3. Havaalanı'na ait görseller ortaya çıktı. Projenin sahibi Nordic Office of Architecture benzersiz bir mekan yaratacaklarından bahsetti. Peki öyle mi?
Nordic Office of Architecture İstanbul için planlanan havaalanı projesinin tasarlanırken İstanbul’u İstanbul yapan öğeleri dikkate alındığını, benzersiz bir proje olacağını dile getirdi. Paylaşılan imajlar ise söylenenleri destekleme konusunda ne yazık ki zayıf kalıyor. Aynı grubun Rusya’da Yeni Yuzhny Greenfield Havaalanı yarışmasında önerdikleri projenin İstanbul için hazırlanan projeyle benzerliği ise dikkat çekiyor.
Belki de benzerlik sadece kemerli tavandadır? Ama özellikle büyük boyutlardaki havaalanlarını mimari açıdan vazgeçilmez yapan benzersiz kütleleri değil midir? Ya da belki de konu başka bir tartışma alanı yaratacaktır. Havaalanları yerel özelliklerin bir dışavurumu olmalı mıdır? Zaten olmayacaksa, kentin esin kaynağı olarak belirtilmesi gerekmekte midir?
Yorum size kalsın. Mimari grubun projelerini web sitesinden inceleyebilirsiniz.
3.Havaalanı – İstanbul
Yeni Yuzhny Greenfield Havaalanı – Rusya
11 yorum
YEM’ deki konferansta, GUDMUND amca yeni İstanbul Havaalanıyla ilgili hiçbir görsel sunmadan benzersiz olacak demişti meğer sadece lokumları değil bizide yemiş..
Ne dışavurumculığu, ne kütleselliği? Ne utanmaz insanlar!! Hem ağaçları kes, doğayı yok et, gereksiz bir havaalanı yapılmasına suç ortağı ol, bir de üstüne üstlük projeyi de çal. !!! Aradaki 7 farkı bulunuz….
1000000000m2
O kadar çok sıfır var ki her denememde sonuna gelemeden gözüm dalıyor bitiremiyorum.
Havaalanına ihtiyaç ne yazık ki vardır lakin yeri, işte asıl mesele budur! Nasıl ki bir insan aile kuracağım bana bir ev lazım diyor da “0” bir ev arıyorsa, ve bu ev de herhalde yeni inşaat ile olacak ise ve bu da hem nüfusu hem yerleşmeyi etkileyecek ise gelişen her şehirde havayolu ulaşımını karşılamak zorunda. ve şu anda mevcut havaalanları doluluk oranları yüksek. bakılmalı. Yeni havaalanı nereye olmalı konusunda düşünüp fikir beyan etmek; bilimsel, verimli, yararlı, şehre katkı verici, ekonomik ve elbette doğaya saygılı ekolojik yeni havaalanımız nerede olmalı?
Bu sorunun tek bir cevabı var: “EVET, BENZERSİZ!” Ama mimari açıdan değil, yer seçimi ve ulaşım kriterleri açısından. Daha kötüsü zaten olamazdı: Bu, bizim ve bizi yönetenlerin uzağı görmekten ne kadar aciz olduğumuzun tüm dünyaya ilanıdır. İstanbul metropolünün kala kala zaten çok az miktarda kalmış orman varlığının geri kazanılamayacak biçimde ortadan kaldırılması, İstanbul’un yakın bir gelecekte iklim değişikliğine hazır olması demektir. 3. Hava alanı bağlantı yolları, yan tesisleri, uçuş trafiği vb. faktörlerle bizatihi kapladığı alandan çok daha büyük bir alanda doğal dokuyu ve doğal yaşamı yok edecektir. Bütün bunları bir kenara bırakıp çatı örtüsünün şekline takılmak ta galiba bir “mimari görüş” belirtmek oluyor.
Sayın Güvenç, Arkitera.com olarak her daim kente dair tüm duyarlılıkları ele alıyor, yayınlıyor, haber yapıyoruz. Özellikle de kentleri tehdit eden projeler her zaman gündemimizde. 3. Havalimanı ile ilgili yapılmış tüm haberlere aynı adlı etiketten ulaşabilirsiniz. http://rktr.co/1gL09AP Aynı zamanda bahsettiğiniz duyarlılıklar bir haber önce dile getirilmiş olup, bu haber onlara ek olarak bir de mimari grubun söylemindeki yanlışlığa işaret etmek içindi. Arkitera.com bu “yokedilme sürecinin bir parçası olma” sıfatını kesinlikle kabul etmemektedir. Duyarlılığınız için teşekkür ederiz.
çok selam..Arkitera nın 3.havaalanı meselesini hangi yönde olursa olsun , ele alırken çok daha hassas biçim ve içeriklerde ele alacağını zannederdim.öyle olmadı.3.Havaalanı benzersiz mi? başlığı dahi vahim bir şekilde bu uğursuz girişimi meşrulaştırma ya hizmet ediyor.istenmeden mi?…yoksa bu vandalizm arkitera tarafından olumlanmakta mıdır…?..istenmeden olsa bile bu tüm istanbul’u nükleer bir felaket denli tehdit edici,kendisinin de diğer insanlar gibi yeryüzünün bir parçası olduğunu üç kuruşluk güç için umursamayan bu barbar girişim in mimarlığı eşsiz yada benzersiz olsa bile –mimarlığının düzeyi ne olursa olsun – önümüze sürdüğü yaşamsal tehdit azalabilir mi?..3.havaalanı için olası en eşsiz mimarlık oraya insan elinin değmemesidir.Sayın Sudaş bu haberi dillendirirken insanların -mesela kuzey ormanları savunmasının- aylardır süregiden avaz avaz uyarıları hiç mi zihninizin bir köşesinden geçip te yazınıza sirayet edemedi.hiç mi merak etmediniz oturduğunuz kenti ,dostlarınızı,arkadaşlarınızı,denizleri ,ormanları yıkıma uğratabilecek bir faaliyetin bizlere ne yapıp edeceğini..artık 3.Havaalanı benzersiz mi? başlıklı yazıyı yayınladığı noktadan itibaren arkitera’da oraya bir havaalanı yapılıp kuzey ormanlarının yok edilme sürecinin bir parçası olmuştur bence …bu kadar kolay olmamalı..
selamlar,
yenilikler yaninda onceden kazanimmis tecrubeleri icinde tutan projeler her zaman daha cok basarilidir tabi.bu projenin yeni tarzlarinin yanisira diyer ulkelerdeki havaalanlarindan alinmis olan baazi uslublerle cok basarili olucagina inaniyorum,
saygilarimla.
İhtiyaç var diyenlerin dikkatine: “Dünyanın en büyük havaalanı” projesi her şeyden önce dünya çapında bir ağaç katliamı. Havaalanına ayrılan 9200 hektarın 7800’ü çam, ladin, meşe, kayın, ardıç, erguvan, söğüt ve kavak ağaçlarından oluşan ormanlık alan ve içinde yaşayan çeşit çeşit canlı demek. Betonlamayla yok olacaklar. İlâveten mücavir alanlar da etkilenecek. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu her yıl yüz binlerce kuşun o bölge üzerinden göç ettiğini, civardaki Terkos Gölü ve diğer gölcüklerin on binlerce kuşun kışlağı olduğunu hatırlatıyor. Sulak alanlara verilecek tahribata ilâveten uçakların tırmanması sırasında motora kuş girme olasılığının çok yüksek olduğunu vurgulamış. Bu işin çevresel katliam boyutu.
Mâlum, projenin hiçbir ciddî Etki Değerlendirme Analizi yok. Bağımsız uzmanların uyarıları ise şu minvalde. İhaleyi kazanan Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu havalimanını üç aşamada öngörüyor. İlk aşamada 90 milyon yolcu kapasiteyle 2019 yılında faaliyete geçilecek, sonra yapılacak ek pistlerle ikinci aşamada 120 milyon ve üçüncü aşamada 150 milyon kapasiteye ulaşacağı varsayılıyor. Geçenlerde BETAM’ın açıkladığı “Mega havalimanının kaderi büyümeye bağlı” başlıklı çalışmada bu boyutlarda bir yolcu kapasitesinin ancak iyimser büyüme hızı senaryoları ile tutturulabileceği ve aksine en ufak bir oynamada kapasitenin 90 milyonla sınırlı kalacağı hesapları var. Keza, yolcu sayısı ne olursa olsun havaalanının 2030’a kadar ciddî zarar edeceğini hesaplamış iktisatçılar.
Aynı çalışmada Atlanta havaalanı karşılaştırması çok düşündürücü sonuçlar içeriyor. 95 milyonla dünyanın en yüksek yolcu trafiğine sahip havalimanı Atlanta bu kapasiteyi 1900 hektarlık bir alanla karşılıyor. İstanbul’da 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşılsa dahi basit bir hesapla 3500 hektar yeterli. 9200 hektarın 5700 hektarına ihtiyaç olmadığı ortaya çıkıyor. Bugün Atatürk Havalimanı 45 milyon yolcu trafiği ile 1178 hektarlık bir alanda faaliyet gösteriyor.
