Antalya’da, Aspendos Antik Tiyatrosu’ndaki basamaklar ve oturakların orjinal koyu gri yerine beyaz mermer kullanılarak restore edilmesinin eleştirilere yol açması üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı açıklama yaptı.
Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından restorasyonu gerçekleştirilen Aspendos’un oturakları ve merdivenlerinde kullanılan beyaz mermerlerin tiyatronun koyu gri renkteki aslına uygun olmayışı, eleştiri ve tepkilere neden olmuştu. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Aspendos Antik Tiyatrosu’ndaki restorasyon çalışmalarının Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararlarına uygun olarak tamamlandığını belirtildi. Açıklamada kullanılan taşların renginin iklim ve tabiat etkisi ile “zamanla” değişerek “patina oluşturacağı ve orijinal olan 2 bin yıllık taş malzeme ile aynı renge dönüşeceği” savunuldu.
Yapılan açıklamada 2 bin yıllık antik tiyatronun orijinal basamaklarından numune alındığı ve özgün taşlara en yakın özelliklere sahip, homojen yapıda, “Korkuteli Beji” rengindeki kireç taşının kullanılması kararı alındığı ifade edildi. Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü uzmanları denetiminde kullanılan yeni malzemenin iklim ve tabiat şartlarının etkisiyle zamanla orjinali ile aynı renge dönüşeceği belirtilen açıklama şöyle:
“Söz konusu tiyatronun orijinal taşları yaklaşık 2000 yıllık olup çevresel etmenlerle (yağmur, rüzgar vb.) yıpranmış ve üzeri grileşmiştir. Geçen zaman içerisinde taştaki renk ve doku deformasyonu taşın içine kadar nüfuz etmiştir. Restorasyonda kullanılan taşların rengi iklim ve tabiat şartlarının etkisi ile zamanla değişerek patina oluşturacak ve orijinal taş malzemenin rengini alacaktır. Bu itibarla yerinde yapılan tüm uygulamalar, restorasyon projesine ve Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararlarına uygun olarak tamamlanmıştır.”
2 yorum
Restorasyon ilkelerinden biri de bu değil miydi zaten, yapılan müdahalenin okunaklı olması.
Belli ki ne eleştirenin, ne de eleştirilenin haberi yok bu durumdan…
Yapilan restorasyonun okunakli olmasi bu demek değildir. Bu restoratörün bir çalışması/yorumu olmuş. Beyaz mermer yerine kırmızı Corian da kullanabilirdi, aynı şekilde restoratörün ve kurulun bir dokunuş arayışı derdik. Yapılan müdahalenin okunaklı olması konusu oldukça göreceli. Ben Santa Maria degli Angeli e dei Martiri bazilikasındaki restorasyonu da okuyabiliyorum, ama bu şekilde rezil ederek, kontrast renk kullanarak yapılmış bir revizyon değil. Doku yorumu ile yapılmış bir revizyon. Olması gereken de bu.
Bugün bir dizi ‘uzman’ soytarının bu restorasyonun doğru olduğunu anlatan ifadelerini okudum. Açıkçası şu farkı anlamamız gerekiyor; yapıyı günümüze kazandırmak ile mimarın sanatsal çalışmasını/denemesini yapacağı bir altlık olarak kullandırmak iki farklı konudur. Eğer Aspendos bir mimara verilmiş ve ‘burada sanatsal bir dönüşüm yap’ denmiş olsaydı bu ortaya çıkan sonuç bir nevi anlam kazanırdı. Ancak inanıyorum ki Aspendos’un restorasyona verilmesindeki amaç bu değildir.
Hazır konusu açılmışken, yalnızca fotoğraflara bu derece net yansıyan hataları görmeyelim. Bence Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden biri Üsküdar Mihrimah Camii’dir ve lütfen gidip bir restorasyondan sonraki halini görün. Bütün taşlar ‘temizlik’ diye küçük keski darbeleri ile zarar görmüş. Bu keski izleri Kılıç Ali Paşa Camii’nde o derece fazla ki, artık taş yüzeyi iyice bozmuş ve ucuz, dokulu dökme plastik gibi göstermeye başlamış duvarları. Kemerlerdeki izlerin hali harap. Açık ve net arkadaşlar, bu işi Türkiye’de bilmiyoruz, uygulayamıyoruz; dahası ‘bu işin doğrusu bu’ diye saçma bir ego ile bu işin içinden sıyrılmaya çalışıyoruz. Madem beceremiyoruz, e anlaşılan o ki öğrenmeye de niyetimiz yok, verelim ünlü mimarlara buralarda sanatsal dönüşümler yapsınlar. Fuksas gibi, Liebeskind gibi. Güzel olacaklarını savunduğumdan değil, en azından daha fazla turist çekecektir. Artık dinimiz imanımız para oldu ya…