Gürültü patırtının ortasında İstanbul için çok sevindirici bir gelişme yaşanıyor. Bu, aynı zamanda kültür sanat hayatımız açısından da harika bir haber. Evet, yılların tartışması geride kalıyor, AKM kurtuluyor.
Atatürk Kültür Merkezi, 2008 yılından bu yana kapalı ve o gün bugündür ‘yıkıldı yıkılacak’ spekülasyonlarına malzeme yapılıyordu. Hele en hazini ‘AKM’nin yerine AVM yapılacak’ söylentisiydi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kesin dille teminat veriyor. Dahası, çok sayıda görüşmeler yapıyor, bu tarihi binayı yıkmak yerine restore ettirip, yeniden sanat dünyasının hizmetine açmaya çalışıyor. Edindiğim izlenime göre, sonuca da hayli yaklaşılmış durumda. Aranan finansal kaynak da çok önemli bazı kuruluşların sponsorluk desteğiyle sağlanacak. MİT krizi, güçler savaşı ve siyasi çalkantılar derken bu güzel haberi vermeden geçemezdik.
Maalesef geleneğimizde ‘yapmaktan çok yıkmak’ ağır basıyor.
Korumayı doğru dürüst beceremiyoruz. Bakınız o canım İstanbul’un iç acıtan haline. Hala dünya güzeli ama ya bir de muhafaza etmeyi başarabilseydik…
Atatürk Kültür Merkezi, bize tarihimizin değerli bir mirasıdır.
Kadim İstanbul’u ve aynı zamanda onun yakın tarihini de bize ‘hatırlatacak’ binalara gözümüz gibi bakmalıyız.
AKM’nin taşıdığı hatırayı yok etmeyi nasıl düşünebiliriz?
Buna nasıl cüret edebiliriz?
Mekanların ve taşın da ruhu vardır. Mimari, bizi belli bir zaman dilimine götürür. O dönemin ruhu, bize kendini binalarıyla da açar.
Londra, Paris, Berlin, Viyana… Bütün dünya kentleri tarihi miraslarına dört elle sarılırlar. Milli hazine gözüyle bakarlar.
İstanbul’da AKM’yi göremezseniz üzülürsünüz. İçiniz sızlar.
O, aynı zamanda bizim belleğimizdir. Geçmişle bugün, bugünle gelecek arasındaki köprüdür.
Nihayet, ‘çözümcü akıl’ devreye girmiş, ülkenin büyük sermayesi fedakarlığa soyunmuş ve AKM’yi kurtaracak bir plan devreye sokulmuş. Eminim, ruhuna uygun biçimde AKM restore edilecek, içi çok daha güzel ve kullanışlı hale getirilecek. Bu kent için, bu ülkenin kültür dünyası için insan heyecan duyuyor. İstanbullu ‘hem estetik ihtiyaçlarını karşılamak’ hem de tarihle bağını korumak için bir derin bir kayıptan kurtulup, kalıcı bir kazanca sahip oluyor. Yaşamın estetize edilmesi de kent kültürünü zenginleştirmek de bizlerin görevi. Sadece bunu başarırsa bile Kültür Bakanı’na içten teşekkür etmek boynumuzun borcu. AKM’yi kurtaran, tarihe geçer. AKM’nin güzelliğiyle ilgili olumlu ve olumsuz görüşler de malum… Ama onlara şunu hatırlatmalı: ‘Güzellik bakan gözlerdedir.’