Cihan’ın haberine göre THY Yönetim Kurulu eski başkanı Candan Karlıtekin mevcut iki havalimanına yapılacak paralel pistlerle yıllık kapasitenin 75’er milyon yolcuya çıkabileceğini belirtiyor. Karlıtekin “Atatürk Havalimanı’ndaki askerî alanın daha evvel mutabık kalındığı gibi DHMİ’ye devri beni umutlandırdı. Atatürk Havalimanı zaten oluşmuş bir ulaşım altyapısının üzerinde oturuyor. 85 milyon yolcu/yıla göre avanprojesi bile hazır” diyor. Bir diğer uzman Avrupa’nın en büyük havaalanı olan Londra Heathrow’un sadece iki pisti olduğunu ve bizim “ennn” havaalanına öngörülen 6 pistin anlaşılır olmadığını söylüyor.
İşin ne kadar keyfî olduğu aşikâr. Yeşilköy’de atıl kalacak 1178 hektarın ağızları sulandırdığı da aşikâr. Bir de Binali Yıldırım’ın açıkladığı büyük resim var : “Yeni İstanbul Havaalanı ile birlikte Kanal İstanbul ve bu bölgeye yapılacak yeni şehir projesi, birlikte İstanbul’un merkezine raylı ve karayolu bağlantılarını da dâhil etmek suretiyle yeni bir ekosistem oluşturmaktadır”.
Şehrin son akciğerleri olan Kuzey Ormanları mı demiştiniz? Yapay ekosistemle yetineceksiniz!
Cok selamlar konudan biraz uzak olacak lakin 3. hava limanı inşaatı hiç başlamadı ki zaten… ve yargı dur demese de, yapılamayacaktı… Tayyip’in kankası olan Limak-Kalyon-Mapa-Cengiz-Kolin Ortak Girişimi çoktandır bu işten sıyrılmanın yollarını arıyordu… Ve görünen o ki, aranan yöntem bulundu… İhale şartnamesine göre konsorsiyumun devlete kira bedeli olarak 25 yıl için toplam 22 milyar 152 bin Euro ödemesi gerekiyordu… Fakat havalimanına henüz kazma vurulmadan 9 ayda 12.9 milyar TL kur farkından dolayı zarar etmesi, ihaleyi kazanan konsorsiyumun bu işten vazgeçmesine sebep oldu… Fakat kamuoyu önünde yiğitliğe krem sürüp biz vazgeçtik diyemeyeceklerine göre, projenin yargı yoluyla durdurulması en kolay yoldu… Üstelik bu sayede Tayyip dış mihraklar ya da paralel kuvvetler bahanesine abanıp meydanlarda bunu propaganda malzemesi yapacak artık… Bize 3. havalimanını yaptırtmadılar diye ağlayacak… halbuki yapmaktan vazgeçen kendisi.
Türk mimarlarina tamamen kapat,. / Açık fikirlere tamamen kapat. / Varolan kalıplara tıpa basa sıkıstır /devret. / Yeniliklere bir nefes vermeden / Devrimlerden korkarak / Her riski biz üstleniriz
ALKIS ALKIS ALKIS wowTURKEY.
Evet kabul ediyorum,. ……. dünyami kendi kendi kendime küçültmüşüm,….Hep kuzey batiya bakmışım şu ana kadar ( ankaradan yola çıkarak) .
bu şu anlama gelmesin ! Projenin iyi veya kalite degerlendirmisi yapılmıyor şu an.
……dünyanin 7+1 harikasindan biri olabilirdi üçüncü liman….gerekliliğini kabul ediyorsak.
Türkiye topraklarinda en büyük şehrin, en büyük hava limanı, en büyük sessiz sedasizlikla, planlaniyor. Riskleri ama yerli Halkın üzerinde bırakılıyor.
Bir yarişma olduda benmi kaçirdim ?
Türk halki sadece alkisa davet edilecek. 18/19 yüzyil tutumunu kabullenmisiz ve devam ediyoruz, hangi çaba sarf edilmis bu proje için,(bu bir soru) …ama bakarsak kolaymiş ikinci/üçüncü dünya ülkesinden proje almak.
Ne mutlu Türküm diyene!
Türkiyenin ne adi nede soyadi var, tek toprağımızı vermişiz bir deneyim için. Her şeyin „eni“ olsun Lufthansa`ya rekabet olsun diye. Ama buluruz yinede bir övünme payı. Nede olsa toprak bizim. Kitalarin birleştigi o en büyük şehirde, o üç dinin bulustugu noktada, bin yillarin tarihini bırakırız bizden 3229 kilometre uzaklara, su ana kadar türkiyede tanınmayan birileri bu deneyimi yapsinlar,
….. isterim posta kutumda daveti, ve şimdiden size söz! en çok alkış benden.