Ali Ağaoğlu'nun Bakırköy'de yapmayı planladığı konut projesi için dava açıldı.
Ali Ağaoğlu’nun Bakırköy Kartaltepe mahallesinde yapmayı planladığı konut projesi hakkında Danıştay’a yürütmeyi durdurma davası açıldı. Davayı açan avukat İbrahim Menduşağu, belediye kararlarına rağmen onay verilen projenin İstanbul’a büyük darbe vuracağını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında dile getirdiği, Umut Oran’ın soru önergesi verdiği proje ile ilgili olarak Danıştay’a dava açan avukat İbrahim Menduşağu, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin oy birliği ile karşı çıktığı projenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmasının düşündürücü olduğunu söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin itirazına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ağaoğlu’nun Bakırköy’deki arazisi için plan tadilatı yaptı. Park alanı azaldı, 64 bin metrekare inşaat hakkı 190 bine çıktı.
Çevre ve Şehircilik Bakan-lığı’nın, Bakırköy Kartaltepe Mahallesi’nde, Veliefendi Hipodromu’nun tam karşısında işadamı Ali Ağaoğlu’na ait 73 bin 957 metrekare arazi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin itirazına rağmen imar değişikliği yaptığı ortaya çıktı. İmar değişikliği ile arazideki park ve yeşil alanlar yarı yarıya azaltılırken inşaat alanının ise 64 bin metrekareden 190 bin metrekareye çıkarıldı.
Bakırköy Kartaltepe Mahallesi 22 pafta 869 ada 35,36,88,93 ve 112 sayılı parseller 01.04.2003 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından onanmış 1/5000 ölçekli Nâzım İmar Planı’na kısmen T3 Ticaret alanı ile parklar ve dinlenme alanı olarak işlendi. 2004 yılında hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nda da inşaat emsali 2.00, yükseklik 30.50 metre yapılaşma şartında ticaret alanı ve kısmen park ile dinlenme alanı ve yol olarak ayrıldı. Planlarda eski Dora Plastik Fabrikası ve Kartaltepe Mensucat fabrikalarının bulunduğu toplam 73 bin 957 metrekare arazinin 41 bin 495 metrekaresi park alanı, 32 bin 461 metrekaresi ticaret alanı olarak ayrılmıştı. Toplam 5 parsel için inşaat alanı olarak da 64 bin 923 metrekare inşaat alanı tanımlanmıştı. İşadamı Ali Ağaoğlu boya ve mensucat fabrikalarının bulunduğu arazileri 2011 yılında satın aldığını açıkladı.
Bu noktadan sonra Ağaoğlu buradaki 1 / 5000 ölçekli Nâzım İmar Planı’nın değiştirilmesini istedi. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi, CHP’li üyelerin baskılarıyla değişikliğin “Kentin altyapısına getireceği yük” nedeniyle talebi ‘oy birliği’ ile reddetti.
Bu kararın ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kapısını çalan Ali Ağaoğlu, tadilat için karar çıkarılmasını istedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin itirazlarına rağmen 27.03.2012 tarihli 1 / 5000 Nâzım İmar Planı’nda değişiklik yaptı. Bu yeni plana göre 73 bin 957 metrekare yüzölçümlü alanda 26 bin 418 metrekaresi park alanı, 47 bin 539 metrekaresi konut alanı olarak teklif edildi. ‘Toplam alanın maksimum yüzde 10’u kadar da bir ticaret alanı yapılabilir’ plan notu getirildi.. Daha önceki planda 2 olan emsal ise 2,5’e çıkarıldı. Eski planda ticaret alanı olan arazi konut alanına çevrildi. Ticaret alanında 30 metre olan yükseklik konut alanına dönünce 70 metreye çıktı. Böylelikle de inşaat yoğunluğu yaklaşık 3 kat arttı.
Ayrıca daha önceki planda arazinin yarıdan fazlası yeşil alan iken yeni plan değişikliğinde yeşil alan da yarı yarıya düştü.
Yapılan değişiklik ile Ali Ağaoğlu’na 1260 konut daha yapabilecek alan sağlandı. Mevcut plan değiştirilmeden önce 64 bin metrekare olan konut alanının 190 bin metrekareye çıkarılması konut sayısını da otomatik olarak 3 katına çıkardı. Yani Ali Ağaoğlu 1 birim konut yapabilecekken 3 birim konut yapabilecek duruma geldi.
