Arkeolojik Alanın Ortasında Modern Bir Müze Binası

Arkeolojik Alanın Ortasında Modern Bir Müze Binası

Atelier Diameter tarafından tasarlanan Wuxi Meili Bölgesi Müzesi, bir arkeolojik alan ve bir kamusal alanı bünyesinde barındırıyor.

Fotoğraflar: Yang Chen

Wuxi Meili Bölgesi Müzesi, Çinli Shang ve Zhou hanedanlığının bulunduğu arkeolojik arazide bulunuyor. Jiangsu eyaletindeki bir şehir olan Wuxi’nin, Xinwu Bölgesi’nin bir parçası olan Meili Antik Kenti’nde yer alıyor. Müze, Institute of Architectural History, CADG ve Atelier Diameter, ZSA tarafından tasarlanmış.

Wuxi Meili Bölgesi Müzesi; antik Taibo Tapınağı’na (batı yönünden) ve Bodu Nehri’ne (kuzey yönünden) yakın olan yerleşik kentsel alana konumlandırılmış.

Ming ve Qing hanedanlarının stilindeki ticari binaların ortasında yer alan müzenin odak noktası, Wu kültürünün kuruluş hikayesini anlatmak. Yaklaşık 2000 metrekarelik araziye inşa edilen Wuxi Meili Bölgesi Müzesi, ticari bölgedeki konumunu ve kamusal alan rolünü kabul ederken modern yapısıyla bölgenin kültürel mirasını yansıtmayı hedefliyor.

Müzenin tasarım ekibi “Yapının form ve hacminin, bölgenin dokusu ve ölçeği dikkate alınarak çevredeki binalarla uyumlu olması gerekiyor,” diyor.

Tasarım ekibi, müzenin planını ziyaretçilerin sirkülasyonuna göre kurgulamış.

Geleneksel olarak 2.00 metrekarelik bir müzenin sergi alanı yaklaşık 1.000 metrekare olarak kurgulanır. Ancak Wuxi Meili Bölgesi Müzesi ek olarak, arkeolojik alan için büyük bir sergi salonu içeriyor.

Ziyaretçi sirkülasyonu, yürüyüş sırasında sergi temasının da tanıtılacağı tek bir çizgi takip edilecek şekilde kurgulanmış. Dönerek ilerlenen rota, üst ve alt kat bağlantısını kurmak, sergi salonlarını birleştirmek ve ziyaretçilerin geri adım atmadan takip edebilecekleri bir akış oluşturmak amacıyla tasarlanmış. Rota, ziyaretçileri ana sergi salonun üstünde yer alan çatıya çıkarıyor.

Müzenin tek taraflı eğimli çatısı, sergi salonu için iki katlı bir avlu oluşturma imkanı tanıyor. İkinci kattaki paylaşımlı dış mekanda; ziyaretçilerin sert hava koşullarında kullanabileceği, eğimli çatının altında oluşturulan sığınak bulunuyor. Platform aynı zamanda geniş bir manzaraya sahip.

“Kamusal meydanı çatı seviyesine çıkarmak, binanın kapladığı alanı halka geri kazandırıyor,” diye anlatıyor tasarım ekibi. Açık izleme platformu, çalılar ve arkeolojik alana bakan gözlem pencereleri içeriyor.

24 saat açık olan platforma çıkmak için müzenin hem doğu hem de batı tarafında bulunan, sokak seviyesinden yükselen merdivenler bulunuyor.

Tasarım ekibi müzenin kuzey tarafına gömme bir dış duvar eklemiş. Bu sayede Bodu Nehri boyunca uzanan yol üzerinde bir dinlenme alanı oluşturulmuş.  Cam duvar da arkeolojik site manzarasını görmek için olanak tanıyor.

Müzenin cepheleri, gri tüf (volkanik külden meydana gelen bir kaya türü) ile kaplanmış. Mavi-gri renkteki malzeme, sakinleştirici etkisi ve alanın tarihi dokusuna uyum sağlayan narin yapısı sebebiyle tercih edilmiş. Çatıda ise kenetlenmiş kömür grisi metal paneller kullanılmış.

Gri tüf, müzeyi çevredeki -Jiangnan bölgesindeki geleneksel konut mimarisini taklit eden (beyaz duvarlar, koyu renk çatılar ve ahşap pencereler)- ticari yapılardan ayırt etmeyi sağlıyor.

Farklı boya teknikleri kullanılarak taş üzerinde bir çok gri tonu elde edilmiş. Farklı büyüklükteki taşların birleşimi ve farklı ton kullanımı ile oluşturulan üç boyutlu etki sayesinde müzenin cephesinde oldukça etkileyici bir sonuç elde edilmiş.

Cephedeki yatay yarıklar, üst üste binen katmanları andıracak ve arkeolojik sitedeki işçiliği taklit edecek şekilde tasarlanmış.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın