Kapitalist Batı ve sosyalist Doğu Avrupa arasında konumlanan Yugoslavya’lı mimarların her iki yakanın talepleri ve etkileri ile şekillendirdikleri, özgün mimariyi konu alan Toward a Concrete Utopia sergisi MoMA’da açıldı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasından Yugoslavya’nın dağılışı arasındaki mimarlık kültürünü konu eden sergi MoMA’dan Martino Stierli, Vladimir Kulić ve konuk küratör Anna Kats tarafından organize edildi.
Sosyalist Yugoslavya’nın önde gelen mimarları tarafından tasarlanan çeşitli, hibrit ve idealist mimari üretimi uluslararası izleyiciler ile ilk defa buluşturan sergi modern mimarlık tarihinin son derece kayda değer ancak yeterince ilgi gösterilmemiş alanlarından birinin günümüzde ilerici olarak tanımlanabilecek suretlerinden birine odaklanıyor.
Yerel yönetim arşivleri, kişisel koleksiyonlar ve bölgedeki müzelerden toplanan 400 parçanın üzerinde çizim, maket, fotoğraf ve filmden oluşan sergi Bogdan Bogdanović, Juraj Neidhardt, Svetlana Kana Radević, Edvard Ravnikar, Vjenceslav Richter ve Milica Šterić gibi isimlerin eserlerinden oluşuyor. Bosna kırsalındaki Beyaz Cami’nin heykelsi iç mekanından, Üsküp’ün metabolist etkilenimli, deprem sonrası yeniden inşasına ve Yeni Belgrad ilçesinin devasa toplu konut projelerine kadar uzanan genişlikteki mirasın, mimari üretim biçimleri ve özgün karakterine odaklanıyor.
MoMA’nın 3’üncü kattaki sergi salonlarında bulunan Toward a Concrete Utopia: Architecture in Yugoslavia, 1948–1980 sergisi 13 Ocak 2019 tarihine kadar gezilebilecek.
Tüm görseller MoMA.com’dan alınmıştır.