Asansör Faciasının İlk Raporu Savcılığa Ulaştı

10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasının ilk raporu çıktı. Raporda hem Torunlar hem asansör firması temsilcileri suçlu bulundu.

Asansör faciasında bilirkişi raporu savcılığı ulaştı. 10 işçinin yaşamını yitirdiği Mecidiyeköy’de inşaat halindeki rezidansta meydana gelen asansör kazasıyla ilgili hazırlanan ön bilirkişi raporu savcılığa iletildi. 5 sayfalık ön raporun sonuç bölümünde, “Cephe asansörünün şantiyeye montajını ve bakımını yapan Geda Major firmasının yetkilileri ve teknik personelinin, asıl işveren konumundaki Torunlar GYO-Torun yapı-Torunlar Gıda Proje ortaklığının idari ve teknik sorumlularının kazada kusurlu oldukları kanaati oluşmuştur” denildi.

7 BİLİRKİŞİ İMZALADI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca resen görevlendirilen 7 kişilik uzman heyetin imzası bulunan raporda, “Kimliği tarafımızca bilinmeyen asansör kullanıcısının, yapı denetimi firması yetkililerinin, İş Sağlığı Güvenliği firması yetkililerinin kazada kusur durumları nihai raporda değerlendirilecektir” ifadesine yer verildi.

Ön raporun altında, İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cevat Erdem İmrak, İTÜ İnşaat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Savcı, İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyesi Dr. Ergun Bozdağ, İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Derya Ahmet Kocabaş, Makine Mühendisi Fatih Aydınlı, Elektrik Mühendisi Mustafa Kavukçu ve İnşaat Mühendisi Beste Ardıç Arslan’ın imzası yer alıyor.

İLK GÜN DÜŞEN ASANSÖRDE İNCELEME YAPILAMADI

Bilirkişi heyetinin, olayın ertesi günü olan 7 Eylül Pazar saat 13.00’te olay mahalline gittiği belirtilen ön raporda, “Kabin ve içerisindeki malzemenin durumu gözlemlenmiş, görevli inşaat personelinin uyarısı ile yukarıda düşme tehlikesi olan cisimler olduğu uyarısı dikkate alınarak, o anda kabin incelemesi gerçekleştirilmemiştir. 33. kat hizasında kuyu üst koruma kalıbının kaza sonrasında çarpmadan dolayı 4 bağlantı noktasında sadece ikisi tarafından tutulacak şekilde kurtulduğu ve tehlike arz edecek şekilde asılı durduğu görülmüş, bu nedenle kuyuda o an inceleme yapılmayarak keşfe son verilmiştir. Kazaya sebep olan asansörün karşısındaki diğer kuyu incelemeye tabi tutulmuştur” denildi.

Ön raporda, 8 Eylül Pazartesi günü saat 13.00’te tehlike arz eden kısımlar güvenli şekilde yerinden çıkarıldıktan sonra keşfe devam edildiği belirtilerek, “Enkazın bulunduğu katta ve kuyuda heyet nezaretinde söküm işlemi icra edilmiş, kazaya konu asansörden çıkan parçalar Olay Yeri İnceleme polis ekibi tarafından fotoğraflanarak kaza mahallindeki depoda emniyete alınmıştır. Heyetimiz, asansörün kuyusunda yer alan asansörün taşıyıcı, hareket ettirici, operatör kumanda paneli ve diğer önemli mekanik parçaları üzerinde inceleme yapmış ve keşif sonlandırılmıştır” ifadesine yer verildi.

“ACİL DURUM BUTONU’NUN BASILI KONUMDA OLDUĞU GÖRÜLMÜŞTÜR”

Ön bilirkişi raporunda şu açıklamalara yer verildi: “Muhtelif adetteki alçıpan levha sayısı çarpma sonucu oluşan hasar ve kurtarma işlemleri nedeniyle tahrip olduğundan kesin sayı belirlenememiştir. Kabin operatörü kumanda panelindeki ‘Acil durum butonu’nun basılı konumda olduğu görülmüştür. Kazanın meydana geldiği asansör boşluğunda tespit edilebilen ilk çarpma noktasının döşeme kalınlığı tarafında 31. ve 32. katlar arasında yer aldığı şaftın diğer üç yüzeyinde herhangi bir çarpma veya sürtme izine rastlanılmadığı görülmüştür. 25. katta bulunan ytong duvar elemanlarının çarpma etkisi ile yıkılmış olduğu ve üzerlerinde darbe izlerinin bulunduğu gözlenmiştir. Kabin çelik yapısında bulunan silindirik kesitli kılavuz raylar üzerinde çalışan makaralı patenlerin bağlantı yerlerinin kaza sırasındaki darbe etkisi ile simetrik olarak dışarıya doğru açıldığı görülmüştür.”

