Erken Cumhuriyet Dönemi yapısı Batum Apartmanı rant odaklı kentsel dönüşüm tehdidi altında. Kadıköy Caferağa’da mimar Zeki Sayar’ın tasarladığı 1938-1940 yılları arasında inşa edilen Batum Apartmanı’nın kentsel dönüşüm sebebiyle yıkılması planlanıyor.
Depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkım kararı çıkarılan apartman sakinlerinin konutları tahliyesi için 90 gün süresi kaldı. Karara karşı çıkarak konuyu mahkemeye taşıyan paydaşlardan edinilen bilgiye göre Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na tescil için başvuruldu ancak henüz bir cevap alınamadı.
Kültür varlığı olarak tescillenmesi için başvurulan ve karar beklenen Batum Apartmanı’nı koruma altına almak neden önemli? Aslında bir çok sebebi var. En önemli neden kendine has bir dönemin son temsilcilerinden olması diyebiliriz. Döneminin sivil mimarlık ilkelerinin özelliklerini bozulmamış bir biçimde yansıtıyor, özgün ve ender. Bu özelikler de kültür varlıklarını koruma ilkelerinden bazı maddelere işaret ediyor. Yapının belge değeri, özgünlüğü ve estetik değeri tartışmasız bunların başında.
Belge değeri taşıyan kültür varlığının en basit anlamıyla geçmiş ve günümüz arasında fiziksel bir bağ kurması; toplumun sosyoekonomik, kültürel ve politik birçok boyutu ile ilgili bize çeşitli bilgiler vermesi beklenir. Batum Apartmanı’nın karakterini yansıtan bu özellikler ‘kira evleri’ denilen bir döneme işaret ediyor.
1965 yılında yürürlüğe giren kat mülkiyeti kanunundan önce arsa sahibi mevcut yapıdaki tüm birimlerin tek malikiydi ve birimleri kiralama hakkına sahipti. Bu da ilk apartmanlaşma sürecinin başına denk geliyor. Tabi ki bu ilk yapı örnekleri kendine özgü karakteristik öğeler içeriyor. Bunların başında cephe özellikleri, bina çekirdeği ve mekan organizasyonu geliyor.
Batum apartmanı da yapıldığı dönemin mimari anlayışı ile tasarlanmış olup yukarda bahsi ‘’belge değerini’’ taşımaktadır. Mimar, projesini Arkitekt dergisinde yayınladığı detaylı bir inceleme yazısı ile anlatıyor.
Yapının mimarı Zeki Sayar. Kendisini bir çoğumuz Erken Cumhuriyet Dönemi’nin mimarlık ortamına ışık tutan belgeleri günümüze dek ulaştıran, belki de tek kaynak olan, Arkitekt dergisine sunduğu emeklerle tanıyoruz. Arkitekt 1931-1980 yılları arasında yayımlandığı 50 yıl boyunca modern mimarlığı savunduğu gibi kent, arkeoloji ve yapı mühendisliği alanlarının arşivini tuttu, yerel mimarlığın adeta tek serbest kürsüsü oldu.
Türkiye’de birçok projenin tasarımını ve uygulaması üstlenen Sayar, aynı zamanda meslek ortamının iyileşmesi ve örgütlenmesi için çalışmalar yaptı. Dönemindeki imar düzenlemeleri, konut sorunları, şehircilik faaliyetleri gibi birçok konuya itirazları ve önerileri ile güncel ve kamusal sorunlara yayınlarında yer verdi.
Maçka’da bulunan Barıştıran/Demirağ Apartmanı 2020 yılında kentsel dönüşümle yıkıldı. Abidin Mortaş ve Zeki Sayar’ın ortak projesi Zonguldak Halkevi binası Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin uzun uğraşları sonucu tescillenerek kurtarıldı. 2017’de yıkım kararı iptal edildi.
Tescil edilen yapılar arasında kamu yapılarının oranı daha yüksek ancak sivil mimarlık örneklerinin önemli bir kısmı miras kapsamında değerlendirilmiyor. Oysa İstanbul’un bu son kalan apartmanları, kent belleğini oluşturan en önemli unsurlardan.
Neo-liberal kentte ranta dayalı dönüşüm süreçleri oldukça hızlı ve tehditkâr ilerliyor. Bu sebeple kentsel kimliği ve hafızayı canlı tutan modern mimarlık mirası örnekleri için belgelenme ve tescil sürecinde yasal ve pratik boyutta dinamizme ihtiyaç var. Tescil sürecini kolaylaştıracak, net kararların alınmasını sağlayacak yeni koruma ölçütleri geliştirilmeli.
Batum Apartmanı, bugünlerde İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan gelecek cevabı bekliyor. Dilekçenin 45 gün içinde cevaplanması gerekiyor. 30 günlük süre doldu. Batum Apartmanı yasal süreçlerde oyalanarak birkaç kat fazladan rant elde etmek için yıkılırsa, modern Türkiye mimarlığı ve kentliler için büyük bir kayıp olacak.