçli olan kamuoyunu ikna etmeye yetmiyor. 

NTVMSNBC’de yer alan habere göre, enerji devrimi kapıda!

“2023 yılına kadar 20 bin megavat rüzgar enerjisi üretmek için 30 milyar dolar rüzgar türbinlerine yatırılacak. Türkiye, bunun en az 7,5 milyar dolarını kendi imkanlarıyla sağlamayı planlıyor. Bu proje ile, yerli türbin yan sanayiinin temellerinin atılması da amaçlanıyor.

Greenpeace Akdeniz, bu projeyi “Cumhuriyet tarihinin en büyük araştırma geliştirme projesi özelliğini taşıyor.” olarak nitelendiriyor.

Proje, beş kurumun iş birliğiyle gerçekleştiriliyor. Havacılık endüstrisinden TUSAŞ-TAI kanat kısmını, Sabancı Üniversitesi tüm mekanik kısmı, TÜBİTAK Enerji Enstitüsü jeneratör ve elektrik aksamını, İstanbul Ulaşım A.Ş. güç elektroniği kısmını, İTÜ ise rüzgar analizleri ve kule tasarımını yürütecek.

MİLRES’ten sonra rüzgar sanayiini geliştirmek için, iş dünyasıyla birlikte Rüzgar Enerjisi Teknoloji Platformu (RETEP) kuruldu. Bu platformda yerli ve yabancı 11 sanayici yer alıyor. Gerekli parçaları üretecek olanlar da bu şirketler olacak.”

Bu haber akıllara, “Acaba nükleerden vazgeçilmesi gerektiğini anlamaya başlıyor muyuz?” sorusunu getiriyor. Ne diyelim, geç oldu ama güç olmasın!

Etiketler

Bir yanıt yazın