“AKM Taksim’in Mabeti midir?”

12 Aralık 2012 günü Argos in Cappadocia'da yapılan "Kalebodurla Mimarlar Konusuyor" etkinliğine Can Çinici, Nevzat Sayın ve Dücane Cündioğlu konuşmacı olarak katıldı.

“21. yüzyılda neden hala Çamlıca Camisi gibi camiler istiyoruz” ana temasında yola çıkan tartışmada ilk söz Nevzat Sayın’ın oldu.

Sayın onlar ve bizim diyerek ayrımlar yaratmanın, kısıtlamalar yarattığına değinerek, görgü kavramı üzerinde yaptığı sorgulamalardan bahsetti. “Gelenek öyle tuhaf bir şey ki bir ömür içerisinde üretilebilecek birşey değil. Konuştukça içi boşalır. Ancak içinde yaşadıkça varlığı artan birşeydir. Bir gelenek üretemezsiniz,” diyerek üretimin çeşitliliğinin geleneğin içinde aranabileceğine dair ipuçları verdi.

Konuşmacılardan Dücane Cündioğlu “Belki cami konuşmaları bir sene sonra bizi mabet konuşmaya, mabet şehri ve daha sonra dünya konuşmaya yöneltecek,” diyerek sözlerine başladı.

Mabetin geçmişte sehir merkezi, müminleri çevresinde toparlayan, dolayısıyla maabetin de şehri toparlayan demek olduğunu izleyiciler ile paylaşan Cündioğlu, “Sizce şimdi cami şehrin merkezinde yer alabilir mi? Şehrin merkezinde ne olmalıdır? Bence örneğin AKM Taksim’in mabetidir,” dedi.

Bugün yapılanların “Cumhuriyet tarihinin mecbur sonucu” olduğunu söyleyen Cündioğlu, “kendisinden mahrum bırakılanları” geri almak olarak değerlendirirken, caminin mimarlık sözlüğüne girmesinin bile büyük bir kazanım olduğunu söyledi.

Konuşmacılardan Can Çinici ise iktidarın Çamlıca Camisi hamlesinin çok tahmin edilebilir bir hamle olduğunu, kitle kültürünü yönetmek adına toplumun hazır olduğunu bildiklerinin belirtti.

Asıl sorunun modern repertuarın yenilenmemesinde olduğuna, dolayısıyla modern cami konusunda “soyutlama” zorunluluğu doğduğuna dikkat çeken Çinici “Mimarlar repertuvarı çok rasyonel bir şekilde okuyor ve dolayısıyla çok tipik tipolojiler yaratıyor. Bunun en beter örneği Çamlıca Camisi. Bunu bir de irrasyonel şekilde düşünelim. Araştırmaya açalım, yeni tipolojiler yaratalım” dedi.

Panelin ilk oturumu sonunda salondaki izleyicilerin soruları alındı. İlk söz alan Celal Abdi Güzer, caminin günümüzde yaşanan kültürel çatışmanın yansıma alanı olduğu, kendini semboller üzerinden ifade etmeye çalışan politik bir durum olduğunu belirterek konunun esasının bu doğrultuda çizilmesi gerektiğini belirtti.

Nevzat Sayın kavramsal ve tipolojik sıkışmışlıktan çıkmanın yolunu “atlayarak daha da eskiye gitmek olduğunu” belirterek, geçmişte tüm bunların çözümlerinin bulunabileceğini, yakınlaşmanın içeriden bakmanın önemi için “Dışarıdan bakanlar için hala bu konuların bizlere çok enteresan gelmesi çok normal,” dedi.

Selçuklu’dan Osmanlı’ya gelen cami pratiklerinden nasıl bir araştırma yaptıklarını anlatan Sayın, “Malatya’daki Mehmet Kavuk  Camisi’nde bütünüyle yeni bir şey söylemeye aday bir cami yaptığımıza inanıyorum,” dedi.

TBMM Camisi’ndeki uzlaşma sürecinin nasıl olduğu hakkında gelen bir soru üzerine Can Çinici “Babamla benim aramda sürekli tartışılmayla gelişen bir projeydi, fakat gelişi o kadar da büyük bir olay olmamış” dedi.

Tasarımın başta 4 şemadan oluştuğunu, sona kalan ikilinin, birinin modernist eğitim almış biri tarafından diğerinin İslami eğitim almış biri tarafından yapılmış şemalar olduğundan bir çarpışma yaşandığını belirten Çinici, “Yaşanan çarpışmayı çözmesi için Sibel Bozdağan’ı bile çağırmıştık,”dedi. Fakat genel olarak işverenin baskıcı veya buyurgan bir tavrı olmadığını belirtti.