Gelen görüşler ve teklif plan doğrultusunda değerlendirme yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu hazırladığı raporunda ”Getirilen teklif ile meri plana göre 15 bin 77 metrekare park alanının azaltıldığı, meri fonksiyonu ticaret olan söz konusu alanın konut alanına alındığı, yapılan bu değişimin bölgeye ilave donatı ihtiyacı getirdiği, bu ihtiyacın tadilat kapsamında karşılanmadığı ayrıca teklif yapılaşma koşulları ile bölge yapılanma şartlarının çok çok üzerinde (bodrum kat dahil emsal: 4.00) inşaat artışı önerildiği, teklif 1/5000 ölçekli tadilat planının yapı ve nüfus yoğunluğunu arttırıcı, yeşil alan donatısını azaltıcı nitelik taşıdığı görülmüştür. Teklif Plan notlarında yapılan incelemede ise ‘ 1/5000 ölçekli bu plan üzerinden ilgili belediyesince onaylanacak avan projeye göre uygulama yapılacaktır’ şeklindeki 8 nolu plan notunun 3194 sayılı İmar Kanunu’na aykırı nitelik taşıdığı tespit olunmuştur” dedi.
Komisyon raporunda plan tadilatı teklifinin reddedilmesini istedi. Ret gerekçesi olarak ise toplam inşaat alanının 64 binden 190 bin metrekareye çıkarılması ve yeşil alanların yarı yarıya azaltılmasını ve plan ilke ve kararlarına aykırı nitelik taşımasını gerekçe gösterdi. Komisyon raporunu İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne havale etti. İBB Meclisi 22 Kasım 2012 tarihinde komisyonun raporu doğrultusunda karar verdi. Böylece İBB Meclisi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plan tadilatına onay vermedi.
İBB’nin itirazına rağmen plan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 26.12.1012 tarih 18291 sayılı makam oluru ile 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye dayanılarak resen onaylandı. 10 Ocak 2013 ile 13 Şubat 2013 tarihleri arasında İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı. Bu tarihten itibaren de plan değişikliği resmen kabul edildi.
Yaşanan bu olayların ardından Mimarlar Odası’nın dava açması bekleniyordu. Ancak Mimarlar Odası herhangi bir dava açmadı. Dava süresinin dolmasına bir gün kala avukat İbrahim Menduşağu Ankara’ya giderek Danıştay’a dava dilekçesini verdi ve yürütmeyi durdurma kararı istedi.
İstanbul’un en büyük sorunları arasında şehirleşmenin olduğunun altını çizen avukat İbrahim Menduşağu, “İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki CHP’li üyelerin karşı çıktığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında gündeme getirdiği, sayın Umut Oran’ın soru önergesi verdiği bir olay. Bunlara rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar planınında tadilat yapabiliyor. Ortada büyük bir rant döndüğünü düşünüyorum. Bu nedenlede Danıştay’a yürütmeyi durdurma için dava açtım. İstanbul’u bitirmeye çalışanlar amaçlarına ulaşamayacak. Kentini seven her yurttaş bu konularda duyarlı olmak zorunda. Yürütmeyi durdurma kararının çıkması halinde yeni davalar da açmayı düşünüyorum. Bu işin peşini bırakmayacağım” açıklaması yaptı.
İmar planlarında KAKS (kat alanı katsayısı) olarak bilinen ’emsal’, bir arsanın üzerine yapılacak toplam inşaat alanını belirler.
1000 metrekarelik arazide örneğin ‘2′ emsal değeri, 2 bin metrekare toplam inşaat alanı anlamı taşıyor.
‘Emsal’ inşaat yapılabilir metrekare üzerinden hesaplandığı gibi, kadastral parsel üzerinden de hesaplama yapılabiliyor. Bu durum başka bir çelişkiyi ve haksızlığı da beraberinde getiriyor. Adam kayırmalar, rüşvet çarkları bu noktada devreye giriyor. Çatı katı, asma kat, bodrum katı, kapalı otopark, yangın merdiveni ve asansör gibi bir bina için çok önemli olan alanlar ise emsale, yani KAKS’a dahil edilmiyor.
‘Taban alanı katsayısı’ olarak açılan TAKS, arsa üzerine yapılacak inşaatın taban oturum alanının arsaya oranıdır. Bu oran da imar durum belgelerinde genelde iki değer arası olarak gösterilir. TAKS: 0.20 – 0.40 gibi… Bu durum örneğin 1000 metrekarelik bir arsa için minimum 1000 x 0.20 = 200 metrekare, maksimum ise 1000 x 0.40 = 400 metrekare taban oturumlu bir bina yapılabileceği anlamına geliyor. Binanın taban alanının büyük tutulması, kat sayısının azalacağı anlamına gelir. TAKS’ın düşük belirlenmesi arsa sahibi ve inşaatçının lehinedir, çünkü kat sayısı artar.