“İnsan” ve “tasarım” arasındaki yakın ilişkinin derinlemesine inceleneceği bienal, 22 Ekim-20 Kasım 2016 tarihleri arasında “BİZ İNSAN MIYIZ? : Türümüzün Tasarımı: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” başlığıyla yapılacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından ENKA Vakfı, Petkim ve VitrA eş sponsorluğunda düzenlenen 3. İstanbul Tasarım Bienali Beatriz Colomina ve Mark Wigley küratörlüğünde gerçekleştirilecek.
Ücretsiz olarak gezilebilecek 3. İstanbul Tasarım Bienali, son 2 saniyeden geçtiğimiz son 200.000 yıla kadar uzanan bir zaman dilimini ele alıyor. Bienalde, 13 ülkeden tasarımcı, mimar, sanatçı, tarihçi, arkeolog ve bilim insanının 70’in üzerindeki projesi İstanbul’un farklı bölgelerinde bulunan 5 mekânda sergilenecek. Karaköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Studio-X İstanbul ve DEPO, Bomonti’de yer alan Alt ve girişin müze biletiyle yapılacağı Sultanahmet’teki İstanbul Arkeoloji Müzeleri, 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin bu yılki mekânları arasında yer alıyor.
İnsanlığın başladığı andan itibaren tasarımı yeniden düşünmeyi hedefleyen 3. İstanbul Tasarım Bienali, birbirine kesişen 4 proje “küme”sinden oluşuyor: Bedeni Tasarlamak (Designing the Body), Gezegeni Tasarlamak (Designing the Planet), Yaşamı Tasarlamak (Designing Life) ve Zamanı Tasarlamak (Designing Time).
Bienal sergileri ayrıca 3 büyük projeyle de zenginleşiyor: 36 ülkeden 200’ün üzerinde videonun başvurduğu Açık Çağrı, 50’nin üzerinde uluslararası yazarın makalelerinin yayımlanacağı ve e-flux işbirliğiyle yürütülen Superhumanity projesi ve Türkiye’den farklı disiplinlerden uzmanların bir araya gelerek Türkiye’deki tasarım endüstrisinin bir kronolojisini ve tasarım tarihiyle ilgili bir kütüphane oluşturacakları “Türkiye Tasarım Kronolojisi” projesi.
Sergilere ek olarak bienal süresince, Türkiye ve yurtdışından üniversitelerin katıldığı ve bienal teması kapsamında üniversitelerde yapılan çalışmaların sergilendiği Akademi Programı da devam edecek ve panel ve söyleşiler düzenlenecek. Ayrıca İstanbul genelinde farklı bölgelere yayılacak ve özel projelerin ve etkinliklerin yer alacağı Yaratıcı Mahalleler projesiyle, kentte tasarım odaklı mekânlara yapılacak yürüyüşleri içeren Tasarım Rotaları gibi etkinlikler de gerçekleştirilecek.
Sergi tasarımı Andrés Jaque ve Madrid’deki ofisi Office for Political Innovation tarafından hazırlanıyor. Bienalin grafik tasarımlarını Pemra Ataç, Yetkin Başarır, Özge Güven, Okay Karadayılar ve Sarp Sözdinler yapıyor. Evangelos Kotsioris’in yardımcı küratör olarak görev aldığı bienalin internet üzerindeki çalışmalarını ise Iván López Munuera yürütüyor.
Bienalle ilgili hazırlıkların tüm hızıyla devam ettiğini belirten İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova,
“3. İstanbul Tasarım Bienali 5 ayrı mekânda yer alacak sergilerle bu yıl ilk defa şehre bu denli yayılıyor. İstanbul’un, bölgenin ve de dünyanın kültür-sanat etkinlikleri arasında tasarıma yönelik yenilikçi ve eleştirel yaklaşımıyla özgün bir yer edinen İstanbul Tasarım Bienali, bu yıl sorularını “BİZ İNSAN MIYIZ?” teması etrafında kurguluyor; günümüzün en temel sorularından bazılarına tasarım gözünden bakarak düşünceler öneriyor. Bu yıl bizleri, çarpıcı bir tema etrafında kümelenen zengin bir içeriğin daha yoğun bir biçimde tartışılacağı, daha kısa süreli bir bienal bizi bekliyor. 3. İstanbul Tasarım Bienali sergileri, 4 hafta boyunca ücretsiz olarak kapılarını açacak. Kültürel etkinliklerin her zaman iyileştirici ve onarıcı bir güce sahip olduğuna hepimiz gönülden inanıyoruz ve bu yüzden de tüm katılımcılarımız ve ekibimizle bienale büyük bir heyecanla hazırlanıyoruz. Bienalle beraber hep birlikte hayatın farklı katmanlarına yeni bir gözle bakacağız, sergilerimizle ve etkinliklerimizle tüm izleyicilerimize bir nefes alma ve düşünme alanı yaratmayı hedefliyoruz,” dedi.
