Çeşitli kurum, kuruluş ve platformlar "Afet Riski Altındaki Alanaların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun"a yönelik basın açıklaması yayınladı.
“‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a Yönelik
‘ORTAK DEKLERASYON’
KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI, YAŞAM ALANLARIMIZI TALANA AÇAN EN BÜYÜK AFETTİR!
16 Mayıs 2012 tarihi itibariyle ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşmıştır. Yasa, kamuoyuna yansıtıldığı gibi ülkemizin gerçek ihtiyacı olan kentlerin afetlere karşı duyarlı sakınım içerikli planlanmasını, denetimsiz ve mühendislik hizmeti almamış yapılaşmanın engellenmesini sağlayacak bir düzenleme olmaktan uzaktır.
Yaklaşık 10 yıldır Türkiye’de, özellikle büyük kentlerin gündeminde olan ‘kentsel dönüşüm’; ‘afet ve deprem riski’ adı altında meşrulaştırılarak, son derece anti-demokratik, merkeziyetçi, bilimsel temelden yoksun, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere açıkça aykırı bir yasa ile uygulamaya konulmuştur. Nitekim bu kadar hayati bir konuda, toplumun ilgili kesimlerinin görüşü ve onayı dahi alınmadan Meclis’ten geçirilen bu yasa ile ilgili toplumsal meşruiyet, görsel medya ve radyolarda, ‘depreme karşı seferberlik’ şeklinde yayınlanan tanıtım ve reklam kampanyalarıyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu süreçte, toplumsal adalet ve kamu vicdanı göz ardı edilirken, insanlar özellikle deprem gerçeği ile korkutulmaktadır.
Karşımızdaki yasa artık bir yol ayrımıdır. Ülkemizde kentleşme konusunda izlenen ‘ikiyüzlü’ politikalar, bir yandan riskli yapı ilan edilen yapıların yıkıldığı, diğer yandan yeni riskli yapıların üretiminin sürdüğü, afet riski gerekçe gösterilerek tüm kentlerimizin bir getirim aktarım alanı haline dönüştürüldüğü bir gerçekliğe doğru yol almaktadır. Biz aşağıda imzası bulunan kurum, kuruluş, dernek ve platformlar, birlikte oluşturduğumuz ve ortak kullanıcısı olduğumuz şehirlerimizde bizlere ‘insanca yaşama hakkı’ tanımayacak boyutlarda, özellikle inşaat sektörünün gelişmesini amaç edinerek hazırlanan bu yasa ve uygulamalarına karşı çıkıyor ve meşruiyetini sorguluyoruz. Görünen odur ki, bugüne kadar afet ve kentsel dönüşüm konusunda yapılmış olan bütün bilimsel çalışmalar, depremle ilgili alınması gereken gerçek tedbirler ve ilgili alanlarda yaşayan nüfusların talepleri rant hırsı ve açgözlülükle göz ardı edilmiştir. Yasa ile birlikte, kamunun elinde kalan son araziler, orman, tarım, mera, kıyı ve koruma alanlarının dahi elden çıkarılması söz konusudur. Çıkarılan yasada şehirlerimizin son derece önemli bir sorunu olan ‘afet’e yönelik neredeyse hiçbir şey yer almaz iken; keyfi uygulamaların önünü açan, insanların hak arama yönündeki hukuki kanallarını tamamen ortadan kaldıran birtakım hükümler de yer almıştır.
Bugüne kadar ‘kentsel dönüşüm’ adı altında yapılan tüm uygulamalar; Dikmen’de, Sulukule’de, Ayazma’da, Tarlabaşı’nda… ve daha birçok yerde, bölge halkının yıllardır yaşadıkları yerlerden zorla tahliye edilmelerine, işlerini kaybetmelerine, borçlandırılmalarına, sosyal, ekonomik ve kültürel hak ihlallerine maruz kalmalarına ve insan hakları mağduriyetlerine yol açarak, yıllarca kurdukları ilişkilerinin yok olmasına yol açmıştır. Boşaltılan tüm bu yerlerin rantı, lüks konut ve alışveriş merkezleri yapılarak; inşaat şirketleri, yerel ve merkezi idareler tarafından paylaşılmıştır. Diğer taraftan, bugün afet riski adına seferberlik ilan edilen yasayı çıkarmadan önce deprem adı altında yıllarca toplanan vergilerin duble yollara harcandığı görülmüştür. İşin özüne gelinirse bugüne kadar görülen ‘kentsel dönüşüm’ projelerinin toplumun çok küçük bir kısmının aşırı derecede zenginleşmesine yol açarken toplumun büyük çoğunluğunun yoksullaşmasına, evsizleşmesine, kent çeperlerine sürgün edilmesine neden olduğu gözlemlenmektedir.
Yasa ile planlama kararlarına yönelik ‘özel’ standart belirleme yetkisi, sosyal ve teknik altyapı standartlarının düşürülmesinin önünü açan, yenilenen alanların yaşanabilir alanlar olmaktan uzaklaşmasına neden olabilecek bir düzenlemedir. Ayrıca kentsel, arkeolojik ve tarihi sit alanlarında yapılacak tespitlerde hangi bilimsel kriterler çerçevesinde değerlendirme yapılacağı ile ilgili açıklayıcı ifadelerin yer almadığı bu tasarı; kültürel ve tarihi varlıkların korunmasını amaçlayan bütün kanun, yönetmelik, ilke kararları ile çelişmektedir. Tasarı, yeraltı ve yerüstü kültür varlıklarını göz ardı etmekte, sahip olunan kültürel birikimin yok olmasına yardımcı olmaktadır. Yeterli tanımlamalar yapılmadan; koruma kavramı ve korumacı yasalar devreden çıkarılarak hazırlanan bu tasarı, arkeolojik ve kültürel mirasın yitip gitmesine sebep olacaktır. Yine tasarıda öne çıkan deprem riski gerekçesiyle yapılacak yıkımlarla şehirlerin tarih içinde oluşan mekansal dokularının ortadan kaldırılması söz konusudur. TOKİ’nin yıkılan binaların yerine inşa edeceği tek tip ve kimliksiz apartmanları bu şehirlerin kimliklerini de tek tipleştirecektir.
‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ ile birlikte, devletin üzerinde şekillenmesi gereken ‘toplumsal adalet ve eşitlik zemini’ afete maruz kalmıştır. Anayasa’nın 56. maddesinde yer verilen ‘Konut Hakkı’nı göz ardı eden yasa, yerinde dönüşüm, kiracıların durumu, geçici barınma sorunu, kaynak temini, toplumsal adalet ve eşitliğe uygun finansman modelleri ve tüm paydaşların dâhil olduğu uygulama ortaklıklarının kurulmasına yönelik ülkemizin gerçek ihtiyacı olan yasal boşluğu doldurmaktan, bu anlamda kentlerin afetlere dirençli hale getirilmesi hedefinden oldukça uzaktır.
Tekrar belirtiyoruz, bu bir yol ayrımıdır! Bizler evlerimizi, mahallelerimizi, ormanlarımızı, suyumuzu kısaca yaşamımızı, rayiç bedeller üzerinden satışa sunmayacağımızı deklere ediyor, bundan sonraki süreçte de; gerek Anayasa, gerekse imzacısı olduğumuz Uluslararası Sözleşmeler ile garanti altına alınmış olan haklarımızın takipçisi olacağımızı açıklıyoruz. Tüm bu risklerin, mevcut imar ve yapılaşma düzeninin yaratıcısı olan siyasi idarenin işlediği suçun vebalini çekmeyeceğiz.
Bizler, ‘insanca, güvenilir, sağlıklı, kimlikli alanlarda barınma hakkımızı’ sonuna kadar savunmaya devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyor, bu mücadelede rant hırsına karşı “yaşamdan, adaletten, dayanışmadan ve eşitlikten” yana olan herkesi bir arada durmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla,
İmzacılar
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Mimarları Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi
3. Köprü Yerine Yaşam Platformu
Ankara Dikmen-Mamak-Altındağ Barınma Hakkı Meclisleri
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi
Arnavutköy Derneği
Ataşehir Mahalle Derneği
Ayazma Mağdurları
Bakırköy Çevre Dostları Derneği
Bebekliler Derneği
Beylerbeyililer Derneği
Beyoğlu Bedrettin Mahallesi Derneği
Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi
Devrimci Sendikal Birlik
Doğal ve Kültürel Çevre İçin Yaşam Girişimi
Ekoloji Kolektifi, Emirgan’ı Sevenler Derneği
Engelli Hakları Atölyesi
Eşitlik İzleme Grubu (EŞİTİZ)
Fener-Balat-Ayvansaray Mülk Sahiplerinin ve Kiracıların Haklarını Koruma ve Sosyal Dayanışma Derneği
Halkevleri Barınma Hakkı Meclisi
İMECE-Toplumun Şehircilik Hareketi
İstanbul ODTÜ Mezunları Derneği
İstanbul S.O.S.
zmir Kuruçeşme Halk Girişimi
Kadınlarla Dayanışma Vakfı
Kandilli Derneği
Kamusal Sanat Laboratuarı
Kartal Hürriyet Mahallesi Güzelleştirme ve Koruma Derneği
Maltepe Başıbüyük Doğayı ve Çevreyi Koruma ve Güzelleştirme Derneği
Kent Hareketleri
Konut Hakkı Koordinasyonu
Kuzguncuklular Derneği
Küçükçekmece İç-Dış Kumsalı Koruma ve Yaşatma Sivil Toplumu Destekleme Derneği
Küçükçekmece Kanarya Derneği
Maltepe Gülsuyu-Gülensu Yaşam ve Dayanışma Merkezi
Mayısta Yaşam Kooperatifi
Mersin Akdeniz Belediyesi
Mersin Çay Mahallesi Muhtarlığı
Mersin Çilek Mahallesi Muhtarlığı
Mersin Özgürlük Mahallesi Muhtarlığı
ODTÜ Mezunları Derneği
Örnektepe Dayanışma ve Kültür Evi
Okmeydanı Çevre Güzelleştirme Derneği
Pendik Sağanbağları
Yeşilbağlar ve Yenimahalle Çevre Koruma Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği
Politeknik
Sarıyer Derbent Mahallesi Derneği
Sarıyer Büyükdere Çevre, Kültür ve Güzelleştirme Derneği
Sarıyer Kazım Karabekir Mahallesi Yaşam Savunucuları
Sarıyer Maden Mahallesi Çevre Kor. Güzelleştirme Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği
Sarıyer Pınar Mahallesini Koruma, Yaşatma ve Sosyal Dayanışma Derneği
Sarıyer Reşitpaşa Koruma ve Dayanışma Derneği
Sarıyer Rumeli Hisarı Güzelleştirme Derneği
Sarıyer Yaşam Platformu
Sosyal Haklar Derneği
Sulukule Platformu
Tarlabaşı Mülk Sahiplerinin ve Kiracıların Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği
Tozkoparan Derneği (Toz-Der)
Tüm Restoratörler ve Konservatörler Derneği
Türkiye Kas Hastalıkları Derneği
Türkiye Ormancılar Derneği Marmara Şubesi
Türkiye Sakatlar Derneği
Validebağ Gönüllüleri Derneği
Yalı Mahallesi Derneği”