Evrensel Gazetesi yazarı Kemal Tekin Sürek'in Afet Yasası ile ilgili yazısı...
AKP, Afet Yasası’nı diğer partilerin muhalefetine rağmen çıkardı. Yasanın ismi afeti önleme, afete karşı tedbir alınması ile ilgili olsa da daha şimdiden sonuçları bir afeti andıracağı düşüncesiyle “Afet Yasası” olarak anılmaya başlandı.
Yasa, AKP Hükümetine sınırsız yetki veriyor. Yasayı görünce, Roma Senatosunda diktatörlük yetkileri isteyen Sezar geliyor akla ister istemez. Tarihte, Cumhuriyetlerde, olağanüstü koşulları öne sürerek diktatörlük yetkisi isteyen politikacı çok görülmüştür. Olağanüstü yetkileri elde eden diktatörler, bazen, kısa bir dönem adil ve iyi işler de yapmıştır ama çoğunlukla iyi işler yapan diktatörler dahi bir süre sonra keyfi, gayriadil, kayırmacı icraatlarıyla kitlelerin nefretini kazanmışlardır.
Afet Yasası; orman alanları, zeytinlik alanları, turizm alanları, askeri yasak bölgeler ve güvenlik alanları, kıyı alanları, meralar, doğal alanlarımız ile ilgili yasaların ve Boğaziçi Yasası’nın bu kanunun uygulamasını engelleyici hükümlerini yürürlükten kaldırmaktadır. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun ilgili maddelerini de yürürlükten kaldırarak, afet riski taşıdığı ileri sürülerek bütün yapıların yıkılabilmesinin ve Kentsel Dönüşüm Alanı ilan edilebilmesinin önünü açmaktadır.
Böylesine geniş yetkilerle, kısa süre içinde iyi işler de yapılabilir, çok kötü işler de. Fakat, AKP’nin iyi işler yapacağı düşünülmemektedir. Bunun iki nedeni vardır.
Birincisi, AKP’nin daha önce yaptığı işlerdir. On yıllık iktidarı süresince AKP, hazine ve belediye arazilerini yandaşlarına rant kazandırmak için kullandı. TOKİ’yi dahi bu amacına uygun kullandı.
İkincisi, Sulukule olayı. Sulukule’de kentsel dönüşüm yapıyorum diyerek, Roman yurttaşların evleri yıkıldı ve yerlerine yapılan evler yandaşlara dağıtıldı. Romanlara, Sulukulede’ki evlerine karşılık, İSTOÇ’un arkasında, dağ başında ev verilmek istendi. Romanların yok pahasına kamulaştırılan arazileri üzerinden rant elde edildi. Üstelik Sulukule’ye yapılan evler mimari olarak çok çirkindi ve bölgenin tarihi yapısını, dokusunu değiştirdi.
AKP, geçmişte yaptıklarına bakıldığında, önümüzdeki günlerde muhtemelen şunları yapacaktır Afet Yasası ile: İstanbul başta olmak üzere, kent merkezlerindeki değerli araziler üzerindeki emekçilere ait evleri yıkıp, onlara kent dışında TOKİ tarafından yapılmış kötü konutlar verecek ve onların arazileri üzerine yaptıkları binalar AKP’nin yandaşlarına, türedi milyonerlere aktarılacaktır.
Bu arada, belediyeler ve hazineye ait kent merkezlerinde ve güzel yerlerde bulunan arazilere Arap Şeyhlerine, yabancılara, patronlara satarak gelir elde edecektir. Ekonomik krizi 2B, belediye ve hazine arazilerini satarak engelleyebileceğini düşünmektedir. Bu şekilde satılan arazilere ise yeni AVM’ler ve çirkin gökdelenler yapılacaktır. Bu yağmadan nasibini Boğaz Kıyıları, Akdeniz ve Ege kıyıları da alacaktır. İstanbul, Ege ve Akdeniz kıyıları New York, Dubai, Katar, Hong Kong vb. yerlerdeki gibi çirkin gökdelenlerle dolacaktır.
AKP, 1999 depreminden sonra toplanan ve 40 milyar lira olduğu iddia edilen deprem vergilerini duble yollara harcadığını açıklamıştır. Oysa, bu vergilerden toplanan paraları, evleri deprem riski taşıyan yurttaşlara uzun vadeli kredi ve karşılıksız yardımlar şeklinde aktararak ve kentlerin tarihi dokusuna zarar vermeden, doğaya ve modern mimariye uygun yeni evler yapılmasını sağlayabilirdi.Ya da, yine bu paralarla ve belediyelerin katkılarıyla deprem riski taşıyan yurttaşların evleri yenilenebilirdi.
AKP’nin yaptıkları, yapacaklarının göstergesidir. Afet Yasası, AKP eliyle, kentlerimiz ve yurttaşlarımız için deprem kadar büyük bir afete yol açacaktır.