3. İstanbul Tasarım Bienali’nde bizi ne bekliyor
3. İstanbul Tasarım Bienali, “BİZ İNSAN MIYIZ?” teması altında “insan” ve “tasarım” arasındaki yakın ilişkiyi derinlemesine inceleyecek.
Küratörlerin tema hakkındaki metinlerinde de belirttiği gibi:
“İnsanlar ürettikleri tasarımların etkisiyle köklü değişimler geçirirken tasarım dünyası da bir yandan genişliyor. Her şeyin tasarlandığı bir devirde yaşıyoruz: Büyük bir özenle şekillendirdiğimiz kişisel görünümümüz ve dijital kimliğimiz, bizi çevreleyen kişisel cihazlar, yeni maddeler, ara yüzler, ağlar, sistemler, altyapılar, veriler, kimyasallar, organizmalar ve genetik kodların hepsi tasarlanıyor. Her gün uzayın derinliklerinden kendi bedenimiz ve beynimizin derinliklerine uzanan binlerce tasarım katmanını tecrübe ediyoruz.
Tasarım, dünya hâline geldi. İnsanı insan yapan şey de tasarım. İlk aletlerden, katlanarak genişleyen insan kabiliyetine, sosyal yaşamın temelinde tasarım var. Öte yandan tasarım, eşitsizlikler ve yepyeni görmezden gelme biçimleri de oluşturuyor. Bir yandan dünyada hiç olmadığı kadar insan savaş, kanunsuzluk, yokluk ve iklim şartları nedeniyle zorunlu olarak yerinden olurken, diğer yandan insanın genetik yapısı ve iklimin kendisi aktif olarak yeniden tasarlanıyor. Artık “iyi tasarım” olgusuna sığınamayız. Tasarımın baştan tasarlanması gerekiyor.”
Bedeni Tasarlamak başlığı altında sergilenen projeler, insan bedeninin kendisinin de nasıl sürekli yeniden inşa edilen bir yapı olduğunu, ellerimizin benzersiz işleyişinden beyin üzerine yapılan son araştırmalara kadar, farklı yönleriyle keşfe çıkıyor. Gezegeni Tasarlamak ise bizi geniş topraklar ve ekolojilerdeki insan tasarımı üzerine yeniden düşünmeye davet eden bir dizi proje sunuyor. Yaşamı Tasarlamak, üretilen yeni mekanik, elektronik ve biyolojik yaşam formlarını inceliyor. Zamanı Tasarlamak da bizi, en eski tarihlerdeki ilk insan aletleri ve süslemelerden, insanlara kendilerini 2 saniye kadar kısa bir sürede tekrar tasarlayabilme olanağı veren sosyal medya kanallarına uzanan yeni bir tür arkeoloji ile tanıştırıyor.
Akademi Programı
Akademi Programı kapsamında üniversitelerin yıl boyunca bienal temasına yeni açılımlar kazandırmak ve temanın farklı boyutlarını ortaya çıkarmak amacıyla öğrencilerle birlikte yaptığı çalışmalar izleyicilerle buluşacak. Türkiye’den ve yurt dışından üniversiteler kendi kampüslerinde yapılacak atölye çalışmaları, sergiler ve seminerlerle program kapsamında yer alacaklar.
İstanbul Tasarım Bienali, Yaratıcı Mahalleler Projesiyle Şehre Yayılıyor
3. İstanbul Tasarım Bienali, sergi mekânlarının yanı sıra Yaratıcı Mahalleler projesiyle de kent sakinlerinin tasarımla buluşmasını sağlayacak. Beyoğlu ve çevresinde, Beşiktaş, Şişli, Eminönü, Kuruçeşme ve Sarıyer’de tasarımcıların ve tasarımla ilgili diğer profesyonellerin kendi mahallelerinde markalarını sergileme imkânı bulacağı Yaratıcı Mahalleler kapsamında küçük imalathanelerden büyük markalara, tasarım stüdyolarından mimarlık ofislerine pek çok profesyoneli kendi yaşam alanlarında kent sakinleriyle buluşmaya hazırlanıyor.
