Pasif ev konseptiyle, bir evin enerji ihtiyacını en az seviyeye çekilebiliyor
Amerika’daki konutlar, ülkenin karbon salınımının %20’sinden sorumlu tutuluyor. Evlerdeki elektrikli ısıtıcılar ve klimalar karbon emisyonlarını hızlandırıyor. Ancak bu trendi değiştirmek için çalışmalar da tüm hızıyla devam ediyor.
Pasif ev konseptiyle, bir evin enerji ihtiyacını en az seviyeye çekilebiliyor. Mimar David Peabody, pasif ev konseptini ilk kez Washington’daki bu evde uyguladı. Mimar, bu tipteki evlerin hava geçirmediğini, bu şekilde ısınma ve soğutma masraflarını %90’a varan oranlarda azalttıklarını kaydediyor. Üstelik bu özelliği sağlamak için çok büyük masraf yapılmıyor.
Zaten bu evlerin en güzel yanı da bu. Özel yapı malzemesi veya özel bir tasarım gerektirmiyor. Özel bir şekilde inşa edilmesi de gerekmiyor. David Peadbody ve ekibi, Washington’daki ilk çevreye uyumlu evi inşa eden grup olsa da, kesinlikle sonuncusu değil.
Kathleen Harrison gibi Amerikalılar, kendi mahallelerinde bu yeni evlerin inşa edilmesinden memnun. Harrison, “Amerika’da da artık tam yalıtımlı ev inşa edilmesi çok sevindirici. Ailem Almanya’da inşaat işiyle uğraştığı için bu konuları biliyorum, Amerikalı mimarların Avrupa tekniklerini kullanması çok güzel,” diyor.
Yalıtım çok iyi olduğundan, dışarıda sıcaklık 4 dereceyken, inşaat halindeki evde termometre 12 dereceyi gösteriyor.
Mimar David Peabody, pasif ev konseptinin birçok coğrafi bölgede yaygın olduğunu söylüyor. Peabody, “Kuzey Afrika bu yerlere verilecek ilk örnek. Buradaki evler, çöl sıcaklığına karşı yalıtılıyor. Bu yapı tekniğinden öğrenilecek çok şey var,” diye konuşuyor.
İlk pasif ev, 20 yıl önce iki fizikçinin yardımıyla Almanya’nın Darmstadt kentinde inşa edildi. Bu tür evlerde özel hazır betonarme, prefabrik yalıtım panelleri ve havalandırma sistemleri kullanılıyor, maliyet normal bir evinkinden sadece %5-8 oranında fazla. Ancak sağladığı enerji tasarrufu bu maliyeti fazlasıyla karşılıyor.