m2.studio tasarımı tuvalet yapısı, soyut geometrisi ve yapının tamamını kaplayan yeşil seramikler ile dikkat çekiyor.
İlk ortak tuvalet 1851’de, Crystal Palace, Londra’da ortaya çıkmıştı. Great Exhibition’ın cam ve demirden oluşan salonunun özel odalarında bulunan ve 827.280’den fazla ziyaretçinin havlu, tarak ve lostra için para ödediği “Monkey Closets”, Brighton’lı tesisatçı George Jennings’e ait.
Fotoğraflar: Nelson Garrido
Tuvalet doğal olarak en önemli tasarım elemanı sayılmayabilir fakat bu mütevazı mekan, Jennings’in Hyde Park buluşundan beri yaşadığımız mekanları şekillendiriyor. Örneğin, yüksek katlı yapı planlarının ilk çalışılan bölümlerinden birisi genelde ıslak hacimler oluyor.
Tuvaletler, konutlarda ve ticari yapılarda işlevinin ötesinde güzelliğiyle de ön plana çıkabiliyor.
In Ílhavo, Portekiz’de bulunan bir mezarlık alanında, m2.studio tarafından tasarlanan tuvalet yapısı, saygılı tasarım alanının nasıl olabileceğine dair örneklerden birisi.
İddialı ve soyut bir geometri ile karakterize edilen, yeşil seramikle kaplı yapı, sanatsal bir dokunuşa sahip ve hem fonksiyon hem de işlev konusunda başarı gösteriyor.
Strüktürün, yapıyı çevreleyen mezarlık alanındaki taşlar ile birlikteliğini sağlamak isteyen mimarlar soyut bir obje yaratma amacı gütmüş. Bu arayış yapıyı üzerinde bilgilendirme amaçlı yazılar bulunmadan tasarlayarak sonuçlandırılmış. Yapıda ayrıca, kapı, pencere, gölgelik, veranda veya herhangi bir işaret bulunmuyor.
Eski yapı, şapele neredeyse değecekmiş gibi duran düz çatılarıyla epeyce geniş bir alan kaplıyormuş. Mimarlar, boyutları küçültmüş ve yapıyı tamamen sarıp yakınlardaki kilise ile ilişki kuran yeşil seramikler ile kaplamış.
Proje, kuzey-güney yönelimi sayesinde teknolojiye ihtiyaç duymadan doğal havalandırma sağlıyor. Tüm iç mekanlar beyaz renk ile kurgulanmış ve ışıklıklar vasıtasıyla doğal ışık alıyor.