22 Ekim’de açılacak olan 3. İstanbul Tasarım Bienali'ni küratörleri eşliğinde gezdik ve sergiye dair kısa bir giriş yazısı kaleme aldık.
20 Ekim’de, bienalin küratörleri Beatriz Colomina ve Mark Wigley’nin konuşması ile başlayan gün, küratörler eşliğinde Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’ndaki işlerin gezilmesi, öğleden sonra gerçekleşen bir panel ve e-flux sunumları ile sonlandı.
Bienal özünde, 1,5 yıl önce küratörler tarafından katılımcılara yöneltilen bir soru ve onu izleyen bir manifestoya cevapları içeriyor. Sergilenen işler “Biz İnsan Mıyız?” sorusunun eşliğinde insanlığın tasarım üstündeki ve -daha da ilginci- tasarımın insan üzerindeki etkilerini “2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” aralığında gözlemlemeye çalışıyor.
Fotoğraf: IKSV press, 2016
“Biz İnsan Mıyız?” sorusu, dolaylı olarak ulaşılmak istenen “İnsan Nedir?” sorusunun öncülü konumunda. Kaldırılan her katman, kazılan nesnenin veya sorgulanan kavramın içeriğine olduğu kadar, insan kavramının da içeriğine dair bir görüş oluşturuyor. Küratörlerin bu gözlem için kurguladıkları metodoloji ve çerçeve, tarihsel olmaktan çok arkeolojik. Nitekim Wigley’nin de belirttiği gibi üretilen nesne, onu üretenin söyleyebileceğinden daha fazla şey söylüyor insana dair. Arkeoloji de tam bu noktada sunduğu, önce nesneye bakıp daha sonra onu üretene dair bilgi üretebilen, tersten okuma eylemi olarak devreye giriyor. Bienaldeki sergi kurgusunda da bunun yansımaları mevcut.
Açılış konuşmasında, tasarımın “ciddi” ve “iyimser” olabileceğini söyleyen Wigley, “asıl böylesine zor zamanlarda” tasarımın temel tartışmalardan biri olması gerektiğini çünkü tasarımın “birbirimizle nasıl yaşayacağız?” sorusuna cevap verebileceğini vurguluyor. İnsan bedeninden hayata, zamandan gezegene, her şeyin tasarlanmış olduğu bir dönemde, adeta “tasarımın içinde” yaşadığımızı hatırlatan Wigley, günümüzde tasarımın da yeniden tasarlanması gerektiği ve serginin buna işaret ettiğini belirtiyor.
Fotoğraf: Sahir Uğur Eren, 2016
Bienaldeki işler, birbiri ile iç içe geçmiş 4 tasarım alanına –veya nesnesine– odaklanarak 5 ayrı mekanda sergileniyor. “Vücudu Tasarlamak” ve “Gezegeni Tasarlamak” temaları Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda, “Zamanı Tasarlamak” teması İstanbul Arkeoloji Müzesi ve Alt Bomonti’de ve son olarak “Hayatı Tasarlamak” teması Studio-X Istanbul’da sergileniyor.