Yıkılarak opera binasına dönüştürülecek olan İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) projesinin tanıtımı, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla yapıldı.
Tabanlıoğlu Mimarlık’ın kurucusu ve Murat Tabanlıoğlu’nun babası Hayati Tabanlıoğlu tarafından tasarlanan Atatürk Kültür Merkezi ana fonksiyonları olan opera ve bale için hizmet verecek çağdaş salonların yanı sıra, çok kapsamlı bir kent kültür yapısı olarak, bugün, 21. yüzyılın başında, ve bu günün imkan ve yaklaşımlarıyla, yeniden İstanbul’a kazandırılıyor.
Haliç Kongre Merkezi’nde Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş’un ev sahipliğinde düzenlenen tanıtım toplantısına, milletvekilleri, belediye başkanlarının yanı sıra, aralarında sanatçılar Orhan Gencabay, Ajda Pekkan ile modacı Cemil İpekçi’nin de yer aldığı kişiler katıldı. Toplantıda “Yeni Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Projesi”nin tanıtıldığı bir video yayınlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş yeni AKM’nin 2019’da açılacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca Taksim Meydanı’nın hepsinin yayalaştırılacağını ve araç trafiğinin tamamen yer altına alınacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Gerek mimarımız Murat bey, gerekse diğer arkadaşlarımız Atatürk Kültür Merkezi’nin yapılışından bugüne kadar geçirdiği süreci çeşitli yönleriyle, gerek ikili görüşmelerimizde gerekse burada ifade ettiler. Sizlerin de gördüğü gibi Atatürk Kültür Merkezi, maalesef talihsiz bir mekandır. İlk gündeme geldiği 1930’larda başlayan macerası yaklaşık 40 yıl sonra ancak 1969 yılında fiziki gerçekleşmeyle sonuçlanabilmiştir. Açılışının üzerinden bir yıl geçtikten sonra ise bu defa yangın felaketi sebebiyle kapılarını tekrar kapatmak zorunda kalmıştır. 1977’de yeniden yapılışının ardından depreme dayanıksız olduğunun ortaya çıkmasına kadar verdiği hizmetler elbette önemlidir. 2007 yılından itibaren farklı kurumlar tarafından yapılan incelemeler bu binanın artık kullanılamayacağını göstermiştir. Bu yapının yıkılıp yeniden inşaasına karşı direnişin, kültür sanat hassasiyetinden değil ideolojik saplantılardan kaynaklandığını gayet iyi biliyoruz. Protestolar, davalar, kampanyalar ve onca kavga gürültünün ardından sonunda nihayet bilimin, aklın, mantığın yoluna gelinmiştir. Bugün tanıtımı yapılacak projeyle, Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılarak yeniden inşa süreci başlamış oluyor. Türkiye 10 yıl önce yapması gereken bir işe ancak bugün başlayabiliyor. Bundan dolayı çok üzgünüm. Çünkü çoktan biz AKM’yi bitirmiş ve milletimizin hizmetine sunmuş olacaktır.”
Atatürk Kültür Merkezi’nin yeni projesinin, binanın mimarı Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu çizdi. Murat Tabanlıoğlu, “2019 yılında bu bina bu şekle girecek. İlk opera binası olarak yapılırken daha sonra kültür binası olması istenmişti. İçinde konser tiyatro sahneleri vardı. Yeni yapılan bina, içindeki opera binası 2 bin 500 kişilik olacak, dünyanın en büyük operaları arasına girecek. Aynı zamanda 800 kişilik konser salonu, tiyatro salonu, oda tiyatrosu, kütüphaneler, kafeler ve restoranlar olacak. Bizim 365 gün kullanabileceğimiz bir bina olacak. Bir önemli şey daha var. Operalar genellikle zengin ailelerin gittiği bir yerdi. Ama artık operalar hepimizin gittiği, baleler hepimizin gittiği yer olmalı. Tüm cepheyi aynı zamanda içeride temsiller yapılırken burada çeşitli balelerin, operaların dışarda gösterilmesi için büyük bir dev ekran haline getireceğiz. Bunun dünyada uygulamaları var ama bu en güzeli olacak. Bu kültür sokağımız AKM’nin içinden 365 gün insanların gezebileceği, kitap okuyabileceği, tiyatrolara gidebileceği bir bölge. Burası bence cıvıl cıvıl İstanbul’un yeni merkezi olacak. Binanın en üst noktasında bence İstanbul’un en güzel lokantası olmalı.”
