Kültürel Dış İlişkiler Enstitüsü'nün (İfa-Galeri) Stuttgart'taki ve Berlin'deki galerileri birbirinden farklı camilerin mimari projelerini 4 ayrı kategoride sergiliyor.
Bu projeler çerçevesinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nden (DİTİB) Mustafa Pınarcı, Almanya’nın Esslingen şehrine gezi amaçlı gelen bir kafileye yapım aşamasındaki bir camiyi tanıtıyor. Gruptakilerin cami ile ilgili sorularını yanıtlayan Pınarcı, caminin kim tarafından finanse edildiği sorusuna karşılık sponsorların listesini gösteriyor ve bazı gönüllü kişilerin bağışlarının da katkısı olduğunu söylüyor. Diğer bir soru ise kadınların ve erkeklerin ibadet yerlerinin neden ayrı olduğu. Mustafa Pınarcı gruptakilere, kadınların ibadetleri sırasında erkeklerin bakışlarından rahatsız olduklarını bu nedenden dolayı ayrı yerlerde ibadet ettiklerini açıklıyor. Almanya’nın Esslingen şehrine gezi amaçlı gelen bir kafileye yapım aşamasındaki bir cami tanıtılıyor
Mustafa Pınarcı, Müslüman olmayan kişilerin İslam’a ve yeni yapılan camiye olan ilgilerinden memnuniyet duyduğunu, bu sayede önyargıların ve yanlış anlaşılmaların önünün kesilebileceğini söylüyor.
27 Ocak’tan 1 Nisan’a kadar olan dönemde Stuttgart’ta Küp veya Kubbe (Cube or Dome) adıyla hazırlanan sergi, 27 Temmuz – 30 Eylül 2012 tarihleri arasında Berlin’de de ziyaret edilebilecek. Stuttgart şehrindeki Kültürel Dış İlişkiler Enstitüsü’nün (İfa-Galeri) “Kültür Transferi” programı kapsamında gerçekleşmiş olan sergide Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından 2010 yılı Mimarsinanı Anma Etkinlikleri kapsamında hazırlanan Cami Mimarisi Fikir Yarışması’nda yer alan projeler de sergilenmişti. Bu kez de birbirinden farklı tasarımlar ve mimari projeler Berlin’deki İfa-Kültürel Dış İlişkiler Enstitüsü’nün Stuttgart ve Berlin’deki galerileri sadece Almanya’dan değil, Avrupa’dan ve Avrupa dışından, cami mimarisi ile ilgili seçkin, çağdaş, yeni ve yenilikçi fikirleri tartışmak amacıyla farklı kültürlerden insanları bir araya getiriyor. İfa-Galeri sergisinde 1960’lı yıllardan bu güne dünyanın her bir yanından 30 farklı cami örneği sunuluyor. Sergi 4 farklı kategoriden oluşuyor: Yeni Yollar (New Paths), Görünmezlik (‘In’visibility), Modern alan (The Contemporary) ve Rastlantılar (Encounters).
Sergide emeği geçenlerden Valerie Hammerbacher, Almanya’da 2009 yılından bu yana 120 yeni cami yapıldığını ve bazılarının hâlâ yapım aşamasında olduğunu belirtiyor.
İsviçre’de hava karardığında üzerinde minare resmi beliren bir bina inşa edildi.
Valerie Hammerbacher, caminin bilindik yapısının örneğin sütunları ve kubbesinin dünyadaki pek çok mimar tarafından yeniden tasarlandığını, her mimarın kendi yaratıcılığını sergilediğini söylüyor.
Örneğin, Ankara’daki Etimesgut Camii. Mimar Cengiz Bektaş 1960’lı yılların sonunda daha çok sığınağa benzeyen bir cami inşa etmesi için ordu tarafından görevlendirilmiş. Caminin kubbesi düz bir çatıdan oluşuyor ve alışılmışın dışında olan kısa minaresi caminin iç kısmında yer alıyor.
Almanya’da göçmen işçiler için inşa edilen cami de betonu güçlendirilmiş ve iki yüzü camla kaplanmış farklı kubbesi ile dikkat çekiyor. Türk mimar Osman Edip Gürel tarafından 1973’de Münich-Freimann şehrinde açılan İslam Merkezi’nin projesi de galerinin ‘Yeni Yollar’ kısmında sergileniyor.
İsviçre’de minare yapılmasının yasaklanması üzerine Zürih’te yer alan bir mimarlık firması Frei + Saarinen, hava karardığında üzerinde minare resmi beliren yüksek bir bina inşa etmiş. Güneş battığında binanın üzerindeki küpler kararıyor ve binanın içinden ışıklı minare resmi çıkıyor.
2005 yılında Almanya’nn Bavyera eyaleti Penzberg kasabasında inşa edilmiş küp şeklindeki cami
Serginin ”modern” kısmı İslam’ı çağdaş ve modern bir din olarak ele alan eşşiz bir mimari dilin gelişimini sergiliyor. Bu alanda 2005 yılında Almanya’nn Bavyera eyaleti Penzberg kasabasında inşa edilmiş küp şeklindeki caminin projesi sergileniyor. Serginin diğer bir kısmı olan ‘Rastlantılar’ bölümünde de diğer dinlere açılan klasik yapıların projelerine yer veriliyor. Örneğin Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Doğramacızade Ali Paşa Camii.
Bilkent Üniversitesi’nin kurucusu Prof.Dr. İhsan Doğramacı tarafından yaptırılan cami hem ibadet hem de kültür merkezi olarak inşa edilmiş. Camideki seminer salonlarının ikisi talebe göre sinagog ve kilise olarak da kullanılabiliyor. Böylece bina 3 dine birden hizmet edebiliyor.