Restorasyon ülkemizde maalesef yenileme olarak algılanıyor. İşte Anamur Mamure Kalesi restorasyon rezaletine yeni bir örnek.
Anamur Mamure kalesi 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası geçici listesine girmeyi başarmıştı. Geçmişi 3. yüzyıla kadar dayanan 39 kuleli tarihi kale listeye alınınca restorasyon başlatıldı. Mersin Valiliği’nce yürütülen restorasyon “keşke yapılmasaydı” denilecek hale geldi. Çimento kullanılarak yürütülen restorasyon görenleri hayrete düşürüyor. Günümüz çimentosuyla yapılan restorasyon kalenin orijinal dokusunu bozdu.
Yüzölçümü 23 bin 500 metrekare olan kale, Anadolu Selçuklu Sultanı Aleaddin Keykubat tarafından 1221’de fethedilirken çok yıprandı. Daha sonra kale yeniden yapıldı. 1300’lü yılların başında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından kale kuşatma yoluyla alınınca yine büyük zarar gördü. Mehmet Bey kaleyi mamur (yeniden imar) edince de adını ‘Mamuriye’ koydu. O tarihten sonra da Osmanlı döneminde kale birkaç kez onarım gördü.
Restorasyonu yürüten firma harcın içindeki oranların Koruma Kurulu tarafından onaylandığını açıklıyor. Hatta izolasyon maddesi olarak da kaktüs bitkisini kaynatarak elde ettikleri bir tutkaldan faydalandıklarını belirtiyor.
3 yıl süreceği belirtilen restorasyon için derhal bilimsel bir heyet hazırlanıp restorasyonun bir an önce denetlenmesi gerekir. Lakin restorasyon bu şekilde sürdürülecek olursa Mamure Kalesi’nin UNESCO Dünya Mirası listesine girmesi mümkün değil.
Dünya Mirası Geçici Listesi’ne tarihi kalenin alınması için uğraş veren Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Ali Yücelen de restorasyona isyan etti. Yücelen, ‘burçlara beyaz mermer koymuşlar, çimento ile duvarları sıvamışlar. Eski hali bile daha güzeldi’ şeklinde tepki gösteriyor.
Mamure Kalesi restorasyonunu yapan Yakupoğlu İnşaat firmasının sahibi Zeki Şentürk aradı. Şentürk kesinlikle çimento kullanmadıklarını ileri sürerek şöyle konuştu; ”Horosan harç yapıyoruz. İçinde hidrolik kireç, söndürülmüş kireç, kiremit tozu kullanıyoruz. Derz dolgu ile yer yer horosan harcı enjekte ediyoruz. Çalışanlarımız çimento kullandıklarını sanıyor oysa o İtalya’dan özel getirttiğimiz hidrolik kireç. Çimento sıvalar olan duvarlar 1980’li yıllarda yapılan onarımlardan kalma. Biz kesinlikle çimento kullanmıyoruz. Çimento sıvalı yerleri de temizliyoruz. Kaktüs yaprağı fikri en başından vardı daha sonra ondan vazgeçildi. İzolasyon malzemesi kullanmıyoruz. Beyaz mermer olarak görünenlerde kaleye uygun sert taşı. Asla Adana Koruma Kurulu’nun onaylamadığı, proje dışında bir uygulama yapmıyoruz.”