Diyarbakır Eğil Barajı’nın suları altındaki kalıntılar, binlerce yıllık Asur Medeniyeti’ni gün ışığına çıkardı. Dalmayı sevenler için Dicle’nin sularının altında daha keşfedecek çok şey var.
Sualtı Görüntüleme Uzmanı Tahsin Ceylan bu gizemli tarihi çekti ve yazdı.
Tarih Asurluları savaşlardaki cengâverlikleri ve zalimlikleriyle yazsa da uygarlığın anahtarı olan yazıyı Anadolu’ya taşıyan onlar oldu. İlkçağda Dicle Nehri’nin batı kıyısında kurulan ve bir zamanlar Ortadoğu’nun en büyük imparatorluklarından biri olan Asurlular’ın binlerce yıllık yaşam izine dokunabilmek için Diyarbakır Su Sporları Kulübü ile birlikte bu sefer Eğil’deyiz…
Sümer, Akkad, Sami, Kur, Subar kavimlerinden oluşan Asurluların gizemli ev sahibi Eğil Barajı’nın karanlık ve yeşil suları. Sualtında kalan bu tarihi geçtiğimiz yıl yaptığımız dalışlarda bir kısmını görüntülemiştik. Hamam ve taş oymalı yaşam alanlarının büyüleyiciliği bizi bu bölgede yeni araştırmalara sürükledi. Bölge halkıyla yaptığımız sohbetlerde ahşap bir köprünün varlığından haberdar olduk. Ancak itiraf etmek gerekirse yerini tespit etmemiz bir yılımızı aldı. Dalış noktasından emin olunca da zaman kaybetmeden rotayı güneydoğuya çevirdik.
Bölgenin sualtı ve suüstü kültürel varlıklarının tanıtılması ve bilinirliğinin arttırılması için Eğil ve Dicle kaymakamlarının heyecanı bizleri daha da hareketlendirdi. Ayrıca Dicle Kaymakamı Remzi Kattaş’ın dalış eğitimi alıp dalmaya başladığını görmek beni ayrıca mutlu etti. Ekipmanlarımızı hazırlayıp, hızlıca kuşandık ve kendimizi tarih koridoruna bıraktık. Su sıcaklığı yüzeyde 14 dereceydi belki ama biz aşağı doğru palet vurdukça hızlı bir şekilde düştü. Yüzeye yakın bölgede mezar taşları ve çeşitli antik yapılar gözümüze çarpıyor. 20’li metrelerden sonra ise gün ışığının etkisi iyice azalıyor. Biz koyu yeşil sularda 3500 yıllık köprüyü bulup görüntüleyebilmenin isteğiyle süzülürken, 30’lu metrelerde geçmişin bu yaşlı ama yorulmayan tanığıyla yüz yüze geldim. Ve onu fotoğraf makinemin deklanşörüne basarak tarihin gizli tanığı olmaktan çıkardım.
Ahşap köprü yaklaşık 70-100 metre uzunluğunda ve 10-15 metre yüksekliğinde. 30 metre derinlikte zamanımız kısıtlı olduğundan daha fazlasını inceleyebilme imkânına sahip değiliz. Ancak bir sonraki keşif ve inceleme dalışımızda daha fazla detay ve tarihlendirmeye esas kanıtlara ulaşabileceğimize inanıyorum.
İrtifa ve soğuk dip zamanımızı daraltmasına karşın planladığımız görüntüleri almanın mutluluğuyla yüzeye doğru çıkışa geçiyoruz. Yüzeye yakın 10 metrelerde kameram ile antik yapının içine giriyorum. Işığın sudaki dansı muhteşem ve bir anda kendimi tatlı su kefali (Leiciscus cephalus) balıkları arasında buluyorum. Anlatılması zor, tarifi pek mümkün olmayan bir duygu bu. Geçmiş ile gelecek arasında bu sefer ben bir köprü vazifesi görüyordum sanki… Bir ilke daha imza atmak benim ve ekibin yüzünde tatlı bir tebessüme sebep oluyor.
Göle Diyarbakır Su Sporları dalış ekibiyle daldık.
Eğil ile ilgili birkaç bilgiyi paylaşmakta fayda var. Göl, baraj gibi soğuk su ortamlarında mutlaka soğukta serbest akışa geçmeyen regülatör ve olası hipotermi riskine karşı kuru tip dalış elbisesi kullanmanız gerekir. Zira bir sorunla başa çıkmanın en güvenli yolu, meydana gelmesine izin vermemek. Ayrıca, bölgede görüşün şubat-mart aylarında daha iyi olduğu da mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Eğil’de dalış yapmak isteyenler için; Diyarbakır Su Sporları Kulübü (diyarbakirsusporlari@gmail.com).