Ahşabı Restore Ettiler Beton Çıktı!

Kandilli'de denize 200 - 300 metre mesafede ve daha önce yeşilliklerle kaplı olan alanda 3 katlı bir yapı ortaya çıktı.

Kandilli sahil yolu üzerinde birkaç aydır hummalı bir inşaat yükseliyor. Boğaziçi ön görünüm alanında denize 200 – 300 metre mesafede ve daha önce yeşilliklerle kaplı alanda 3 katlı betonarme bir yapı ortaya çıktı. İnşaat tabelasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü, 2. Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığına ait Restorasyon Projesi ve Havuz + Set Altı Garaj + Kameriye inşaatı yazıyor. İnşaatın mal sahibi olarak da STFA Grubu’nun ortaklarından Tomris Taşkent görünüyor.

Önce Yandex haritaları ve panoramik fotoğraflardan baktım; inşaatın yerinde ağaçlık bir tepe var. Yani yolun kenarından itibaren kot farkı yükselerek devam ediyor. Yerinde ne ev ne de inşaat bulunuyor. Sonra tarihi fotoğrafları taradım. 1930’lu yıllarda henüz sahil yolu yapılmadan önce ve 20. Yüzyılın başında yaşanan yangından sonraki döneme ait bir fotoğrafta beyaz bir yapının varlığı görünüyor. Ancak bu yapı daha sonra, 1940’larda, Lütfi Kırdar’ın Belediye Başkanlığı döneminde yapılan sahil yolu sırasında istimlak edilip yıkılmış. Fotoğrafta bina üç katlı, ahşap ve kiremit çatılı olarak görünüyor…

70 YIL SONRA BETONA DÖNDÜ

Yol için yıkılan ahşap bina, sahil yolunun kenarındaki parsele yaklaşık 70 yıl sonra betonarme olarak yeniden yapılıyor. Ancak yamaç ve yeşil görünen arazi tıraşlanıyor. Kaç ağaç kesildi, ne kadar hafriyat çıkarıldığı ise bilinmiyor. Yeni yapılan proje de üç katlı; ama ahşap değil beton! Tabelada “korunması gerekli kültür varlığı restorasyonu” olarak gösterilen hangi evin restore edildiği ise tam bir muamma. Çünkü o parselde ev yok. Hatta evin temeli bile yok. Temel yolda kaldı. Üstelik bir de garaj ve havuz yapılıyor.

2960 sayılı Boğaziçi İmar yasası diyor ki; “Boğaziçi Alanında tarihi ve doğal güzelliklerin yoğunlaştığı kıyı, sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde doğal yapıyı tahrip eden veya niteliğini bozanların fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde iki aydan bir yıla kadar hapis ve 200.000 liradan 500.000 liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, bu filleri işleyenler, doğal yapıyı en geç bir yıl içinde aslına uygun hale getirmekten sorumludurlar. Aksi halde doğal yapı Boğaziçi İmar Müdürlüğünce, masrafları iki katı ile failden ve mal sahibinden müteselsilen tahsil edilerek aslına uygun hale getirilir.”

RESTORE EDİLEN EVİN TEMELLERİ SAHİL YOLUNUN ALTINDA

Bu maddeye rağmen Boğaziçi İmar Müdürlüğü inşaat iznini vermiş.

Diğer yandan eski eserlerin ihyası Koruma Kurullarının tabi olduğu 702 sayılı ilke kararı doğrultusunda uygulanıyor. 702 sayılı ilke kararının b) fıkrası şöyle diyor:
“Bu alanlarda mevcut yıkıntı temeller üzerine, o temellerin ait olduğu eski yapı, korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyorsa, ayrıca içinde bulunduğu sitin tarihsel kimliğinin yeniden canlandırılmasında önemli bir boşluk yaratıyorsa, yapıya ait eski bilgi, resim, gravür, fotoğraf, anı belgeleri vb. dokümanlarla restüte edilebileceği ilgili Koruma Bölge Kurulunca kabul edildikten sonra restitüsyon projesi düzenlenerek ve kurulca onaylanarak eski yapının yeniden ihya edilebileceğine…”

Buradaki ihya uygulaması bu maddeye uymuyor. Çünkü bu evin temelleri sahil yolunda kaldı. Ayrıca evin kültür varlığı olması ayrı bir şüphe. Lakin kültür varlığı ise neden ahşap değil betonarme yapılıyor?

PROJENİN MİMARI KORUMA KURULU ÜYESİ

Diğer yandan projenin mimarı Metin Zeydanlı inşaatın yapıldığı bölgeye bakan Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun üyesi. Aynı zamanda Koruma Yüksek Kurulu üyesi. Koruma kurul üyeleri görev yaptıkları bölge sınırları içinde proje müellifi olmamaları gerekiyor. Telefonla aradığımız Metin Zeydanlı sorularımıza şu cevabı verdi:
“Proje 2863 sayılı yasanın 6 maddesine dayanılarak yapıldı. Biz eski eseri ihya ediyoruz. Eski fotoğrafları eserin mevcut. Yol yapımı sırasında eser yıkılmış. Biz de aynı parselin gerisine yıkılan binanın aynısını yapıyoruz. Yola terk edilen yer ile aynı parsel üzerindeyiz. Sadece parselin gerisine yeni binayı inşa ediyoruz. Bu proje koruma kurulundan 2 yıl önce onaylandı. Ben kurula 6 ay önce üye oldum. Yüksek kurul üyeliğim de 10 gün önce gerçekleşti. Üye olduğum zaman bakanlığa aynı bölgede projem olduğunu söyledim. Projenin yüzde 75’i bitmişti. Müelliflikten ayrılabilirim dedim. Bakanlık ayrılmama gerek görmedi. Projeyle ilgili üyesi bulunduğum kurula bir tadilat ya da benzer bir dosya ile müracaat olursa o toplantıya katılmam, görüş bildirmem.”

Etiketler

Bir yanıt yazın