İzleyicilerden Arkitera Mimarlık Merkezi’nden Ömer Yılmaz camiyi sembol üzerinden okuyacaksak Aleviler konusuna da eğilmek gerektiğini, geçmişe bakmakla çözüm bulunamayacağını, camiyi bir sembol olmaktan çıkarıp bir ihtiyaç olarak kabul etmek gerektiğini böylece günümüzdeki yeni standartları anlamaya başlamanın gerektiğini belirtti. Ayrıca Cündioğlu’nun yaşananların tek sorumlusunun “Kemalizm olduğu” görüşüne katılmadığını, şayet öyle olsaydı bunun “Hilmi Şenalp’ın her yaptığının bir açıklaması olmayacağını” belirtti.

Söz alan Ertuğ Uçar da günümüz ihtiyaçlarına vurgu yaparak “Asıl sorun 500 yıl öncesinin formlarıyla değil 500 yıl öncesinin programlarıyla hareket ediliyor olmasıdır,” dedi.

Kalebodur’un “Kalebodurla Mimarlar Konuşuyor” etkinlikleri devam edecek. Etkinliği twitter’da #kalebodurla hashtagi ile takip edebilirsiniz.

Etiketler

9 yorum

  • bulent-avcilar says:

    AKM Taksim’in mabetidir >> Bu Kafa Pratikte Hiç Bir Faydaya Dönüşemeyen Gereksiz Sebepsiz İlle de Muhalefet Olma İsteğinden Başka Bir Şey Değil Sanırım…

  • omer-yilmaz says:

    Buradaki iki sayfayı okuyup içinde geçen “AKM Taksim’in mabetidir”i cımbızlayarak mı yazıyoruz yoksa 4 saatlik tartışmanın videosunu izledikten sonra mı? Yorumunuzun bir okuru olarak meraktayım.

  • bulent-avcilar says:

    Cımbızlama Tabiri Gereksiz… Özellikle Bu Yazıya Bir Yorum Yazmak Gibi ÖNCEDEN PLANLANMIŞ Bir Durum da Sözkonusu Değil Zaten… “Bişey Bişeyin Mabetidir” Cümlesini Söyleyenden ve Söylendiği Toplantıdan Bağımsız Olarak Gereksiz Olarak Niteledim O Kadar…(Ayrıca Bu Toplantıya 4 Saat Dayanmış Birini Tebrik Etmeden Geçemem…)

  • omer-yilmaz says:

    Soruma cevap alamadım.

  • bulent-avcilar says:

    Buradaki iki sayfayı okuyup içinde geçen “AKM Taksim’in mabetidir”i cımbızlayarak mı yazıyoruz yoksa 4 saatlik tartışmanın videosunu izledikten sonra mı? Yorumunuzun bir okuru olarak meraktayım.

    Sorusuna ;

    Yorumu Yazan Olarak Cımbızlama Yok Sadece Bir Cümleye İtirazım Var Dedim. >>CEVAP ALAMADIM Yanıtını Alıyorum…

    Yorumu Yazan Olarak Sizi Tebrik Ettiğme Göre İzlememiş Olmam Daha Muhtemel Olsa Gerek… >>CEVAP ALAMADIM Yanıtını Alıyorum…

    Yada Şöyle mi ? Demeliyim : 4 SAATlik Videoyu İzlemedim, Ama AKM ye Mabet Denmesini Saçma Buluyorum.. AKM Olsa Olsa Bişeyin Mescidi Olur, Zira Çok Çirkin…

  • omer-yilmaz says:

    Teşekkür ederim, cevap aldım. Videoyu izlemenizi önermekten başka sözüm yok.

  • bulent-avcilar says:

    İzlemeyi Denemeyi Düşünücem… Ben Teşekkür Ederim…

  • melih-cimenli says:

    Ortada müthiş bir bilinç kirliliği var aslında. Günümüz mimarlığı için hem üretim,pratik hem de teorik olarak modernizm ve sonrası ve aynı zamanda gelenek kökleri ile bir yüzleşme odağı olarak ‘camii’ kavramı karşımızda duruyor.Mimarlık olgumuz toplumsal olarak bu süreçi nasıl geçirecek,karşılayacak ve pratiğe dökecek izleyip göreceğiz.İyi tartışma olmuş,izlenmesini tavsiye ederim.Ama haber başlığı biraz kaygısal…

  • bulent-avcilar says:

    Konuşmacının Formattan Haberi Yok 🙂

Bir yanıt yazın