İzleyicilerin günlük hayatlarının bir parçası olarak deneyimleyeceği bu projeyle kentte var olan tasarım odaklı markalar bienal boyunca kendi mahallelerinde öne çıkacaklar. Bienal bu proje kapsamında sunacağı çalışmalarla kentin tümüyle bütünleşecek ve kentte tasarım olgusunun görünür olacağı bir ortam yaratacak. Yaratıcı Mahalleler kapsamında bienal boyunca hafta sonları çeşitli özel etkinlikler de gerçekleştirilecek.
Tasarım Rotaları
3. İstanbul Tasarım Bienali bu yıl da 22 Ekim tarihinden itibaren kentin farklı bölgelerindeki tasarım odaklı ofis, mağaza, atölye, imalathane ve yapıların yanı sıra, çeşitli bölgelerin kendine has dokularının inceleneceği yürüyüşler sunacak. Tasarımın farklı disiplinlerine ve evrelerine dair bilgi edinme ve gözlem yapma olanağı sağlayan Tasarım Rotaları, Nişantaşı, Karaköy ve Sultanahmet bölgelerinde yapılacak.
Açık çağrının sonucunda belirlenen 5 proje İstanbul Tasarım Bienali’nde
Küratörler Beatriz Colomina ve Mark Wigley, bienal teması eksenindeki tartışma alanını en geniş yaratıcı odaklara açmak ve düşüncelerine 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin kalbinde yer vermek amacıyla bir açık çağrı yaparak tasarımcıları, mimarları, sanatçıları, grafik tasarımcıları, endüstriyel tasarımcıları, animasyoncuları, veri görselleştirmeyle uğraşanları, film yapımcılarını, grupları, dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını, laboratuvarları ve her disiplinden diğer paydaşları, bienalin temasını yansıtan iki dakikalık bir video hazırlamaya davet etti.
Küratörler Beatriz Colomina ve Mark Wigley, İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan, Storefront for Art and Architecture Direktörü Eva Franch i Gilabert, sanatçı ve film yapımcısı Amie Siegel ve küratör Iván López Munuera’dan oluşan jüri, 36 ülkenin 68 şehrinden başvuran 200’den fazla videoyu değerlendirdi. Jüri tarafından seçilen 5 video bienalde ayrı bir alanda sergilenecek. Kriterlere uyan diğer 141 video çalışması ise bienalde ayrı bir bölümde ziyaretçilere sunulacak.
Bienalde yer alacak 5 video projesi ise şu şekilde:
İstanbul Tasarım Bienali ile e-flux işbirliğinde yeni bir proje: “Superhumanity”
3. İstanbul Tasarım Bienali, sanatçı projeleri ve küratöryel çalışmaların duyurulduğu arşiv ve yayın platformu olan e-flux ile özel bir işbirliği başlatıyor. E-flux’tan Nikolaus Hirsch ve Anton Vidokle ile küratörler Beatriz Colomina ve Mark Wigley’nin bienale özel olarak geliştirdikleri Superhumanity adlı proje, tasarım ve mimaride yaygınlaşan fikirlerin buluştuğu yeni bir platform olarak başlatılan e-flux Architecture’ın ilk projesi olacak.
Bienalin “BİZ İNSAN MIYIZ?” temasından yola çıkan Superhumanity projesi, insanlığın sürekli olarak kendi yarattığı eserler tarafından yeniden tasarlandığına ilişkin radikal fikri araştırmayı hedefliyor. Farklı ülkelerden 50’ye yakın yazar, bilim insanı, sanatçı, mimar, tasarımcı, filozof, tarihçi, arkeolog ve antropolog tarafından yazılacak makaleler, Eylül ayının ortasından itibaren e-flux’ta yayınlanacak. Bienal sürecince sergi alanında da yer alacak yazılar daha sonra da bir kitap olarak yayımlanacak.
Makaleleriyle bu projeye katkı sağlayacak isimler arasında:
Lucia Allais, Julieta Aranda, Shumon Basar, Ruha Benjamin, Franco ‘Bifo’ Berardi, Daniel Birnbaum & Sven-Olov Wallenstein, Ina Blom, Benjamin H. Bratton, Giuliana Bruno, Zeynep Çelik Alexander, Tony Chakar, Mark Cousins, Keller Easterling, Ruben Gallo, Liam Gillick, Joseph Grima, Boris Groys, Rupali Gupte & Prasad Shetty, Güven Güzeldere, Andrew Herscher, Tom Holert, Brooke Holmes, Hu Fang, Francesca Hughes, Andrés Jaque, Lydia Kallipoliti, Tom Keenan, Brian Kuan Wood, Laura Kurgan, Sanford Kwinter, Adrian Lahoud, Sylvia Lavin, Tom Levin, Lesley Lokko, MAP Office, Chus Martínez, Ingo Niermann, Ahmet Ögüt, Trevor Paglen, Spyros Papapetros, Paul Preciado, Raqs Media Collective, Juliane Rebentisch, Sophia Roosth, Martha Rosler, Felicity Scott, Jack Self, Hito Steyerl, Kali Stull & Etienne Turpin, Pelin Tan, Alexander Tarakhovsky, Paulo Tavares, Territorial Agency, Stephan Trüby, Eyal Weizman, Mabel O. Wilson, Liam Young, and Arseny Zhilyaev & Anton Vidokle yer alıyor.
