AKM İhalesini Alan İnşaat Firması’ndan Açıklama

AKM ihalesini alan inşaat firması: "Bina çürük, güçlendirme olmaz; kolonlar bitmiş, temelin altından su geçiyor...Atatürk Kültür Merkezi tarihi eser olmayıp da tarihi eser mantığı güdülen bir bina" dedi.

2012’de Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) güçlendirilmesi için açılan ihaleyi kazanan Taca İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Akkurt, “AKM projesini aldık ve söküm işlerine başladık. Fakat ortaya güçlendirme yapılamayacak kadar çürük bir bina çıktı. Bir baktık kolonlar bitmiş, temelin altından su bile geçiyor. Kirişler, demirler çıkmış. Bazı yerlerde kolonlar bağlanmamış. Bazı yerlerde kolon bağlantıları dahi yok” diye konuştu. Akşam gazetesinden Mehmet Ali Ergün’e konuşan Tayyar Akkurt, “Biz bu bina yeniden güçlendirilemez dediğimiz noktadan bu yana üç yıl geçti. Bakanlıktan bize ‘Bekleyin karar çıkacak’ dendi, biz de bekliyoruz. Biz ihaleyi aldığımız dönemde bize ‘Tavandaki ahşapları muhafaza edin’ dediler. Yahu yenisini sıfırdan yapalım. Bir sanat eseri olsa tutarsınız, yenisinde de aynısını kullanırsınız. Tavanda ahşap denilen bizim normal 10’a 10’luk çıtalar. Tarihi eser olmayıp da tarihi eser mantığı güdülen bir bina” dedi.

Mehmet Ali Ergün’ün Akşam gazetesinin bugünkü (24 Nisan 2016) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, geride kalan perşembe günü ‘Kültürel Kalkınma Eylem Planı’nı açıkladı.. Bu plan gazete sayfalarında ‘kültür devrimi’ başlıklarıyla yer buldu. Paketin en dikkat çeken maddesi İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’yle (AKM) ilgili başlık oldu.

Davutoğlu, AKM’yle ilgili olarak, “Oraya İstanbul’un ihtiyacı olan büyük bir sanat merkezi yine istişare ederek yapılmasını konuşmak durumundayız. İdeolojik görüş ayrılıklarına bakarak değerlendirmemek lazım. İstanbul’un güzel bir meydana ihtiyacı var. Ama Taksim ve civarında bunu görmek mümkün değil. Kent bilinciyle buna bakacağız. AKM hem statik problemler yaşanan hem de hukuki sorunlar yaşanan bir konu” dedi.

Çok değil, bundan üç yıl önce AKM binasının güçlendirme, tamirat ve tadilat işleri için bir ihale yapılmıştı. 2012’de 15 firmanın katıldığı ihaleyi 69 milyon liralık en iyi teklifle Taca İnşaat ve Yeni Yapı konsorsiyumu kazanmıştı.

Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Vakfı arasında da sponsorluk protokolü imzalanmış, Sabancı çalışmalara 30 milyon liralık katkıda bulunmuştu.

Akşam gazetesinin birinci sayfasında Atatürk Kültür Merkezi’nin içinden çekilen fotoğraflara yer verildi
Akşam gazetesinin birinci sayfasında Atatürk Kültür Merkezi’nin içinden çekilen fotoğraflara yer verildi’Aslına uygun’ şartıyla yapılan projenin 540 gün içinde bitirilmesi planlanıyordu. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.

Önceki hafta Antalya’daki Expo Kulesi’nin teslimi öncesinde buluştuğumuz Taca İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Akkurt’a “AKM’deki yenileme neden gecikti” diye sorduk.

Tayyar Akkurt, “Ben size işi en başından itibaren anlatayım” diyerek söze başladı:

“Üç yıl önce AKM binasının aslına uygun yapımı, güçlendirilmesi ve renovasyon işini aldık. Biz hangi projeyi alırsak alalım, danışman firmalarımıza, yurt dışına gönderiyoruz. Bakıyorlar statiği ve altyapıyı inceliyorlar. Proje etütleri için üçüncü bir göz oluyor. Biz de ihaleyi kazandık, AKM projesini aldık ve söküm işlerine başladık. Fakat ortaya güçlendirme yapılamayacak kadar çürük bir bina çıktı. Bir baktık kolonlar bitmiş, temelin altından su bile geçiyor. Kirişler, demirler çıkmış. Bazı yerlerde kolonlar bağlanmamış. Bazı yerlerde kolon bağlantıları dahi yok.”

Bunun üzerine hemen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir yazı yazdıklarını anlatan Tayyar Akkurt şunları paylaştı: “Dedik ki; Bu güçlendirmeyle bu binayı aslına uygun yapmak mümkün değil. Ya yıkıp yeniden yapacağız, ya da başka bir metot bulunacak. Çok kötü çünkü. Dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’dı. “Ben bir gelip bakayım” dedi. Geldi gösterdik “Durun” diye talimat verdi.

Bir durduk, bir daha başlayamadık. Bence Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bunun başka bir yolu yok!”

Güçlendirmenin mantığı şu; 1950’lerde dökülen beton yetmiyorsa etrafına ikinci bir güçlendirici kolon döşersiniz. Eski kolonu yok sayarsınız. Bu zaten 1970’lerde yapılmış. Şimdi birinci yetmiyor, ikinci yetmiyor üçüncü… Kolonları bu kadar büyüttüğünüzde de ortada sahne falan kalmıyor. 40×40’lık bir kolon, yetmiyor 70×70’lik bir kolon o da yetmiyor 90×90’lık bir kolon. Biz sonuna kadar sondaja girince içerdeki zayıflamaları bulduk. Bir baktık kolonların içi resmen boş. Rapor yazdık; “Bu binanın yapım şeklini değiştirmemiz lazım. Ya binayı askıya alıp sıfırdan yapalım. Ya bina yıkılsın yeniden yapılsın. Çünkü bir taraftan da bu güçlendirme mantığı sıfırdan yapmaktan daha fazla. Normal müteahhit mantığıyla gitseydik bize ne proje verildiyse onu yapardık. Ama içimize sinmeyen şeyi yapmak istemedik.”

Akkurt, “Biz bu bina yeniden güçlendirilemez dediğimiz noktadan bu yana üç yıl geçti. Bakanlıktan bize “Bekleyin karar çıkacak” dendi, biz de bekliyoruz. Biz ihaleyi aldığımız dönemde bize “tavandaki ahşapları muhafaza edin” dediler. Yahu yenisini sıfırdan yapalım. Bir sanat eseri olsa tutarsınız, yenisinde de aynısını kullanırsınız. Tavanda ahşap denilen bizim normal 10’a 10’luk çıtalar. Tarihi eser olmayıp da tarihi eser mantığı güdülen bir bina” diye konuştu.

Etiketler

Bir yanıt yazın