Öğle uykusundaki merakımızı uyandıran Taner Ceylan’ın bir tweet’i oldu. Ceylan, New York’taki yeni sergisinin kataloğunda Şeker Ahmet Paşa’nın oto-portresinin görselini kullanmak istemiş. Mimar Sinan Üniversitesi’ne başvurmuş. Reddedilmişti.
100 yılı aşan görseli kullanmak serbest değil miydi?
Hayır, eğer o görsel, devletin koleksiyonuna aitse, değildi.
Bütün bu tartışmalar devletin zimmetine kayıtlı resimlerin, Beşiktaş’taki Resim ve Heykel müzesinin kapanmasıyla nereye gittiğini sordurdu.
Ardından resimlerin, Milli Saraylar’a devredilip devredilmediğini. Müze, yani veliaht dairesi, Milli Saraylar’a aitti çünkü.
Mimar Sinan Üniversitesi rektörü sanatçı Yalçın Karayağız’la görüştüm. Merak etmeyin, resimler emin ellerde. Hem de fazlasıyla. Resimler, rektörün bile giremediği parmak izine duyarlı özel depolarda antrepoda.
Özelleştirme yüksek kurul kararıyla, Antrepo No:5 isimli müze, yaklaşık 10 bin metrekareye sahip yeni resim heykel müzemiz olarak devreye girecek. Yaklaşık bir buçuk yıl içinde. Bu yeni müze açıldıktan sonra hemen yanındaki İstanbul Modern, rektör Karayağız’a göre “küçük bir sanat galerisi” olarak kalacak. Mimari proje Emre Arolat’a ait.
Arolat, bildiğiniz gibi Santral İstanbul müze binasına da imza atanlardan biriydi.
Projesi şimdiden Dubai’de ödül almış. Arolat, projeyi kabul ederken koleksiyonu görmeyi şart koşmuş. Özellikle Elvah-ı Nakşiye koleksiyonundaki kopyalar, dönemin ruh halini anlamasına katkıda bulunmuş. Tasarımı yaparken Şeker Ahmet Paşa’ya duyduğu heyecanı dizginlemekte ve tarafsız olmakta zorlanmış. Arolat, projesini bu coğrafyaya ait çok önemli bir koleksiyonu izleyiciye mümkün olduğu kadar katmansız ve yalın aktarmak; izleyicinin kendi katmanlarını oluşturabilmesini sağlamak olarak tarif ediyor.
Sedat Hakkı Eldem imzalı antrepolardaki çok özel bulduğu gridal, ızgara dokusunu tasarımında muhafaza etmeye karar vermiş. Arolat, Anıtlar Kurulu’nun aksine antrepoları mimari açıdan çok kıymetli bulduğunu da ifade etmekten kaçınmıyor.
Galataport projesi kapsamında, İstanbul Modern ve beş numaralı antrepo hariç yıkılacak.
Peki veliaht dairesi bundan sonra hayatına nasıl devam edecek?
Çoğu kişinin iddia ettiği gibi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özel ofisi olarak mı?
Hayır. Zemini güçlendirilen, restore edilen bina hayatına yine müze olarak devam edecek. TBMM Milli Saraylar kurumsal iletişim müdürü Mehmet Ali Güveli, buranın “resim müzesi” olarak yakında hayata geçeceğini, Dolmabahçe’deki koleksiyondan Ayvazovski, Zonaro gibi sanatçıların resimlerinin sergileneceğini ilk kez duyurmuş oldu.
Taner Ceylan ise şimdilik o görseli başka bir kitaptan alıntılayarak kullanabilecek.
Kayıp Resimler başlıklı sergisinin daha basılmamış kataloğu sayesinde neler öğrendik. Kendisine şimdiden tebrikler.