“MEKANİK DURDURUCU SİSTEMİN MAST ÜZERİNDE BULUNMADIĞI TESPİT EDİLMİŞTİR”

Raporun TS-EN-12159 standartlarına uygun olup olmadığına ilişkin yapılan teknik değerlendirmeler bölümünde ise, “Uygun nihai sınır kesiciyi (Switch) tetiklemesi gereken plakanın bulunduğu, ancak bu plakanın tetiklemesi gereken sınır anahtarının kaza mahalinde görülmediği, nihai sınır kesici sistemin kaza anında işlevini yerine getirmediğinin sabit olduğu, bu sistemin devreye girmemesinin nedeninin mevcut bilgi ve gözlemlerle tereddüte mahal bırakamayacak şekilde tespit edilemediği, ancak olasılıkların sisteme ilişkin anahtarın var olmaması, var ise çalışır halde olmaması, çalışır halde ise bilinçli olarak devre dışı bırakılmış olması olduğu, bahsi geçen mekanik durdurucu sistemin mast üzerinde bulunmadığı tespit edilmiştir” denildi.

Ön raporda, yapılacak geniş çaplı incelemenin ardından nihai bilirkişi raporunun hazırlanacağı ifade edildi.

“KAZADA KUSURLU…”

Ön raporun sonuç bölümünde, “Cephe asansörünün şantiyeye montajını ve bakımını yapan Geda Major firmasının yetkilileri ve teknik personelinin, asıl işveren konumundaki Torunlar GYO-Torun Yapı-Torunlar Gıda Proje ortaklığının idari ve teknik sorumlularının kazada kusurlu oldukları kanaati oluşmuştur. Kimliği tarafımızca bilinmeyen asansör kullanıcısının, yapı denetimi firması yetkililerinin, İş Sağlığı Güvenliği firmasının yetkililerinin kazada kusur durumları nihai raporda değerlendirilecektir” ifadelerine yer verildi.

4 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI

6 Eylül’de meydana gelen ve 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasına ilişkin soruşturma kapsamında, Şantiye Şefi Önder Türksoy, Proje Müdürü Murat Aytimur, asansör teknikerleri Adem Akyıldız ve Turgay Dalkılıç, “birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçlamasıyla tutuklanmıştı.

CHP ‘Lİ VEKİLDEN AÇIKLAMA

Bu arada, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, İstanbul Adalet Sarayı’na gelerek, 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör faciasına ilişkin soruşturmayla ilgili bilgi aldı. Tanal, savcılığa geçen hafta bildirdikleri tanıkların iş cinayetinin yaşandığı yerle ilgili ayrıntılı bilgileri olduğunu, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için bu tanıkların dinlenmesini talep ettiklerini hatırlattı.

“Zengin bir ailenin çocukları ölmüş olsaydı, bugün bunların (tanıkların) ifadesinin alınacağını söylemiştim” diyen Tanal, “Maalesef asıl savcı tarafından olayın vahametine binaen ifadenin alınması gerekirken, bakın neler oldu? Olan nedir? Savcı kendisi ifadeyi almaz, sıradan bir işmiş gibi Şişli Emniyet Müdürlüğü’ne gönderir, tanıkların ifadesini polislere aldırtırlar. Bugün alınan ifade bu. Savcı, ‘Ben ifadeyi almam’ diyor. Bu tanıklar gerçekten Torunlar’ın tanıkları olmuş olsaydı, bu adliyeye geldikleri zaman kırmızı halı döşeyerek bu tanıkları dinleyeceklerdi. ‘Fakir fukaranın kanı yerde kalmasın’ diye bildirdiğimiz tanıklar için, başsavcının kararı uyarınca ‘Savcı dinleyecek’ deniliyor. Savcı da “Ben dinlemiyorum”. Herhalde maddi gerçeklerle yüzleşmek istemiyorlar. Bu açıdan polise gönderdiler. Bu soruşturma eksik yapılıyor. Etkin bir soruşturma yapılmıyor. Baştan savma bir soruşturma yapılıyor. Ama bunun takipçisi olacağız. Burada adaletin işlemesi, hakkın hukukun işlemesi için gereken yasal müraacatlar neyse bunun hepsini yapacağız” diye konuştu.
Tanal, basın açıklamasının ardından ön raporun sonuç kısmını okudu.

Etiketler

Bir yanıt yazın