Atatürk Kültür Merkezi'ni özlüyoruz. 2012 baharı gerçekten tatlı sürprizlerle dolu.
Yenilenmesi için alınan karar biz sanatçıları ve tüm sanatseverleri mutlu eden AKM ile ilgili değerli gelişmeler bakanlık ile Sabancı Grubu arasında imzalanan protokol sonrasında, şubat ayında, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Güler Sabancı tarafından Türk basınına açıklandı.
SABANCI’DAN VE BAKANLIKTAN BÜYÜK JEST
İstanbul’un sembollerinden biri olan AKM’nin varlığı ve sanatsal açıdan önemi tartışılamaz çünkü bu kutsal mekân sanatın hayat bulduğu koskoca bir dünyadır. Büyük sanat eserlerinin, konçertoların, senfonilerin seslendirildiği, operaların, tiyatroların temsil edildiği büyük bir sanat merkezi olan AKM için basit bir tadilatla yetinilmeyeceğinin söylenmesi ise sevindiricidir. Detaylı bir elden geçirme işlemi yapılacağına değinen Bakan Günay, Sabancı Vakfı’nın Türkiye’nin evrensel kültür yaşamına her zaman değerli hizmetlerde bulunduğunu hatırlatmış, kendilerinin daha önce de İzmir, Adana, Maraş, Malatya ve Kocaeli’nde de kültür merkezleri yapımlarına katkıda bulunduklarını belirtmiştir. Atatürk Kültür Merkezi’ne yapım ortağı olarak katılacak olan Sabancı Holding’e, bu değerli jestin karşılığı olarak, tarihi kültür merkezinin içindeki salonlardan birine, bakanlık tarafından Sabancı isminin verileceği sözü verilmiştir.
Sayın Güler Sabancı’nın yaklaşımını oldukça duyarlı ve hassas buluyorum. Bildiriminde, en fazla dikkatimi çeken ve bana göre en önemli olan nokta ise “AKM’nin hepimizin hayatında önemli bir yeri var. Cumhuriyet tarihimizin sanat ve kültür hayatının merkezi olan bu değerli yapının ‘yeni teknolojilerle donanımlı’, ‘ses ve ışık’ düzeniyle üstün ama aslına da sadık kalınarak değerli İstanbul sanatseverleriyle yeniden buluşmasına katkımız olacağı için gururluyuz…” diyerek vurguladığı önemli sözleri oldu.
AKUSTİK BİLİMİ
Yenilendikten sonra da Atatürk Kültür Merkezi adını taşıyacak olan kültür merkezinin 2013’ün 29 Ekim’ine yetiştirileceğinin belirtilmiş olması da sevinç yarattı. Böyle önemli bir kültür merkezinin sahip olabileceği en değerli özellik ise, içindeki salonların amacına uygun ve dünyadaki belli başlı akustik uzmanları tarafından üzerinde titizlikle çalışılarak elde edilen donanımlı bir akustik düzenin sağlanması ve var olmasıdır ki bu durumun altını tekrar tekrar çizmek isterim. Çünkü akustik bilimi, doğal ve teknik bir olaydır. Bu değer, müziğin ve müzisyenlerin adeta akciğeridir ve nefes alarak yaşamalarını sağlar. Akustik; sanat, kültür, birikim, zarafet ve emekle elde edilen bin bir çeşit sesin ve renklerin inanılmaz zenginlikteki bilim dünyasıdır. Akustik armonidir çünkü varlığı asla reddedilemez! Kısacası bu önemli değer, gösterişten uzak, gözle görülmeyen ama netlikle işitilen, hissedilen ve yaşanan bir bilim dalıdır. Berlin Filarmoni Orkestrası Salonu veya Amsterdam Concertgebouw gibi tanınan ve bilinen akustik değer ve zenginliğe sahip büyük sanat merkezleri bu duruma dünyada örnek teşkil ederler.
Bu köşede sürdürdüğüm bir nevi elçilik vasfımla bu can alıcı ve güzel gelişmeleri sizlerle paylaşabiliyor olmaktan son derece mutluyum. AKM’de buluşmak üzere!