Haberin tamamına buradan ulaşılabilir.
8 yorum
Keşke bir yarışma açılabilseymiş…
Bence başarılı bir proje olmuş. Daha vahim sonuçlarla karşılaşabilme olasılığı vardı. Her tarafı tartışılabilir, yöntem tartışılabilir, iş verme şekli tartışılabilir, ama sonuç ürün olarak iyi bir proje çıkmış ortaya.
Ülkede kendini yetiştirmiş genç ve yetenekli bir çok mimarımız var. Babadan oğula bir mimarlık geçişi, çok kabul edilebilir değil. Bu en başta fırsat eşitliğine aykırı. Daha vahim proje çıkabilirdi diyerek ‘daha az vahim’ projeleri kabul etmemeliyiz.Proje hakkında detaylı incelemeler daha sonrasında gelecektir mutlaka ama şu haliyle proje, dönemine göre çok çok geride ve heyecan vermiyor.
Asıl müellifin oğlu dediğimiz insan, uluslararası çapta kendini kanıtlamış birkaç mimarlık firmamızdan birinin sahibi, okullarda ders olarak okutulabilecek ve halihazırda okutulan birçok yapının müellifi. Tasarlayan mimarın niteliklerini gözardı ederek yorum yapmayalım lütfen. İş verme şekli tartışılabilir. Dönemine göre çok geride eleştirisi de yanlış. Gayet dönemine uygun olmuş proje. Ayrıca halihazırdaki yapıya göndermeleri de yerinde olmuş. Meydanın tamamen yayalaştırılması fikri de tasarımcılara ait diye düşünüyorum.
Ayrıca ezberlerden kurtularak bakılması gerektiğini düşünüyorum bu tip işlere. Türk evi tipinde kubbeli kemerli binalar yapma potansiyeli olan bir iradenin bu tip bir yapıyı beğenmiş ve uygulayacak olması, yapılan işi daha farklı eleştirmemizi gerektirir. Ben de keşke yarışmayla yapılsaydı diye düşünüyorum. Daha fazla tartışma imkanı bulabilirdik. Ayrıca halihazırdaki yapıyla ilgili Uğur Tanyeli’nin farklı düşünceleri vardı zamanında. Yapının ekonomisi ile ilgili düşüncelerdi bunlar. Göz önünde bulundurmalı..
Murat Tabanlıoğlu’nun kim olduğunu ve başarılarını mimarlık dünyasında herkes aşağı yukarı biliyordur zaten. Bu proje özelinden konuşacak olursak, bu bölge halka mal olmuş bir alandır ve bu sebepten eğer yeni bir yapı yapılacaksa yarışma ile yapılması gerekmektedir. Yok eski yapıyı çok beğeniyorsak, ya restore edelim ya da aynısını yapalım.Yine proje özelinde konuşacak olursak, bu yapıyı başarılı buluyorsanız, dünyada da neler oluyor bitiyor biraz takip etmenizi öneririm. Türki cumhuriyetlerde bile daha nitelikli cesur ve ilham verici projeler var. Üzgünüm ama Tabanlıoğlu ölçeğinde mimar çalıştıran bir ofis için böyle bir projeyi yapmak 1 günden daha fazla sürmemiştir herhalde…
Filmin bir bölümünde Türkiye’nin parlak imajına dalarken, sanki Türkiye biraz kırpık gibi. Ben mi paranoya yaptım bilemedim tabi ama doğuda eksiklik var. Bence bu lansman projeden daha önemli. Bence tabi…ben..ben…
Birde Tabanlıoğlu Mimarlık mı, Emre Aroalt Mimarlık mı yapmış projeyi karar veremedim. Hepsi birbirine benziyor artık. Kafalar temiz. Eski, çağdan uzak. Kafalar Çiçek yahu.
Kürenin kesitle karşılaştırıldığında bir ölçek sorunu var.