Dünyanın ilk AVM tasarımlarından biri olan Helicoide, şimdi siyasi suçlular için bir hapishane...
Venezuela’nın başkenti Caracas’taki bu dev binanın adı El Helicoide de la Roca Tarpeya. Araçla girip alışveriş yapmak için düşünülen binanın inşaatı, bitmesine 1 yıl kala 1960’ta durduruldu. 20 yıl boyunca işlevsiz kalan bina daha sonra işgal edildi. Uzunca bir süre gizli servislerin karargahı olarak hizmet veren bu bina şimdilerde gecekondu mahallesinin içinde bir cezaevi olarak kullanılıyor. Mahkumların bazılarının ifadesine göre artık burası siyasi tutsaklar için bir işkence merkezi.
1955 yılında Marcos Pérez Jiménez diktatörlüğü döneminde mimarlık ofisi Arquitectura y Urbanismo C.A tarafından tasarlanan binada Frank Lloyd Wright’ın yapılarından esinlenilmiş.
Buckminster Fuller’ın da kubbesini tasarladığı spiral ve rampalı yapı, mimarisiyle dönemin sanatçılarından çok ilgi görmüş. Salvador Dali’nin bu modern yapıda eserlerini sergilemek istediği biliniyor.
Ancak proje, 1958’de Pérez Jiménez diktatörlüğü çöktüğünde parçalanmaya başlamış. Ardındaki siyasi belirsizlik ortamında, binanın inşası yarım kalmış. Yeni demokraside hiç kimse projeyle ilgili bir şey yapmak istememiş. Özel sermayeyle başladığı halde, diktatörlükle özdeşleşmesi yapının kaderini mühürlemiş.
Tasarım o dönem, yurtdışında da büyük ilgi görmüş. New York Modern Sanat Müzesi (MoMA), sarmal mimarinin yol tasarımıyla bütünleşmesine dikkat çeken “Yollar” başlıklı bir sergi düzenlemiş.
İnşasından yarım yüzyıl sonra El Helicoide de la Roca Tarpeya, bu sefer de alışveriş merkezinden cezaevine dönüşümüyle New York’ta bir başka sergiye konu oluyor. Mimarlık ofisi The Center for Architecture, “El Helicoide: From Mall to Prison” adlı projeye 13 Temmuz’a kadar ev sahipliği yapıyor.