Türkiye’deki tasarımın 200 yıllık tarihi üzerine bir araştırma
3. İstanbul Tasarım Bienali’nin kavramsal çerçevesine paralel olarak Türkiye Tasarım Kronolojisi başlığını taşıyan kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Bu çalışma ambalaj, grafik tasarım, iletişim ve reklam, konut, mobilya, peyzaj, sanayi yapıları gibi konulara ilave olarak, bugüne kadar tasarım perspektifinden pek de ele alınmamış aydınlatma, oyuncak, müzik, seramik, sağlık, sivil örgütlenmeler gibi alanları da kapsayan bir kronoloji denemesi. Bu deneme, Tanzimat’tan günümüze kadar gelen bir zaman dilimini kapsayacak şekilde hazırlanan metinler aracılığıyla toplumsal, mekânsal, kentsel ve tarihsel anlamda tasarım tarihimize etki eden eşikleri tespit etmeyi ve bu yolla tarih yazımını etkileyecek verimli tartışmalar için bir zemin oluşturmayı hedefliyor. Metinler Pelin Derviş’in koordinasyonunda geniş bir uzman ekibin katkısıyla oluşturuluyor. Bu çerçevede, projenin bir diğer bileşeni olan Gündeliğin Belleği ise aile ve buluntu fotoğraflar aracılığıyla nesneler ve mekânlar üzerine bir görsel kaynak oluşturmayı amaçlıyor. Kendine Merak Kabinesi adını veren bu büyük ekip, birbirine değen bir seçki üzerinden tartışmalar açabilmenin, tartışmaları dallandıracak kişilere ulaşabilmenin yollarını arıyor. Bu amaçla Studio-X Istanbul’un bir bölümü bienal süresince bir araştırma laboratuvarına dönüştürülecek ve kronolojide ele alınan konular üzerine bir dizi tartışma toplantısı düzenlenecek. Bu toplantılar, Merak Kabinesi tarafından hazırlanan provokatif “merak masaları” (mini sergi) etrafında gerçekleşecek. Çalışma kapsamında Studio-X Istanbul, Türkiye’nin tasarım tarihiyle ilgili bienal süresince ve sonrasında açık kaynak olarak hizmet verecek bir tasarım kitaplığı kuruyor. Proje dahilinde yapılacak etkinlikler http://bizinsanmiyiz.iksv.org/ adresinden takip edilebilecek.
H&M ile Moda Tasarımında Sürdürülebilirlik atölyesi
3. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında, H&M sponsorluğunda, İsveç Başkonsolosluğu ve İsveç Enstitüsü’nün işbirliğiyle Haziran ayında “Moda Tasarımında Sürdürülebilirlik” başlıklı bir atölye çalışması gerçekleştirildi. Tekstil ve moda tasarımı eğitimi alan 20 genç tasarımcı ve öğrenci, H&M Küresel Malzeme İş Geliştirme Müdürü Hülya Sevindik Özyiğit, İsveçli tasarımcı Johanna Törnqwist ve moda tasarımcısı ve Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Mehtap Elaidi ile birlikte modanın sürdürülebilir ve çevre dostu olabildiğini gösteren atölye çalışmasında geri dönüştürülebilir malzemeler kullandılar.
Katılımcıların tasarladıkları ürünler bir yerleştirmeye dönüştürülerek 12 Ekim’den itibaren bienal süresince Demirden Tasarım küratörlüğünde Adahan İstanbul Hotel’de sergilenecek. Genç tasarımcıların ürettiği ürünler arasında en başarılı tasarımı ise, Föreningen Handarbetets Vänner / Friends Of Handicraft CEO’su Lotta Ahlvar, H&M Kreatif Danışmanı Ann Sofie Johansson, H&M Türkiye İletişim Müdürü Pelin Atay Kuran, Glamour Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özge Sarıkadılar, İstanbul Moda Akademisi’nden moda tasarımı eğitmeni Raf Stesmans, kreatif danışman/moda yazarı Ece Sükan ve moda tasarımcısı Zeynep Tosun’dan oluşan jüri sergi açılışında açıklayacak.