Japonya merkezli stüdyo Schemata Architects, Seul’de “Arario Gallery” adında bir sergi mekanı tasarladı.
Galeri, Güney Kore’nin modernist ikonik yapılarından olan ve Arario Museum’un arkasınaa konumlandırıldı.
Mimar Kim Swoo-geun tarafından 1970’lerde tasarlanan ve kültür mirası listesinde yer alan gri tuğla yapı, 2014 yılında müzeye dönüştürüldü.
Bu binanın yanında ise Swoo-geun’un öğrencisi mimar Jang Se-yang’ın tasarladığı, 1990’lardan kalma bir ek bina ve 2014’teki açılışta yeri değiştirilen geleneksel bir Güney Kore evi -diğer adıyla hanok- yer alıyordu.
Bu mimari arka planın ortasında, 1980’lerde araziye eklenen bir tuğla ve beton yapı bulunuyordu. Yapıyı Arario Galerisi’ne dönüştürme görevini ise Schemata Architects üstlendi.
Schemata Architect’ten Jo Nagasaka, projeye dair hislerini “Japon bir mimar olarak bu yapı üzerine çalışmak benim için harika bir fırsattı. Özellikle usta ve öğrencisinin yarattığı mevcut yapılar arasındaki harika karşıtlığı görmek beni oldukça heyecanlandırdı,” sözleriyle anlattı.
“Dışarıdan bakıldığında değişmemiş” bir mekan yaratma çabası içerisinde olan stüdyo, yapının temel strüktürünü ve koyu renkli tuğlalarını -Space Group Building ile etkileşimi sürdürmek için- muhafaza etmeye karar verdi.
“Bu bağlamda, peyzaj içerisine yeni ve özgün bir eklenti yapmanın uygun olmayacağını düşündük,” diye ekledi Nagasaka.
Dört ana kat ve bir bodrum kattan oluşan beyaz galeri alanları; yapıdaki malzemelerin ham haliyle açıkta bırakıldığı merdiven, asansör, servis ve depolama alanlarının yanında konumlandırıldı.
Endüstriyel hissettiren bu alanlardaki duvarlar, metal çerçeveli kontrplak ile yapıldı. Metal kapılar ve metal korkuluklar ile desteklenen alan, mevcut strüktür içerisinde bilinçli olarak öne çıkarıldı.
Bodrum kattaki koyu gri tuğlalar, alan boyunca uzanan zemine yansıtıldı.
Üçüncü katta ise dış duvarın bazı kısımları, VIP alan için cam duvarlar oluşturmak üzere kaldırıldı. Cam duvarlar, Changdeokgung Sarayı’na ve çevredeki parka bakacak şekilde konumlandırıldı.
Bu sayede, ziyaretçilerin beyaz küpten çıkıp, ham strüktür içerisinde dolaşıp, üst katlara çıktıklarında harika bir manzara ile karşılaşabilecekleri tekrarlanan desenler oluşturuldu.