AKP'nin son günde çıkardığı KHK, Atatürk Orman Çiftliği topraklarının kullanılması için özel bir madde de içeriyor.
Yetki Yasasının süresi bugün doluyor. AKP, TBMM’ndeki çoğunluğuna dayanarak aldığı; ‘kamuoyundan ve TBMM’nden kaçırarak devleti tekellerin istekleri doğrultusunda dönüştürmek” görev ve yetkisini, son güne değin ve kendisine yaraşır biçimde kullandı ve 34 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yürürlüğe soktu.
Hitler, görevde kaldığı 12 yıl boyunca Parlamentoyu yalnızca iki kez toplamış ve ülkeyi KHK’larla yönetmişti. AKP bu yöntemi daha ustalıkla uyguladı. Çünkü Türkiye’de Parlamento’nun yasama yetkisi önemli ölçüde hükümete devredilmiş olsa bile, yine de toplanıyor. Uluslararası destek dikkate alınarak demokratik görünümün zedelenmemesine kısmi bir özen gösterildiği anlaşılıyor.
KHK’larla yapılan değişikliklerin her biri hakkında çok söz söylendi. Direnişler örgütlendi. Ama AKP iktidarı devletteki dönüşümlerin tartışılmasını hiç istemiyor ve bu nedenle de suskunluğunu hiç bozmadı. Toplumdan da çok az ses gelmesi, başka nedenleri olsa da, bu yöntemin başarılı olduğunu gösteriyor.
Kanun Hükmünde Kararnamelerin Parlamentoda öncelikle görüşülmesi gerekiyor. Ama Parlamentonun önüne getirilse bile Anayasa tartışmalarının gölgesinde kalacağı için kamuoyunun ilgisinin yoğunlaştırılması ve tartışılmasının sağlanabilmesi olasılığı çok zayıf.
Hükümet fermanlarıyla bir yandan devlet dönüştürülürken, bir yandan da “aradan çıksın” mantığıyla değişiklikler yapıldığı da görülüyor. Atatürk Orman Çiftliği topraklarından koparılarak, Ankara Büyükşehir Belediyesine toptancı hali yapılması amacıyla verilen 167 dönüm arsanın Adalet Bakanlığı’na tahsis edilmesi doğrultusundaki değişiklik bunlardan biri.
Biliyorsunuz Atatürk Orman Çiftliği topraklarının satılabilmesi için bir yasa çıkarılması gerekiyor. Bu zorunluluk Çiftliğin yok edilmesini önlemek amacıyla getirilmiş. Ama buna karşın zaman zaman çıkarılan yasalarla topraklarının giderek küçültüldüğü de açık. 1976 yılında Ankara Belediyesi’ne 167 dönüm satılmasına ilişkin bir yasayı, dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk imzalamamış, bir kez daha görüşülmesi için TBMM’ne geri göndermişti. Meclis bu konuda ısrarcı olmuş ve yeniden görüşerek kabul edilen 2015 sayılı Yasayı Cumhurbaşkanı Anayasa gereği imzalamak zorunda kalmıştı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi bu parselin bir bölümü üzerine Toptancı Hali yapmış, kalan bölüme belediye hizmet binası yapmak istemiş, ancak Yasada, verilme amacı dışında kullanma yasağı getirildiği ve amaç dışı kullanılması durumunda AOÇ’ne geri verilmesi öngörüldüğü için bunu gerçekleştirememişti. 661 sayılı KHK’nın 21. maddesi ile 2015 sayılı Yasaya şöyle bir ek yapılarak yasak kaldırıldı: “Ancak, adalet hizmetlerinde veya Bakanlar Kurulunca belirlenecek diğer kamu hizmetlerinde kullanılması amacıyla bu arazinin tamamı ya da bir kısmı ilgili kamu idaresine tahsis edilmek üzere bedelsiz olarak Hazineye devredilebilir.”
661 sayılı KHK ile yapılan değişiklikten; hal binasının bir başka yere taşınacağı ve AOÇ’den koparılan 167 dönüm arsanın, Adalet Bakanlığı’na öncelik verilmek suretiyle başka kamu kuruluşlarına devredilerek, üzerinde devasa yapılar yükseltileceği anlaşılıyor.
Özellikle Yargıtay’daki kadrolaşma nedeniyle Adalet Bakanlığı’nın yeni hizmet binalarına gereksinme duyacağı biliniyordu. Adaletin saraylarda dağıtıldığı bir ülkede yapılacak saraylar elbette ki görevin niteliğine uygun ve görkemli olmalıdır. Böyle bir Adalet Sarayı yapılmasını sağlamak görevi de elbette ki AKP’ye düşerdi. 661 sayılı KHK ile bu görevin yerine getirilebilmesi için gerekli arsa bulunmuş oldu. Gerisini TOKİ halleder nasıl olsa.