Bir Rehabilitasyon Hikayesi: Depodan, Gözlem Merkezi ve Atölye Mekanına

Portekiz'in kırsal bir alanında gerçekleştirilmiş olan rehabilitasyon projesinde 180 metrekarelik yapı, mekansal ve işlevsel olarak yeniden tanımlanarak kırsalın çekiciliğini arttıracak bir atölye mekanına dönüştürülmüş.

Portekiz’in başkenti Lizbon’a 140 km uzaklıkta, Charneca’da bulunan yapı, güneyde konut yapıları, batıda mısır tarlaları, kuzeyde ise tüm araziyi karakterize eden Portekiz mantar meşe ağaçları ile çevrili bir tarım kompleksinin deposu olarak uzun yıllar kullanılmış.

Yapı, demografik düşüş, yüksek yaşlanma oranı, azalan yağışlarla iklim değişikliğinin etkileri ve kırsal alanların genişlemesiyle ilişkili yangın riskleri gibi sosyal, ekonomik ve ekolojik dezavantajlar yaşayan düşük yoğunluklu bir bölgede bulunuyor. Mimar João Nery Morais tarafından önerilen rehabilitasyon projesi, kırsal bölgelerin kalkınmasını hedefleyen LEADER projeleri kapsamında hazırlanmış.

Yapının çevresi ile mevcut ilişkisi, iç mekanın yeni fonksiyonu ile de ilişkilendirilmiş. 180 metrekarelik alan, sergiler, workshoplar, toplantılar ve sunumlar için bir mekan haline getirilmiş. 8 kolon üzerinde konumlandırılmış olan çatı, halihazırda açık bir mekan oluşturduğu için bu mekan korunmuş ve değerlendirilmiştir.

Tuvalet, el yıkama alanları ve kitchenette gibi destek fonskiyonlar, merkezi bir hacme yerleştirilmiş. Bu merkez hacmin yüzeyi, ülkeye özgü mantarlarla kaplanmış. Malzeme, yapı ve mantar meşeleri ile çevrelenen doğal peyzaj arasında köprü oluşturan yeni bir unsur olarak varsayılmış. Mekan içinde kullanılan mantar, el yapımı seramikler gibi doğal malzemeler, görsel bir rahatlık sağlamakla birlikte doğal ortamı yapının iç mekanına taşıma fikrini destekliyor. Mekana, bir dizi çok amaçlı dolap, aydınlatmalı raflardan oluşan bir kitaplık, nişlerde ise oturma birimleri ve ısıtmalar yerleştirilmiş.

Yapının kimliğini korumak için 20. yüzyıl başlarında inşa edilmiş olan geleneksel çatının ahşap çerçeveleri orjinaline sadık kalınarak yenilenmiş. Buna ilave olarak ısı ve su yalıtımı için içeriden ahşap çıtalı tavan kaplanmış ve yapı daha konforlu hale getirilmiş. Cephede ise yapının ana işlevi sergi alanı olarak tasarlandığından güneş ışığının kontrolüne öncelik verilmiş ve bunun yanında mekanın mahremiyetinin korunması hedeflenmiş.

 

Bu nedenle, açıklıklar minimum düzeye indirilmiş. Toplamda üç açıklık bırakılmış. Kuzey ve güney cephelerde bırakılan büyük iki boşluk, ışığı mekana iletmekle birlikte kullanıcı giriş çıkışını sağlıyor, diğer boşluk ise batı cephesinde konumlandırılmış. Yapının ana işlevlerinden biri olan peyzaj gözlemi için manzara kontrolü, çerçeveler ile sağlanmış. Bu müdahale, manzarayı  önemsizleştirmemiş, aksine mekan kimliğinin bir parçası haline getirmiş.

Etiketler

Bir yanıt yazın